"Galiba beni...Teberru etmediniz? Bilakis bunun bu şekilde çözümleneceğini bilmem gerekirdi. Birkaç gün önce sizi beklediğim vagonda bir bey vardı. Sizin aksinize kısa, saçı, sakalı karmakarışık, oldukça da çenesi düşük birisiydi. O, konuştukça muhabbetin bitmesi için dualar ettim. Gerçi...Ettim de ne oldu?
Bana...
Nisyan etmemin hacet ettiğini söyledi...Bunu söylerken de şu sözü peşi sıra iletti,"Hafıza-i beşer nisyan ile maluldür."
Değildir, efendim.
Değildir.
Mevzu bahis size duyduğum güdümsüz aşksa...Değildir...
Ben...Sizi, sevmekten ürkerken, şu sözleri duymak fazla canımı acıttı.
O adam, ahbabınızmış. Doğru mu, cidden o, size daha mı yakın?
Benden de mi?
Siz...Benim adımı, sanımı, zikrimi duymak istemezken, yardımcı olmayı yeğlediğini söyledi. Benden bu kadar çok mu istikrah ediyorsunuz?
Ya, bakışlarınız?
Ellerinizin, sıcaklığı?
Çehreniz?
Naçiz vücudumla sual ediyorum...Bu kadar çok mu istikrah ediyorsunuz?
Ediyorsanız...Niçin bana yeni bir cihan bahşettiniz? Değer miydi? Meyletmek için bakmadığınız bir cesede değer miydi?
Bana sorarsanız, değmezdi.
Ahbabınız sayesinde uzun, uzun sual ettim. Yazdım, sildim...Sahifeler değişti, ben değişemedim. Her bir anımız...Her bir istibhacımız...Her bir bakışımız...Zihnimin kuytu köşelerinde bulunuyor.
Diğergam olduğumu düşünüyor olabilirsiniz. Lakin bu da doğru değil, ben bir tek size böyleyim. Buna iptila da diyebilirsiniz. Gerçi ben olsaydım bu cesede, dilhun ya da meyus derdim. Belki biraz da mecruh...
Yazmadan geçmemeliyim, çokça da canhıraş bir kadere sahibim...
Dert etmeyeceğinizi biliyorum ancak yine de yazayım, mahzun gönlümü girye ile şâd ederim ben...Giryelerim, birer vaveylaya sığınabilir...Oradan da, toprağa karışıp, tomurcuklanmayı beklerken, izmihlâl olabilir...Hatta kesin öyle,"olur."
Sizsiz, bağda meyler içilir, nâneler eyler neyler...
Sizsiz, rûz-ü şeb kan ağlarım, âh eylerim al mâh için...
Âfitab olmak, lâl olanı, aciz durumlarda mahv-u perişan ediyor...
Lâl olan ben, âfitab olan da sizdiniz...
Muhteriz davranmıyorum, vaziyet yüreğimden akan nârı harladı, efendim. Ben...Münzevi bir ruh idim lakin siz münzevi olan beni, kendinizden mahrum bırakıp, münzevilikten çıkarttınız.
Siz, benim değersiz hayatımdaki en elzem cihandınız. Çok kısa süre önce bahşettiğiniz cihanla beraber siz de bir cihan oluvermiştiniz.
Fakat unuttuğunuz bir sürü şey olduğu gibi unuttuğunuz bir hakikat daha var...
Gülmenin sonu ağlamaktır...Vuslatın sonu hicran...Yazın sonu hazan...İkbalin sonu zeval...Hayatın sonu ölüm!

ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝕌𝕟𝕦𝕥𝕥𝕦𝕟(𝕞𝕦?)[PORGOLA]
Historical Fiction⚠️Lütfen tüm yazıları okumadan kitaba başlamayın.⚠️ 💫Porgola kurgusudur.💫 ❣️:Rica ediyorum okumadan önyargı ile yorum atmayın. °••° ✨~Kurgu ile ilgili kısa tanıtım.~✨ ❝sαhí вєn, tαnımαdığım вírísínє...nєdєn güvєndím kí? gíчímíníz vє kuşαmınız...