Jeongin, sahneye çıkmadan önce son hazırlıklarını yaparken diğerlerinin yanında gerilmiş bir halde duruyordu. Kalp atışları hızlanmış, elleri biraz titriyordu. Arada kafasını hafifçe içeri doğru uzatıp hyunjinin gelip gelmediğine bakıyordu.
Minho, Jeongin'in gerginliğini hissederek bir espri yapıp atmosferi hafifletmeye çalıştı. "Beyler ne bu gerginlik? yoksa ortaokulda bahar şenliğinde mi sahne alıyoruz?" diye sordu yüzünde bir gülümseme belirirken. Jeongin, gerginliğini azaltmak için gülümsedi ve gözlerini yere indirdi.
Changbin gerçekten de biraz gergin olduğunu hissedince, hafif bir şekilde cevap verdi: "Evet Jeongin, bu kadar gerilme. İlk kez mi sahne alıyoruz?" Sesindeki ton, endişesini gizlemeye çalışıyordu.
"Gerilmedim sadece bugün biraz fazla heyecanlıyım" diye açıklama yaptı Jeongin, içindeki karmaşık duyguları ifade etmeye çalışarak.
Chris, bir süre düşünüp sonra gülerek, "Sarışın geldi diye gerginsin itiraf et..." dedi. Jeongin'in sinirden hafifçe yüzü kızarırken, changbin hızla devreye girerek durumu sakinleştirdi. "Sen gidip bagetlerini bulsana Chris, burada boş boş konuşup darlama çocuğu'' dedi ve Chris hızla bagetlerin olduğu yere doğru yürüdü.
Bu diyaloglar arasında Jeongin, karmaşık duygu durumuyla mücadele ederken, Changbin'in destekleyici tutumu ve Minho'nun esprili yaklaşımı, sahne öncesindeki gerginliği biraz hafifletmeye yardımcı oldu.
Jeongin saatini kontrol etti. ''Hadi bakalım gitme zamanı.'' Birer birer sahneye çıkarken, ışıklar onlara doğru dönmüştü.
Sahnede, heyecanla şarkısını söylüyordu. Müziğin ritmiyle birleşen sesi, gelenlerin yüz ifadeleri baktığında eğlendiklerini görmek, onun için bu anı daha da unutulmaz kılıyordu. Gözlerimle izleyiciler arasında dolaşırken, gözü her zaman ki masasında oturan hyunjine takıldı. Bu sefer yalnız gelmemişti. Yanında başka bir erkek vardı. Kaşlarını çattı. Onu daha önce gördüğünü hatırlamıyordu.
Masada anlatılmaz bir enerji vardı. kıskançlık hissi kapladı içini. Yanına gitmek istiyordu ama şarkı söylemeye devam etmek zorundaydı.
Sonunda yanındaki çocukla ilgilenmeyi bıraktı ve göz göze geldiler. Her zaman ki gibi gülümsedi. Jeongin hala ne haltlar karıştırdığını anlamaya çalışıyordu.
Şarkı bitiminde önce hep birlikte selam verdiler, ardından jeongin gitarını arkadaşına teslim edip sahneden indi. Hızlı adımlarla masalarına doğru ilerledi.
--------
Hyunjinden
Sahneden inip yanımıza doğru geldiğini görünce sevinçle gülümsedim. Yan masadan bir sandalye alıp yanıma oturdu.
"Yine çok iyiydiniz, özellikle sen" normalde iltifat ettiğimde teşekkür edip gülümserdi ama bu sefer bir şeye canı sıkılmış gibi duruyordu.
''Çıkışta bir şeyler yapalım işin var mı?" Kesinlikle bir şey canını sıkmıştı.
Yandan gelen öksürük sesiyle niki'nin de yanımızda olduğunu hatırladım.
"Tanıştırayım bu Niki, arkadaşım."
''Memnun oldum bende jeongin.'' sıkması için uzattığı elini sıktı.
aramızda oluşan sessizliği bozmak için konu açmaya çalıştım. ''Diğerleri nerde kuliste mi yoksa gittiler mi?''
''Bilmiyorum, biz artık kalkalım mı yavaştan hm? bana geçelim, tabi arkadaşın da izin verirse'' dedi imalı bir sesle.
''tabii gidin siz ben biraz daha durmak istiyorum.'' Niki'yi burda yalnız bırakmak istemiyordum ama jeongini de reddedemem. Reddetmek aptallık olurdu zaten.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
nxde -hyunin-
FanfictionOkul müzik grubunun gitaristi jeongin ve ona fotoğraflar atarak dikkatini çekmeye çalışan hyunjin