Pellucid (soukoku)

44 3 0
                                    

Link: https://archiveofourown.org/works/46854085

Chuuya'nın ona ne kadar insan kurtarırsa kurtarsın mahvettiği hayatları telafi edemeyeceğini söylemesini bekledi. Chuuya'nın ona iyi bir insan olamayacağını, günahlarının ruhunda nasıl devam edeceğini, insanların ona yardım eli uzatmasını nasıl hak etmediğini, ne kadar uğraşırsa uğraşsın yapamayacağını anlatması bekledi.

Diğerinden gelen bir iç çekiş duydu.

Senin kanın mafya karası.

"İyi gidiyorsun."

Biliyordu...

Bekle.

Ne?

Dazai, şu anda yaşadıklarının sadece bir yalandan başka bir şey olmadığını düşünür, ancak Chuuya onu kendisinden daha iyi tanır.
--------------------------------------------------------------
"Demek şu an yaptığın şey bu."

Arada bir yüzlerine çarpan sakin bir esinti ile açık bir geceydi. Bunun dışında sessizdi. Dazai'nin ruh hali ile tezat oluşturan bir sessizlik.

Yanında oturan kızıl kafaya bir bakış atmadan önce mırıldandı. İmza gülümsemesinin yüzünü boyamasına izin vererek, gözlerindeki sonsuz çukuru kapatmasını umdu.

"Evet."

Güya eski günleri yad ederek bir parkta oturuyorlardı. Elbette olan bu değildi ama Dazai, yanındaki Chuuya'nın varlığını hissetmekten memnundu.

Dazai küçük bir melodi mırıldanmaya devam etti ve başını salladı. En azından dışarıdan bakıldığında huzurluydu.

Chuuya, kulağa hiç samimi gelmeyen küçük bir kıkırdama bıraktı. Sonra tek kaşını kaldırdı ve doğrudan Dazai'nin zifiri karanlığına bakmak için yüzünü çevirdi.

"İnsanları kurtarıyorsun, ha?"

Oh.

Dazai gülümsemesini sabit tutmak için büyük çaba harcayarak ellerini birbirine kenetledi. Şarkıyı mırıldanmaya devam etti. Masmavi gözlerdeki ifadeye dayanamayacağını düşünerek gözlerini kapattı.

Nefes alış verişini kontrol altında tutmayı öğrenmişti. İşe yaradı.

"Evet." dedi.

Deniyorum.

Bakmıyor olsa bile Chuuya'nın yüzündeki ifadeyi hayal edebiliyordu.

Muhtemelen ona sırıtıyordu, kıkırdamaya ve gülmeye hazırdı, gözleriyle onunla alay ediyordu. Çünkü Dazai herkesi, herkesi inandırmak istediği şeye inandırabiliyordu ama Chuuya'yı inandıramıyordu. Chuuya onu tanıyordu, Chuuya onu anlıyordu, Chuuya onun içini görecekti. Maskelerinin ardını hiçbir şeymiş gibi gören bir adamı inanamayacağı bir şeye nasıl inandırabilirdi?

Tek bildiği şey, şu anda yaptığı şeyi sevdiğiydi. İnsanları kurtarmayı seviyordu, gerçekten seviyordu. Ama bu onun oraya ait olmadığı gerçeğini değiştirmiyordu. Nasıl hissedeceğini zar zor hatırlarken bunu nasıl yapabilirdi?

Denedi. Tanrım, gerçekten denedi. Ama elinden gelen tek şey buydu. Geçmişini silemez, ellerindeki kanı temizleyemezdi ve tüm bunlar kendisi ile insanları kurtaran taraf arasında bir engel olarak kalmaya devam edecekti. Çünkü ışıktaki insanlar öldürmedi ama o öldürdü.

Artık yapmıyordu, en azından yapmamaya çalışıyordu ama bu hâlâ sırtında çukurlar kazan ruhları memnun etmiyordu.

Kendine acımaması gerektiğini biliyordu. İkinci bir şansı hak etmediğini biliyordu ama işte buradaydı, tam ellerindeydi. Bu yüzden ikinci şansını iyi kullanmalı, söz verdiği gibi yapmalı, canının istediği gibi yaşamalıydı.

Bsd TrashHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin