7

81 8 3
                                    

Sizi daha fazla yalvartmamaya karar verdim ve bir bölüm daha yazayım dedim. Hikayeyi yazmaya 2021 de başladığım için hikayenin en başından bu bölüme kadar hikeyde biraz değişiklik yaptım ve size tavsiyem baştan sona bir kez daha okuyun çünkü çok uzun zamandır yazmıyorum birazcık unutmuş olabilirsiniz

Eve sebebini anlamadığım bi sırıtmayla gittim hatta utanmasam zıplayarak gidecektim. Saat eve geldigimde yediyi biraz geçiyordu. Bu gün ne olmuştu, ne hissetmem gerekiyordu, o ne hissediyordu, ona güvenmeli miydim bilmiyorum. Düşünmek artık istemsizce burnumdan hızlı bir nefes vermeme sebep olunca duşa girmek gerektiğini hissettim.  Duşa girmeli ve tüm o su damlacıklarının vücudumdaki Gerginliği götürmesini beklemeliydim. Suyun sıcaklığını ayarlamaya çalışırken telefonum patlarcasina çalmaya başladı. Sophi arıyordu ve şuan hiç dedikodu havamda değildim.

Telefonu acmayacağımı anlayınca mesaj yağmuruna tutmaya başladı. Bu kadar önemli ne olabilir ki diye düşünerek mesajlara girdim.

Sophie

AMAN TANRIM

OLIVIA

LOUIS PARTRIDGE İLE SEVGILISJ VE BANA ANLATMADİN MI

Bekle, Ne

Büyük harflerle yazdığı mesjalae sanki bağırıyormus havası verse de elimi daldırdığım su bi anda tenimi yakmaya başladı. Suyun derecesiyle oynamamistim. Hemen Oliver'ın yanına gidip kumandayı elinden adeta gasp ettim.

Oliver çaresizce heey demeye kalksa da yüzümdeki ifadeyi görüp hemen geri yaslanmisti. Tüm magazin kanallarında Louisin ve benim boy boy fotoğraflarımız vardı. Sarıldığımız, ağzımdaki pastayı sildiği, kahkaha attığımız, çenemden tuttuğu ve daha birsürüsü.

Oliver'ın da benim de ağzımız açık kalmıştı. Gözüm alttan geçen kırmızı şeritin üstündeki beyaz yaziya takıldı.

Louis partridge yeni sevgili ile khan pastanesinde görüntülendi. İkili ilk önce bir ağacın altında birbirlerini tanımıyormuş gibi yapsalar da sonrasında sarılmış ve pastaneden yakınlasmıştır. Tüm genç kızların sevgilisi yakışıklı partridge'in gönlünü kaptırdığı güzelin kimliği henüz bilinmiyor.

Elim şaşkınlıktan açılan ağzıma gitti. Alt dudağımı ısırıp kafamı inanmak istemediğimi belli eder şekilde kafamı hafif hafif iki yana sallıyordum. Adeta hipnoz olmuş şekilde ekrana bakarken Oliver'ında en az benim kadar şaşkın sesini duydum "abla"

İlk önce kafamı daha sonra gözlerimi ona çevirdiğimde konuşmaya devam etti. "bu abi kim ve siz neden pasta yerken televizyonlara çıkıyorsunuz" elim zaten Ağzımın üzerindeydi. Küçük kardeşimin sorusuna bile cevap veremeyecek kadar şaşkın durumdaydim şuan.

Elimde titremeye başlayan telefonumun ekranında teyzemin aradığını görünce telefonu açtım.

-📞Alo

Teyzemin sesi oldukça telaşlı geliyordu. Haberin tüm dünyada yayınlandığını düşünürsek. Benim de öyle olmam gerekiyordu ama ben donuo kalmıştım.

-📞Olivia

Gözlerimi bırak kez kırpıştırıp kendime geldim

+📞teyze...

- 📞Olivia annenler...

Nefes nefese idi ama iki saniye soluklanmasina izin verip devam etmesi için bekledim.

-📞annenler haberi görmüş buraya geliyorlar. Oliver ve sen bi süre ortalıkta gözükmeyin. Ben patronlarını arayacağım. Oliver'ı ben sana haber verene kadar bize getirme, okula da götürme ben halledeceğim.

