¹

210 15 37
                                    

"I love you! You may as well take my heart Catherine, it's already full of you!"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"I love you! You may as well take my heart Catherine, it's already full of you!"

˳˳.˙⋅.˳˳. ˙⋅.˳˳.˙⋅.˳˳.⋅˙.˳˳

"GÜNAYDIN karıcığım." diyerek içeri gelen kocana baktın. Yüzüne ufak bir tebessüm takındın.

Aileleriniz ile beraber büyük kahvaltı masasına oturduğunuzda sandalyene yerleşip saçlarını omzunun arkasına attın. Herkes sessizce yemeğine başlarken sen de yavaşça tabağınla uğraşmaya başladın. Arada bir şeyleri ağzına atıyor, onun dışında tabaktakiler ile oynuyordun.

"Mafuyu, ne zaman bir torunumuz olacak kızım?" babanın sesi tamamen sükûnete bürünmüş odada yankılanınca hafif bir gergin gülümseme ile babana baktın.

"Baba, biliyorsun.. Yüzde on iki şansım var ve henüz öyle bir haber yok." dedin yüzünü düşürmemek için zihninde büyük bir savaş çıkarırken.

"İkinci senenize girmek üzeresiniz. Ölmeden kucağıma bir torun konulduğunu görmeyi çok istiyorum." dedi baban. Onu suçlayamazdın. Olanlardan habersizdi. Annenin yaptığı her şeyden habersizdi.

"Biz de umuyoruz ki sonunda Tanrı sesimizi duyup bize sağlıklı bir bebek bahşedecek." dedi kocan omzunu tutarak. Ona dönüp zorakî bir gülümseme verdin ve başınla onayladın. Bu konuyu kapatmaları için dualar ediyordun.

"Denemeye devam edin. İllaha olacaktır." dedi annen bilmiş bir tavırla. Önüne dönüp yemeğinle oynamaya devam ettin. Burada bulunmayı hiç istemiyordun. Öyle ki gerginlikten karnın ağrıyordu.

"İşleriniz nasıl gidiyor bakalım?" dedi kayınvaliden. Ona dönüp ağzındaki parçayı yutarken tebessüm ettin.

"Gayet iyi gidiyor Efendim." demekle yetindiğinde kocan konuşmaya katıldı.

"İşbirliği ve reklamcılık için yeni birileri ayarladım. Yarın toplantı yapılacak. Şirketler arası bağlantıyı kurup işimizi daha da büyüteceğiz." kocanın dediğini başınla onaylarken doyduğuna kanaat getirip tabağını bıraktın.

Sonunda yemek bittiğinde ve pahalı şaraplar içildiğinde ailelerinizi yolladınız. Kalktın, odanıza çıktın ve aynanın önüne oturup aksesuarlarını vücudundan ayırmaya başladın. Bunu yaptığın esnada kocan içeriye girdi. Seni umursamayan tavırlar ile kravatını çözüp üstünü değiştirdi.

Kafanı kocana çevirip meraklı gözlerle ona baktın.

"Yarın toplantıya gelecek misin?"

"Geleceğim." önüne dönüp saçındaki kristal tokaları çıkarırken kocan arkana geldi ve saçlarını tutup toplayarak diğer omzuna attı. Bu tarz şeyleri çok nadir hatta neredeyse hiç yapmadığı için içine ufak bir heyecan oturdu.

let me help you - yelena ¦ aotHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin