1.Bölüm

53 22 30
                                    

بِسْمِ اللَّـهِ الرَّحْمَـٰنِ الرَّحِيمِ

🕊Bütün hamďler müminlere doğru yolu bağışlayan Allah içindir🕊

🕊Salat ve selam insanları günah işlemekten men eden, Sevap işlemeye teşvik eden Muhammed (aleyhissalatu vesselam) ve onun hayırlı ailesinin ve ashabının üzerine olsun🕊

Selam aleyküm 🌹

İyi okumalar 🌹

🌹 "Allah ile olduktan sonra ölüm de ömür de hoştur."🌹
( hz mevlana)

Allah-u Zülcelâl nasıl yeryüzünde maddi rızıkları dağıtıyorsa aynı şekilde hidayet taksimi yapıyor. Yani iman nimeti ve Allah-u Zülcelâl'in emir ve nehiylerini yerine getirme arzusunu da Allah azze ve celle kulları arasında taksim ediyor. Herhangi bir kimseye, Allah'ın hidayet nimeti nasip olduğu zaman Allah'ın o manevi nimetinin şükrünü eda etmesi çok mühimdir.

Nasıl ki önümüze Allah-u Zülcelâl'in bir nimeti geldiği zaman, onu yedikten sonra Allah'a hamd-u sena ediyor, şükrediyorsak manevi bir nimet olan hidayet için de Allah-u Zülcelâl'e hamd-u sena etmemiz lazım.

Allah-u Zülcelâl bir ayet- kerimede şöyle buyuruyor:

"And olsun biz cinler ve insanların birçoğunu cehennem için ayırdık ki, onların kalpleri vardır onlarla kavramazlar, gözleri vardır, onlarla görmezler, kulakları vardır, onlarla işitmezler. İşte onlar hayvanlar gibidir; hatta gidişçe daha da sapkındırlar. İşte asıl gafiller onlardır." (Araf, 179)

İşte böyle kimseler varken Allah-u Zülcelâl bizi onlardan kılmayıp, bizi kendi evinde misafir ettiği kulları arasına seçtiği için şükretmemiz lazımdır. Çünkü bu Allah'ın çok büyük nimetidir. Biliyorsunuz, Allah-u Zülcelâl'in bu ayet-i kerimede bahsettiği gibi insanlar vardır. Onlar Allah'tan ve Allah'ın ayetlerinden gafil oldukları için önlerine ne gelirse yapıp, devam edip gidiyorlar, neuzubillah.

Bir evliyaya sormuşlar:

"Bize bir nasihat verir misin?"

Şöyle demiş:

"Kendinizi 'sevfe'den muhafaza edin."

Sevfe ne demektir biliyor musunuz? "Sonra yapacağım," manasına gelir. Yani "Şimdi gencim, sonra ibadet edeceğim." İşte diyor ki, "O kelimeden kendinizi muhafaza edin. Çünkü o şeytanın askerinden bir askerdir," diyor. Çünkü insan küçük iken de, genç iken de, ihtiyar iken de ölebilir. Ölümün zamanı yoktur. Bunun için "Sonra yaparım," demek çok yanlış bir şeydir.

O zaman Allah-u Zülcelâl'e karşı takvada bulunmamız lazımdır. Çünkü biz bilmiyoruz, sabaha çıktık ama akşamı da görecek miyiz? Akşama eriştik, sabaha da çıkacak mıyız? Yarını göreceğimize dair bir garantimiz yoktur. Öyle olduğu için elimizden geldiği kadar her saatimizin, her dakikamızın Allah'a karşı düzgün olması lazımdır.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Aşka YolculukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin