Jaseon dönemi 1402'
Açelya; aşık olduğun kişiye duyulan özlemi ve kavuşamadığında hissedilen acıyı temsil eder.
*
Adımlar tereddütün öncüleri gibiydi. Bay Kang'ın bugün her zamankinden daha ciddi oluşunun yanı sıra kılıç dersleri artmıştı.
Minho'nun gözleri Hyunjin'i aradı. Görür görmez tek nefeste ulaştı yanına. "Bay Kang bugün kılıcın ucundaki korumalıkların çıkarılmasını söyledi."
Korkulu gözlerle Hyunjin'e baktı Minho. Hyunjin elini omzuna götürdü. "Ne kadar iyi olduğumu görmüyor musun? Zarar görmeyeceğim emin olabilirsin."
Minho omuzundaki eli aşşağıya indirme bahanesiyle elini tuttu. "Görüyorum ve ne kadar merhametli olduğunu da görüyorum" gözlerini Hyunjin'den kaçırdı, konuşmanın ciddiyetini ancak bu şekilde arttırabilirdi.
"Hyunjin karşındakine hamle yapmıyorsun, yalnızca kendini koruyorsun, fırsat veriyorsun, hasar verecek harekette bulunmuyorsun. Her zamn eğitim için savaşmayacaksın. Bekleme... lütfen bekleme sen de bir şeyler yap!"
Minho titreyen sesiyle dolan gozlerini saklamaya çalıştı. Hyunjin yaklaşarak bedeninin onu sarmasına izin verdi "deneyeceğim." Elleriyle Minho'nun sırtını sıvazladı ve ekledi. "En iyisi olacağım, korkma. Hem ben korkusuz olmayı senden öğrendim... haline bak." Minho dolu gözlerininin kendini ele vermemesi için kırpıştırmaktan sakındı. "Tüm korkum sensizlik." diyebildi, zoraki çıkan sesiyle. "Öyle bir şey olmayacak" diye fısıldadı, Hyunjin.
Ellerini doladığı bedene daha da sardı. Birkaç saniye huzurlu hissetmek için yumdu gözlerini.
Etraf kalabalıklaşmaya başlayınca, ikili gruplar oluşturan görevliler, bu sefer kılıç dövüşü yapan ikililerin, diğer prensler tarafından izleneceğini bildirdi.
Han ve Hyunjin'i görevliler hazırlayıp öne çıkardığında, Hyunjin Minho'ya bakarak rahatça gülümsedi.
Görevlilerden biri sesli bir şekilde kuralları söylemeye başladı. Hep bir ağızdan hayret eden nidalar yükseldi. İlk kez bu denli ciddi ortam olmuştu. Minho yalnızca Hyunjin'i alıp kaçmak istese de, Hyunjin'in buna izin vermeyeceğini biliyordu.
Sorumlu hissediyordu Hyunjin. Elinden geleni yapmakta kararlıydı. Ona karşı fikri olmayan bir halk vardı ve biliyordu öfke kusanlar olsa da, hepsinin en çok umut beslediği kişi yine kendisiydi.
Yaşı ve deneyimleri kral olmak için yeterli olmasa da, geç kalmış gibi hissediyordu. Halkın zorlandığını bildiğinden, vicdan azabı çekiyordu.
Minho'nun onu alıp götüreceğinden emindi. Şimdi gidelim dese, ne pahasına olursa olsun yapardı. Bunu bilmek güç veriyordu. Yapamayacak olsa bile, güçlü hissediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
rodeflus, hyunho
FanfictionBabam bir üflemenin çiçeğe zarar verebileceğini söylerdi. O benim çiçeğimdi ve ben onu rüzgar esintisinden bile korumak istiyordum.