Ağlayacaktım. Gene gözlerim ve boğazım yanmaya başlamıştı. Ekrandaki görüntüler göz yaşlarım yüzünden bulanıklasmıştı. Sertçe yutkunup artık benden bir tepki bekleyen teyzeme cevap verme gereksinimi duydum.

+📞 tamam teyze teşekkürler.

Gözümde biriken yaşları akıtmak için gözlerimi sıktım ve telefonu kapattım. Yere çöküp ağlamaya başladım. Oliver'ın minik elleri sırtımı sivazlamaya başladığında onu bu görüntüye maruz bıraktığım için içime kor ateşler düşmeye başlamıştı.
"neden ağlıyorsun abla, o abi kötü biri mi"

Kızarmış gözlerimi oliver'ın meraklı bakışlarına çevirdim. "eğer kötü biriyse ona gününü gösteririm" gözyaşlarım arasından Oliver'ın söylediği bu cümleye gülüyordum. Gününü gösterirmişmiş. "kimse benim ablamı ağlatmaz" dudaklarını büzerek söylemesi bu cümleye o kadar tatlı bir hal aldiriyordu ki oturduğum yerde onu çekip kucağıma yatırdım. Saçlarıyla oynarken o ise sahiplenici ve korumacı konuşmasına devam ediyordu."ablami ağlattığına göre o kötü biri bende ablami ağlatanı ağlatırım" yumruk yaptığı minnacık elini gözümün önünde sallayarak konuşması suan tüm stresimi vücudumdan birkac saniyeliğine atmıştı.

"hayır ablacım o kötü biri değil, o çok iyi biri" Kucağımda yeşil gözlerini kocaman açtı. "o abi kötü bir insan değil mi yani" sanki evde bizden başka biri varmış da o kişinin duymaması gerekiyormuş gibi kulağına eğildim ve " Hatta o abi ablamızın çok çok yakın bir arkadaşıymış" diye fısıldadım.

Hemen şaşkınlıkla geri çekildi ve bana ayak uydurarak "ophelia ablamın mı" diye fısıldadı. O dökülmüş dişlerinin arasından fısıldarken verdiği hava anlamamı zorlaştırsa da kafamı aşşağı yukarı saklamıştım

Kucağımdan hoplayarak kalktı ve beni Louis hakkında soru yağmuruna tuttu. " Abi kaç yaşında, adı ne, nasıl tanıştınız, ablamla nasıl tanismislar, pastayı neli seviyor, benimle birlikte de pasta yer mi, ablamın pastayı neli sevdiğini biliyor mu, pekii.... Siz o abiyle sevgili misiniz, beni o abiyle ne zaman tanistiracaksin"

Bi yandan hoplayıp bir yandan soru soran kardeşime baktım ve onu kolundan tutarak durdurdum. "abiyle tabiki tanistiracağım seni ama bi süre evden çıkamayacağız, o abi de gelemeyecek. Daha sonra sizi tanistiracağım." kafasını hafif yana yatırdı ve "abinin adı ne" diye sordu

"Louis" dedim tek seferde. Sanki derin derin içime çektiğim nefesi bir çırpıda verir gibi, sanki günün tüm yorgunluğunu onun adıyla bile atabilecek gibi, sanki her şeye iyi gelebilecek gibi bir umutla, bir nefeste. Louis

Artık gözlerindeki duyguları okumaktan vaz geçtiğim kardeşim whaaaoow deyip bi anda beni görmezden gelmeye başlamıştı. Papucumun bu kadar hızlı dama atılması üzse de Oliver'ın evde kendi kendine Louis diye sayıklayarak gezmesi daha çok ilgimi çekmişti. Acaba ophelia Oliver'a Louis'ten bahsetmiş miydi. Bana niye bahsetmemisti. Bu günün üzerine bir de annemle ve kahrolası magazin programları yüklenince duş artık şart olmuştu.

Ben bölümü yazarken seçimler açıklanmis normalde siyasetten anlamam ve siyaset yapamam da zaten ama bence şeriat gelmeden kara çarşaflarını seçin ve fav exinize yazın. Malum şeriat geldiğinde hepimizi sanki kedi yavrusuymusuz gibi sahiplendirecekler yada satacaklar en azından yabancıya gitmeyelim

~ŞİŞE~ Louis Partridge Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin