Jaseon dönemi 1394'
Kurallara uymak istemeyenler fark etmeden bir düzene mazhar bulur kendini. Düzen bozup sınırları aşmak, kuralın parçası haline dönüşebilir. Kaçar adımlarla koşsan da, zihninin sana sunduklarını bir okyanusa bıraksan da, kaçtığın her şey çığ gibi üstüne gelir. Değiştirebilirsin, dengeleyebilirsin, imkansız gelen sebepleri zihninin boş kurgusuna dahil edip okyanusa bırakabilirsin, ama firar çaresizliğin ortasında bir an da terk eder seni.
Minho omzuna yaslanmış olan bedenle, firar ettiğini düşünmekten öte zihninden geçirdiği düşünceler endişelerini sonlandırıyordu. Yüzleşmek istiyordu. Çare bulmak değil, çare olmak istiyordu.
Neyle karşılaşacağını bilmemek zerre korkutmuyordu. Korkusuzluğu hayrete düşürürken eğer bu kervana atlamasaydı, en korkak kişi olabileceğini düşündü. Tek korkusu Hyunjin'in yokluğu olduğunu fark etti.
Tüm duyguları eşsiz bir ahenkle aynı kişiye duyuyor olmak, derinliğini düşünmek, tüylerini ürpertiyordu.
Kervanın yavaşladığını hisseden Minho, omzunda uyuklayan bedeni yavaşça kaldırmaya çalıştı. Uyandırmak istemese de, uyanması gerektiğini düşünerek, rahatsız etmeyen ses tonuyla kulağına yaklaştı. "Hyunjin, uyanıp elimi sıkıca tutmalısın."
Mırıldanarak gözlerini açmaya çalışan güzelliği seyrederken, atlıların daha da yavaşladığını fark etti. Uyanması için ellerini Hyunjin'in göz kapaklarına yerleştirip açmaya çalıştı.
Hyunjin mızmızlanır şekilde söylenirken, Minho gülümseyerek başını geriye attı. "Yalnış bir şey yapmıyormuşuz gibi rahatsın, gerçekten bana benziyorsun." Hyunjin kaşlarını kaldırdı. Diklenerek konuştu. "Tek yanlış bizi ayırmaya çalışmalarıydı! Şimdi onlar düşünsün."
Minho gururla karışık gülümseyen bir bakışla yanıtladı. "Kral olduğunu öğrenmen seni fazlasıyla cesaretlendirdi." Hyunjin ayağa kalkmış üzerini toparlarken ensesine gelen saçlarını savurdu. "Hyung sence bana taç yakışır mı?" Minho kendisine engel olamadan saçlarını düzeltme bahanesiyle dokunarak, ekledi. "Bana göre her şey seninle güzel... Taç sana yakışır mı? Aslında senin güzelliğinle taçların ün kazanacağını düşünüyorum."
Minho'nun iltifatları Hyunjin'i gülümsetirken, utanmasından ötürü minicik kalmasına sebep oldu. Minho geri adımlayıp Hyunjin'in elini tuttu.
Askerlerden önce üzerine destansı elbisesini giyinmiş olan kadın, kervana doğru yaklaşmıştı. Hyunjin ve Minho yaklaşanların görüş açısına girdiğinde, İçlerinden biri seslendi. "Hey biz seni getirmedik neden buradasın?" Kadın askeri bakışıyla susturup el ele duran ikiliye daha hızla yaklaşarak gülümsedi.
"Aşağıya inmeniz için yardım edebilir miyim? Kadının söylediği cümleyle Hyunjin ve Minho nazik karşılanmış olmaya şaşırarak birbirlerine baktı ve hemen dönüp aynı an da başıyla onayladılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
rodeflus, hyunho
FanfictionBabam bir üflemenin çiçeğe zarar verebileceğini söylerdi. O benim çiçeğimdi ve ben onu rüzgar esintisinden bile korumak istiyordum.