Catboy | Taekook

5-ฅ⁠^⁠•⁠ﻌ⁠•⁠^⁠ฅ

🐈‍⬛ Happy happy happy 🐈‍⬛

Jeongguk yatağında bir o tarafa bir bu tarafa dönüp duruyor ama bir türlü uyuyamıyordu. Kedi olmak dışarı çıkmak istiyordu. Biraz yerinden doğrularak yatağının yanında bulunan prize takılı çilek şeklindeki gece lambasını açtı. Aslında insan bedeninde olmasına rağmen gözleri karanlık oda da bir kedi kadar güzel görüyordu ama lambanın pembemsi renginin oda da dağılmasını seviyordu. Odasında gözlerini gezdirdi. Yatağının karşısında kitaplığı ve üstü kartonlar , renkli kalemler , çıkartmalarla dolu olan dağınık masası vardı. Hemen yanında komodini ve geniş dolap öbür tarafında ise Jin hyungunun yatağı , çalışma masası düzenli bir şekilde bulunuyordu. Busan'daki evlerinde odaları farklıydı aslında ama burada aynı oda da kalıyorlardı. Yavaşça yatağından kalkıp odadan çıktı. Sessizce kapısı açık olan yan odaya girdi Jimin çift kişilik yatakta huzurlu bir şekilde uyuyordu. Yoongi hyung ve Jimin evlilerdi evet ama hep beraber kalıyorlardı. Üniversite bitip Busan'a geri dönünce farklı eve çıkmayı düşünüyorlardı ama bu Jeongguk'u biraz üzüyordu ayrılmak istemiyordu ikisinden de ailesine çok düşkündü.

Jimin her ne kadar uyumayacağını söylese de tüm gece uyanık kalmasından gerek olsa Jeongguk eve geldiğinde televizyonunun karşısında uyuyor bir şekilde bulmuştu onu. Kaldırmak istemese de yerine yatmasanı istediği için uyandırmak zorunda kalmıştı. Jimini yatırdıktan sonra kendisi de bir şeyler atıştırıp yatmıştı ama gel gör ki şuan dolabının önünde durmuş ne giyeceğine bakıyordu. Dışarı çıkmaya karar vermişti. Her ne kadar kedi olarak yürümek istese de hem yaşananlardan korkmuş hem de Jimin'e çıkmayacağına dair söz vermişti. Aslında biraz sözünü bozduğunu düşünmüştü ama sonuçta arkadaşına kediye dönüşüp çıkmayacağım diye söz vermişti insan olarak çıkmakla ilgili bir şey konuşmamışlardı. Kendi kendine vicdanını rahatlattıktan sonra bol siyah hırkasını giyinip şapkasını da örterek sessizce kapıya ilerledi. Altında açık mavi arabalı pijaması vardı çıkartmaya üsenmişti. Anahtarlarını cebine atıp ayakkabılarını da giydikten sonra kendini dışarı attı. İşte yine bir gece vakti sokaklardaydı.

Boş boş dolanırken ayakları onu o parka getirmişti. Duyduğu ağlama sesiyle dejavu olurken yine aynı bankta içli içli ağlayan bir Taehyung beklediği son şeydi. Ya da belkide Taehyung'u görmek istediği için gelmişti. Yavaş adımlarla gencin yanına ilerleyip bankın ucuna oturdu. Taehyung ise aldığı kokuyla hızlıca kafasını kaldırdı "KOOKİE !" dedi sevinçle ama yanında bugün tanıştığı genç vardı. Şaşkınlıkla baka kaldı. Taehyung'un aksine Jeongguk oldukça endişeliydi nasıl tanımış olabilirdi ki ? İmkansızdı bu.

"Ah Je-Jeongguk ne işin var senin burada?" şaşkın ve ağladığı için kısık olan sesiyle konuştu Taehyung.

"Taehyung neden Kookie dedin ?"

"Şey ben bu çok saçma boş ver."

"Taehyung söylesene yanlış hatırlamıyorsam kedinin adıydı Kookie hm ?"

"Evet." kısıkça mırıldandıp yanaklarındaki yaşları sildi.

"O zaman neden öyle dedin ?" Jeongguk fazla ısrarcı olmak istemiyordu hele ki karşısındaki genç ağlarken ama bunu öğrenmek zorundaydı. Neden Kookie demişti ki fazlasıyla panik olmuştu.

"Dalga geçmeyeceksen söylerim."

"Geçmem söz."

"Şey , aynı onun gibi kokuyorsun biliyorum bir kediyle kokunu benzetmek aşırı saçma ama ikinizde çiçek bahçesinde yuvarlanmış gibi kokuyorsunuz çok hoş." sonlara doğru sesi tamamen kısılmıştı.

Jeongguk rahat bir nefes verdi. Bunun hakkında yalan söylemek kolaydı. "Çiçek kokularını sevdiğim için öyle parfüm kullanıyorum aslında. " doğrusu türümüze ait bir özellik her birimiz farklı kokulara sahibiz parfüme ihtiyacım bile yok.