☆☆☆
jeongguk'un isteği üzerine akşam vakti yürüyüş için hazırlanıp evden çıkan taehyung şaşkındı. jeongguk'un böyle bir istekte bulunması kırk yıl düşünse aklına gelmezdi.
"bir şey mi oldu? her zamankinden daha gerginsin bugün."
taehyung ara sıra yanındaki adama dönüp sürekli bu tür sorular soruyordu. sonunda jeongguk sorulardan bıktığını açık açık dile getirdikten sonra taehyung bir daha ağzını açmamak adına kapadı çenesini. ikili bir süre sessizce yavaş adımlarla deniz kenarında gezmeye devam etti.
yürüdükleri yolun hemen aşağısında kumsal vardı. taehyung orada yürümek istiyordu fakat jeongguk'a tripli olduğundan söyleyemiyordu. bu yüzden öncekiler gibi içinden telepati yapmaya çalıştı. az sonra sanki telepatisi işe yaramış gibi jeongguk kumsala inmeyi teklif ettiğinde ufak bir sevinç yaşamıştı yine içinden.
"taehyung konuşacak mısın artık?"
"susmamı söylemiştin"
"sadece aynı soruyu sormayı bırakmanı söylemiştim. sessizliğin hoşuma gitmiyor "
taehyung sanki bu sözleri bekliyormuş gibi konuşmak için hemen dudaklarını araladı.
"jeongguk bugün kütüphanede biriyle tanıştım. çok iyi ve eğlenceli biri ama yine de sana danışmadan yakınlaşmak istemedim"
jeongguk işittiği heyecanlı sesle birlikte yüzündeki karamsarlıktan kurtulmuştu artık. gülümserken kolunu yanındakinin omzundan sarkıttı.
"kimmiş bakalım bu?"
"adı seokjin, çok komik biri. benden iki yaş büyük ama onun da çocuk gibi şapşal davranışları var. belki de bu yüzden anlaşabildik. mizahı biraz düşük ama güldürüyor yine de"
"kötü şeyler teklif etmiyor değil mi veya saçma sapan hediyeler falan almıyor?"
taehyung aklına gelen isimden dolayı yüzünü astı. geçmişte yaptığı hataları tekrar yapacak kadar aptal değildi tabii.
"yok yok! bu sefer gerçekten iyi biri. hatta seninle tanışmak istediğini söyledi. meraklandırmışım onu"
"benim hakkımda ne diyorsun da meraklanmış?"
taehyung utangaç tavrını takınarak omzundan sarkan parmaklardan iki tanesini tutup oynamaya başladı. jeongguk cevabı tahmin etsede bir cevap bekliyordu.
"sürekli senden bahsederken yüzüm gülüyormuş, o da beni güldüren kişiyi merak etmiş"
"bak sen, güldürüyor muyum ben seni?"
taehyung "hmhm" diyerek onaylarcasına kafa salladığında yanındaki gülümseyip hemen çenesinin hizasında duran saçlara burnunu sürttü.
"tanıştırırsın o zaman bir gün"
taehyung bu sefer kafasını tamam anlamında sallayıp kumlara oturmayı teklif ettiğinde minik köpeğin oyun oynaması için tasmasını çıkarıp yere oturdular. esmer olan yanındakinin geniş omzuna kafasını yaslayıp ay ışığında usulca dalgalanan denizi seyretmeye başladı. öylesine mutlu hissediyordu ki her an ağlayacak gibi oluyordu. hatta o an fark etti bazı şeyleri.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ᴡɪɴᴅᴏᴡ ᴛᴏ ᴡɪɴᴅᴏᴡ, ᴛᴋ
Fanfictionbulduğu her fırsatta pencereden seyrettiği taehyung ile aralarına giren sevgi, jungkook'un bütün planlarını değiştirir. ✰texting+düzyazı