Our Dumb Lover [OnlyOneOf] threesome

OnlyOne

Ayyy merhabalaaarr ben Claire hoş geldiniz💞 Bu fikir her "libidO" klibi izlediğimde aklıma geliyordu ben de "Artık bir yazmaya başlayayım bakalım nasıl gidecek" diyerek basladımmm. Kurguyu yazdıkca kafamda daha da büyüdü ve ortaya bu çıktııı. Daha fazla OnlyOneOf kurgusu yapmayı çok istiyorum. Gelecekteki kendime sesleniyorum Claire bak yapmazsan fena bozusuruz. Şimdilik sadece bir oneshot yazıyorum ama OOO shiplerine uzun ficler de yazacağım. Çook uzattım artık iyi okumalar deyip sizi oneshotla baş başa bırakıyorum bebeklerim. Seviliyorsunuz unutmayın. Let's start!✨

✭✭✭✭✭✭✭

Jisung kafeye girdiği gibi etrafa bakınmaya başladı, sevgilisini arıyordu. "Sevgilim!" sesin geldiği yere döndü, sevgilisinin elini yukarda salladığını gördü. Gülümseyip onun yanına gitti.

"Sevgilim." Sarıldılar sıkıca. "Seni ne özledim bilemezsin." dedi Jisung.

"Ben seni daha çok özledim, bütün gün seni düşünmekten kafayı yiyorum."

"Her zaman yanımda ol istesem de olmuyor maalesef."

"Hep yanımda kal istiyorum, benim tek sevgilimsin sen."

Jisung'un yüzü düştü. Konunun yine bu olacağının farkındaydı. "Kaç defa konuştuk bunu güzelim, ben-"

"Biliyorum ondan ayrılamazsın ama ben ne yapayım? Seni çok seviyorum, dayanamıyorum artık. Sen benim başka bir sevgilim olmasını ister miydin?" dolu gözleriyle konuştu Yongsoo. Hızlıca yaşların akmasına izin vermeden gözlerini sildi.

Kesinlikle Yongsoo'nun başka bir sevgilisi daha olsa Jisung onu çok kıskanırdı, kıskançlıktan deliye dönerdi.

"Yoksa başka bir sevgilin mi var?" diye sordu Jisung.

"Tabii ki yok, sadece seni istiyorum, senin aksine!" Sesi yükseldi Yongsoo'nun. "Ne kadar acı çektiğimin farkında değil misin? İlişkimizi gizli yaşamaktan bıktım ben!"

"Lütfen biraz kısık konuş Yongsoo, bir duyan olacak."

"Yanlış bir şey demiyorum ki." Jisung'un yüzünü tuttu Yongsoo. Jisung'un gözlerine bakarak bir damla gözyaşı akıttı. "Sadece seninle mutlu bir ilişki sürmek istiyorum. İstediğim şey yanlış mı, söyle bana."

Jisung gözlerini yere çevirdi. Wookjin'den ayrılmak istemiyordu ama Yongsoo'yla olan ilişkisine de devam etmek istiyordu. "İstediğin yanlış değil ama-"

"Aması ne Jisung? Yine bana onu seviyorum mi diyeceksin? Onu seviyorsan benimle ilişkini niye bitirmiyorsun? Beni seviyorsan onunla ilişkini niye bitirmiyorsun?"

"Onu seviyorum ama seni de seviyorum." Yongsoo ayağa kalktı, Jisung elini tuttu. "Lütfen gitme, beni terk etme."

"Seni terk edemem, seni çok seviyorum. Ama artık böyle yaşamak istemiyorum, bir süre uzak kalmalıyız bence."

Jisung ağlamaya başladı. "Hayır Yongsoo." Ayağa kalkıp Yongsoo'ya sıkıca sarıldı. "Sana aşığım."

Yongsoo, Jisung'un kollarını üstünden attı. "Ben de sana aşığım. Ama sevgilinin yanına gitmen lazım, sana sahip olan o, ben değilim." deyip gitti Yongsoo.

Ne dese haklıydı, bu yüzden gitmesine engel olmadı Jisung. Kendisinin lanet ve içinden çıkılmaz bir durumda olduğunu biliyordu ve bildiği diğer şey ise bu durumu nasıl düzelteceğini hiç bilmediğiydi. Wookjin onun çocukluk aşkıydı, Yongsoo'ya ise ilk görüşte vurulmuştu. Yongsoo'ya aşık olduğunda bile Wookjin'e olan aşkı eksilmemişti ama aklının bir köşesinde hep "o" vardı. Yongsoo'ya itiraf ettiğinde, Yongsoo onu ve bu garip durumun içine girmeyi kabul etmişti. Her şey güzel ilerliyordu, tâ ki Jisung'un tahmin etmediği o kısıma gelene kadar. Yongsoo gizli ilişki yaşamaktan bıkmıştı, kimseye yakalanma korkusu olmadan o da sevgilisiyle ilişkisini yaşamak istiyordu. Bu onun da hakkıydı. Daha fazla "Biri bizi görecek mi?" korkusuyla yaşamak istemiyordu. Her bakımdan haklıydı Yongsoo ama Jisung'un elinden bir şey gelmiyordu. Ne yapması gerektiğini hiç bilmiyordu.