Başlangıç

36 1 0
                                    

"Hallettim hallettim." dedi kız derin bir nefes çekti içine. Karşısındaki bir türlü anlamıyordu yaptığını. "Tamam, artık sakin olur musun?" diye sordu bıkkınlıkla. "Ay ne yapayım Alara! Çok tedirginim bu konuda. Emanet sonuçta." dedi telefonun diğer ucundaki kız. 

Bu serzenişine güldü. "Anladım bana güvenmiyorsun ama bari yüzüme vurma be kadın!" dedi Alara gülerek ve de hafif kızarak. "Aşk olsun güvenmemek ne demek? Biliyorsun beni be-" diye devam edecekken Alara kesti sözünü. 

"Evet! Evet, tedirgin oluyorsun." dedi gözlerini devirerek. "Başka bir şey yoksa teslim edip eve geçeceğim?" diye sordu. "Yok hayatım, tekrardan teşekkür ederim. Rami gelir yarım saate." dedi. "Ne demek. Görüşürüz." dedi. Karşıdan da aynı sözcükleri duyunca kapattı. Oturduğu yerden kalktı.

Sabah arkadaşının aramaları ile erken başlamıştı güne. Kuru temizlemeden ve terziden alması gereken kıyafetlerin arkadaşı unuttuğunu ve onları alması için de vakit bulamaması sonucu onun yerine almasını rica etmişti. Bunun sonuncunda kendini alışveriş merkezinde bulmuştu. İki elinde iki kıyafet çantası ile alışveriş merkezinde gezinirken kendini çok kasmıştı. Rami Bey'in bir an önce gelip alması gerekiyordu. 

Saatin daha erken olduğundan dolayı kahveciden kendine kahve almış bu süre zarfında onunla oyalanmıştı. Verdiği saat yaklaşırken binadan çıktı, arkadaşının 'kıyafetleri almaya birini göndereceğim' dediği için kapının önünde bekledi bir süre. Lüks bir alışveriş merkeziydi burası; popçusundan topçusuna kadar herkesin uğrak adresiydi ve elbet zengin birini bulurum diyen kızlarla doluydu. Kendisinin hiç böyle hevesleri yoktu.

Tamam pek iyi biri değildi ama bu kadar da alçalmazdı. Biraz önce yanından geçen kız yeni dönem de yıldızı parlayan kız değil miydi? Hani şu ağalı töreli olan ama evin içinde herkesin bir pisliği olan. Alara kızın arkasından kafasını eğip baktı. Dudaklarını büküp baktı 'baya güzel kızmış he' dedi arkasından. Neyse Allah sahibine bağışlasın diyerek önüne döndü.

Binanın önünde siyah büyük kasa baya da lüks bir araç durdu. Arkadaşının göndereceğim dediği araba bu değildi galiba. Mütevazı bir şirkete göre lükse kaçan arabaydı çünkü. İçinden inen adamla bunu onayladı. Adamın arabadan inmesi ile yolcu koltuğundan bir kızın indiğini gördü. Adam kızın yanına giderken bir iki saniye göz göze geldiler. Alara rahatsız olduğunu belli ederek kafasını çevirdi. Onları izliyormuş gibi olmuştu ama öyle bir arabayı hayatında ilk defa görüyordu. Adam hala kapının orada dikilip yanına gelen valeyi bekledi. 

Bütün ünlüler de sabahın köründe burada alıyordu soluğu. Gerçekten de sabahın köründe hiç mi işleri yoktu? Kaşlarını çattı kimdi bu? Tanıyor muyum? diye düşündü. Yüzü tanıdık geliyordu ona, ama oyuncu olamazdı. Film sektörüne hakimdi. Sosyal medya? Eh işte ama sadece kızlar. Mesela yanındaki esmer uzun boylu zayıf kızı tanıyordu. Bir oyuncunun eski sevgilisi idi. O da attıkları çok klas bir fotoğraf sayesinde tanınmıştı. Adam, kız arkadaşının dudağından öpüp sarıldı ve ayrıldılar.

Kız Alara'nın yanından geçerek içeriye girdi. Spora gelmiş diye düşündü. Sonra adama döndü. Ben bir yerden hatırlıyorum dedi ama devamını getiremedi çünkü adamın gözleri onun üstündeyken düşünemiyordu. Binanın önünde güvenlik görevlisi ile sadece ikisi vardı. Alara adamın üstündeki gözlerinden rahatsızlığını belli edecekken bir isim yankılandı.

"DOĞUKAN!" diye. İşte dedi Alara, tanıyordu bu adamı. Dört büyüklerde oynayan futbolcuydu. Evet oydu. Emindi Alara. Kuzeni onu Beşiktaş'tan Trabzonspor'a gittiğini söylemişti laf arasında. Birden gözlerini açtı. "Bunu nereden hatırlıyorsun?" dedi şaşırarak. Hafızası gereksiz her şeyi aklında tutabiliyordu. Biraz daha düşününce haberler de görmüştü ama herhangi bir spor bülteninde değil çapkınlığı ile magazinlerde oluyordu. Onu da kuzeni yüzünden izlemişti.

SevgiliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin