Part 2

2.4K 233 23
                                    

Ertesi gün akşam üzeri telefonum çalmaya başladı. İçki şişelerinin arasından telefonunu bulup ekrana baktığımda bulanık bi şekilde tanımadık numaraları gördüm.

"Evet?" çatallaşmış sesimle söyledim.

"Kim Jongin?" tanıdık bi ses sorguladı.

"Benim. Kimsin?"

"Ben dün arabasına çarptığın kişiyim." bu insanlardan kurtulamayacak mıydım?

"Ve beni arama sebebin?"

"Kyungsoo'yu verdiğim adresten alman gerekiyor."

"Ve bunu neden yapmalıyım? "

"Arabamı haşat ettiğin için olabilir mi? Adresleri mesaj olarak atarım." cevap vermeme fırsat vermeden kapattı.

Verilen adresin kapısına girince dondum.

"Rehabilitasyon merkezi?" Kyungsoo'nun bi hastalığı mı vardı? 'Belki de sadece psikolojik destek alıyordur.' diye kendimi rahatlatmaya çalıştım. İçeri girip görevliden Kyungsoo'nun bulunduğu yeri öğrendikten sonra odaya geldiğimde koridorda durup camdan içerisini izlemeye başladım. Her yaş grubundan bir 10-15 kişi vardı ve bir şeyler çiziyorlardı. Bakışlarım köşede yüzünde gülümsemeyle resim çizen Kyungsoo'yu buldu. Gözlerimi bile kırpmadan uzun süre onu izledikten sonra kapıya yöneldim. Arka kapıdan girdiğimde Kyungsoo adım seslerini duysa bile kafasını kaldırmadı ama çizmeyi bırakmıştı. Bir adım daha atıp arkasını dönmesini bekledim.

"Jongin?" arkasına dönmeden sordu. Ardından kafasını arkaya çevirip beni görünce kocaman gülümsedi.

"Nasıl bilebildin?"

"Adım sesinden."

"Ne?"

"Adım sesin... Herkesinki farklıdır. Rahibe Park'ın 'T-tık t-tık' şeklinde, Suho hyungun 'Trıp trıp' seninkisi ise 'Tramp tramp' " yüzünü şekilden şekle sokarak anlatırken beni bile gülümsetmeyi başarmıştı. Küçük bi ayrıntı geçmek istiyorum, 2 aydır yüzümde gülümsemeye dâir hiçbir şey olmamıştı.

"Bittiyse gidelim." gülümsememi hızla yüzümden silip söylediğimde kafasıyla onaylayıp eşyalarını toplamak için önüne döndü.

"Bir daha görüşmeyiz sanıyordum." arkası dönükken kıkırdamadan önce söyledi. Sanki meraklıydım.

"O manyak abin zorunda bırakmasaydı görüşmeyi düşünmüyordum." söylediğim şeyle daha fazla güldü.

"O abim değil, amcam." 'inan umrumda değil' demek istesem de sustum. "Gidebiliriz." yerden bi kavanoz aldıktan sonra söyledi. Kavanozun içine baktığımda köpek balığı yavrusu beslediğini gördüm.

"Neden bu çirkin hayvana bakıyorsun, çok daha güzel olan cinsleri var." gözlerini köpekbalığı yavrusundan kaldırıp bana çevirdi çevirdi.

"Köpekbalıkları güçlüdür, onları bi aslan bile öldüremez." gururla söylerken gözlerimi devirerek içimden 'evet, tabii' diye geçirdim.

"Arabamızın tamiri yarın biter, bir daha bizimle görüşmek zorunda kalmazsın merak etme." kemerini bağlarken söylediğinde içimde garip bir duygu oluştu. Gerçekten de bir daha onlarla görüşmek istemiyor muydum? Oysa içimden bir ses yan koltuğumdaki kemerini bağlayamayan bu küçük adama çoktan alıştığımı söylüyordu. Belki de abimden sonra iletişim kurduğum herhangi bir kişiye bağlanmam mümkündü. Yalnızlıktan kurtulmak isteyen zihnim gördüğü ilk kişiye alışmıştı.

"Bu güzel." klişe sahnelerden birini yaşamamak için durup kemeri bağlanmasını bekledim.

"Yapamadım, yardım eder misin?" kafasını kaldırıp umutla yüzüme baktığında başka seçeneğimin olmadığını anladım. Eğilip kemerini bağladıktan sonra dün onun yaptığı gibi kafamı kaldırıp yüzüne baktım. Onun gibi gülümsememiştim tabiki.

"Teşekkür ederim." geri çıkıp Baekhyun'un attığı diğer adresi navigatöre girdim.

"Kaç yaşındasın?" kaç yaşındaydım? Yaşımı bile zar zor hatırlayacak durumdaydım.

"22. Yani sanırım."

"Woaaa senden büyüğüm." ellerini sevinçle çırparken benden büyük olması imkansız görünüyordu. "25 yaşındayım ben." küçük dilimi yutacak kadar şaşırmama rağmen mimiklerimi sabit tutmayı başarmıştım.

"Aferin, büyük başarı." adrese geldiğimizde durdum. Arabadan inmeye üşendiğim için kornaya basıp beklemeye başladım. Kısa süre sonra Baekhyun kafenin kapısından çıktı. Arka kapıyı açıp bindikten sonra ilk işi "Umarım dikkatli sürmüşsündür!" diye cırlamak oldu.

"Hyunggg..." Kyungsoo gülerek söylerken ben sadece gözümü devirip yola odaklandım.

LITTLE PRIENCE √Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin