:
Liliy'den devam:
Yatağın içine girmiş, kafama kadar çektiğim yorganın altında utancımın geçmesini bekliyordum. Az önce olanlardan sonra Hector’a ne olmuştu, hâlâ anlayamıyordum. Beni sevmediğini düşünüyordum ama bir anda sanki içine başka biri girmişti… Ya da belki de her zaman buydu, ben fark etmemiştim. Asıl mesele ise... aptal kafam onu neden durdurmadı?
İç ses: Belki de sen de istemişsindir.
Bu mümkün değildi. Böyle şeyler bugüne kadar hiç yaşamadım. Üstelik isteseydim bile korkudan onu durdururdum, değil mi?
İç ses: O zaman bu mühür yüzünden olmuş olmalı. Anlaşılan sizi sadece gönül bağıyla değil, başka şekillerde de birbirinize bağlıyor. Hector kendini bu yüzden durduramamış olabilir. Şimdiden böyleyseniz, gelecekte kim bilir neler olacak...
Uff... galiba haklısın iç ses. Bıraksaydı, belki biz de mutlu mesut yaşardık... Ama nerede? Saçma sapan her iş beni bulur zaten.
Ve sanki bu yetmezmiş gibi bir de Albert çıktı başıma. O adama zerre güvenmiyordum. Kesin o canavarı da o salmıştır üstüme. Bu arada aklıma takıldı; acaba kurtlardan başka ne gibi canlılar var? Beni o gece saldıran bir vampirdi... Vampirler varsa başka şeyler de vardır. Mesela... deniz kızı? Bu tür şeyleri Hector’a sormalıyım. Ondan kaçmak faydasız. Nasıl olsa eninde sonunda yüzleşeceğiz. Bu yüzden daha fazla kaçmamaya karar verdim ve aşağıya indim.
Hector koltukta oturmuş, televizyon izliyordu. Yavaşça yanına oturup sordum:
– Biraz konuşabilir miyiz? Canım sıkıldı da...
Birkaç saniye bana baktıktan sonra televizyonu kapatıp yüzünü tamamen bana çevirdi.
– Tamam, sen sor, ben cevaplayayım.
– Öncelikle... sizden başka canlılar da var mı?
– Evet, var. Zaten hepsini sana zamanla öğreteceğim. Hangileri zararlı, hangileri zararsız… bilmen gerekecek.
– Peki kurtlar dışında ne türler var?
– En güçlüden başlarsak: Alfa, Beta, Omega, Sigma ve Delta gelir. Bunun dışında her alfa, sürünün başına geçtiğinde ve mühür tamamlandığında bir güçle kutsanır. Tabi benim durumum biraz farklı.
– Nasıl yani? Diğer alfalardan ne farkın var?
– Ben doğduğumda zaten özel bir güçle kutsanmıştım. Eğer mühür tamamlanınca bir güç daha verilirse... bu beni diğerlerinden çok daha güçlü yapar. Yani kısaca: Alfaların alfâsı olurum.
– Diğer alfalar bunu istemez değil mi? Bu durumda ben tehlikeye girer miyim?
– Sana kimse zarar veremez. Cüret dahi edemezler. Çünkü sen benim mührümsün. Üstelik mühür tamamlandığında, benim gücüm senin gücün sayılır.
– Yani... mühür tamamlandığında senin gücün bende de mi olacak? Bu seni zayıflatmaz mı?
– Hayır, aksine beni daha güçlü kılar. Seninleyken dünyanın en güçlü adamıyım. Ama sensiz… sadece bir gölge gibi kalırım.
– Peki mühür bedenimizde ne gibi değişiklikler yapacak?
– Birbirimizin duygularını hissederiz. Zihinlerimiz arasında konuşabiliriz. Ve daha fazlası… Bunları mühür tamamlandığında göreceksin. Şimdi kalk, acıktım. Birlikte yemek hazırlayalım.
– Biz mi? Sen yemek yapmayı biliyor musun ki?
– Tabii ki. Hatta senden daha iyi bir aşçıyım, orası kesin.
– Peki o zaman şefim, göster bakalım marifetlerini.
– Emredersiniz, hanımefendi. Emin olun, parmaklarınızı yiyeceksiniz.
Hector mutfağa doğru yürüdü, ben de peşinden gittim. Ama hiç beklemediğim bir şey yaparak kollarımdan tutup beni tezgâha oturttu. Ona şaşkınca bakarken, tişörtünü çıkardı ve yemek yapmaya başladı.
Onun yaptığı işi izlemek yerine… ben onu izliyordum. O da bunun farkındaydı ve sık sık sırıtıyordu. Ama ben gözlerimi ondan alamıyordum. En sonunda tabakları almak için üzerime eğildi. Geri çekilmeden bekledim ama o daha da yaklaştı… dudaklarım göğsüne değdiğinde, kasıldığını hissettim.
Birkaç saniye sonra tabakları aldı ama gözleri yine koyu bir renk almıştı. Bu bakışı daha önce de görmüştüm… ve hiç iyi şeyler olmamıştı. Tezgahtan inip hızla sandalyeye oturdum. Neyse ki o da kendine geldi. Makarna tabaklarını hazırladı ve önüme koydu.
– Ah, yetenekli şefim. Yapa yapa makarna mı yaptın?
– Size ne yemek istediğinizi sordum ama beni izlemekten duymamışsınız. Gerçi bu benim suçum. Bu kadar mükemmel olmamalıydım.
– Çok konuşma da makarnamı ver. Açım ben.
Gülerek tabağımı önüme koydu. Tadına baktığım anda gözlerim kocaman açıldı.
– Bu... harika olmuş!
Hızla yemeğe başladım. Hector da kahkaha atarak:
– Parmaklarını yersin sanmıştım, sen direkt tabağı yedin.
Ona ters ters bakarak boş tabağımı tezgâha koydum.
– Ben banyo yapmaya gidiyorum.
– Tamam. Yardıma ihtiyacın olursa seslen.
– Anca rüyanda, Hector.
– Zaten rüyamda görüyorum. Sırada gerçek yapmak var.
Sinirle merdivenleri tırmanıp odama çıktım ama daha söylenmeye başlayamadan yatağımın üstünde oturan Albert’i gördüm.
– Senin ne işin var burada?
– Sana da merhaba Liliy.
– Kes sesini! Ne işin var dedim?
– Sana bir teklifte bulunmaya geldim.
– Ne teklifi?
– Anlaşılan Hector seni burada zorla tutuyor. Seni buradan kurtarabilirim. Karşılığında hiçbir şey istemiyorum.
Bir süre düşündüm, gözlerimi kıstım ve kararımı verdim:
– Teklifini...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim Alfam + 18 🃏
VlkodlaciBir kız düşünün kendini normal sanan ama öyle olmayan kendini gücsüz sanan ama güclü olan Bir adam düşünün bütün sevdiklerini kaybetmiş kalbi buza dönmüş güçlü mü güçlü bir alfa Peki bu ikisi birbirlerine mühürlenirse nolur? Birbirlerini sevecekler...