34

4.4K 206 144
                                    

Selammmm

Bu sefer cidden uzun bir bölümle geldim mşlh diyoruz.

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum. Lütfen hayalet okuyucu olmayınn 🙏

Öptüm sizi keyifli okumalar
.
.
.
.
.

Parçalanmış yüreği ve ezilmiş ruhunun tek panzehiriydi Ata. Her zaman farkındaydı bunun. Onu sevdiğini anlamadığı yaşlarında da yine soluklandığı, nefes aldığı durağıydı. Şimdi vücudundaki iyileşmemiş yaralarla yatağında uzanıyor dün yaşadığı olayları tekrar tekrar zihninde oynatıyordu.

İri parmaklar sanki yine saçlarında dolaşıyor gibi hissedince yavaşca ellerini kıvırcık tutamlarına çıkardı. Onu okşayan elleri tutmak, her bir parmak boğumlarını tek tek öpmek istiyordu.

O gün onunla uyumuş tüm gece sıcaklığında ısınmış ve güğsünde dinlenmişti. Zihnini biraz toparladığına karar verdiğinde de Ata'nın onu evine bırakmasına izin verimşti.

Şimdi yıllar sonra ilk defa hayalini kurduğu şeylerin yaşanma imkanı ona ütopik gelmiyordu. Ata, babası gelmeden önce ona karşı bir çekim hissettiğini itiraf etmişti ama Buğra mutlu bile olamıyordu.

Ne ona olan aşkını haykırabilmişti bunca yıl ne de ondan kaçabilmişti. Yıllardır yaşadığı araftan aşağıya atlamak ve ulaştığı yerde parçalara ayrılmak istiyordu.

İlk defa ne yapacağına dair tek bir fikri bile yoktu. Onu öylece kabul edemezdi ama elinin tersiyle de itemiyor, git diyemiyordu.

Aklına yıllarca ondan uzaklaşma çabası düştüğünde kalbi sıkışıyordu. Çabalamıştı. Defalarca kez küfretmiş, ondan nefret etmesi için elinden geleni yapmıştı. Ondan kaçtığı dönemler yalnız kendisine ceza olmuştu. Ne umduğu gibi ümitlenmeyi bırakabilmişti ne de sevgisi gram azalmıştı.

Bir zamanlar her istediğinde dokunabildiği insana, yine kendi isteğiyle duvarlar örmüştü. Bu tezatlık kalbini yoruyordu. Güvenebilseydi ona, tüm duvarlarını tek tek yıkardı. Böyle zamanlarda da onu kendi eliyle itip onsuz geçirdiği yıllar boşa mı diye düşünüyordu. Boşuna mı uğraşmıştı bunca yıl? Tüm casaretiyle karşısına çıksaydı ve itiraf etseydi belki bunca yıl onsuz kalmayacak, hüzünle geçirdiği yılları olmayacaktı. Şuan ona çekildiğini söyleyen Ata, belki yıllar önce yine böyle hissedecekti. İşte bunu hiçbir zaman öğrenemeyecekti Buğra.

Kızıyordu kendine, Ata kadar cesur olamadığı için. Ata içine işlenen tek bir hisle, belki küçücük bir kırpıntıyla karşısına geçmiş konuşmuştu. Yıllarca içinde tutmamış, ilk anda itiraf etmişti. Tek öfkesi kendine değilidi ama. Bunca yıl onu görmeyen gözler en olmadık anda bakmıştı. Tam vazgeçtiğinde gelmişti. Sevgiden vezgeçmek değildi bu, hayır. Onunla olabilme ihtimalinden vazgeçmişti Buğra. Şimdi öylece karşısına çıkıyor, birşeyler var diyordu.

Böyle olmamalıydı. Bir şeyler yanlıştı. Hesaplar tutmuyordu ve Buğra matematikten hep nefret etmişti.

O kadar çaresiz hissediyordu ki, tanımlamakta bile zorlanıyordu. Ata ona karşı birşeyler hissediyor diye mutlu bile olamıyordu. Ne yapacaktı yani? Şimdi çıkıp gidecek, onunla olacak ve yaşadığı her şeyi unutacak mıydı? Zihninin kapılarını zorlayan, çıkıp gitmek için yumruklarını tüm gücüyle sallayan düşüncelerine kulak vermek istiyor, ama bu sefer de kalbinde başlayan ve karınına doğru gezintiye çıkan kelebeklere sağır olmak istemiyordu.

Bir şeyler vardı anlatamadığı, Ata'yla bir ilişkinin imkansızlığına kendini öyle çok inandırmıştı ki bir türlü aklına yatmıyordu işte.

Ata Abi (bxb texting)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin