Oyun

7 0 0
                                    

Alara sanki fotoğrafı saklamak istercesine önce kendine çekti, sonrasında telefonu kilitledi. Ama kilitlenen tek şey telefonu değildi. Doğukan çıkmış açık açık kendisi ile sevgili olduğunu ilan etmişti. Bu hakkı nereden bulmuştu? Kendisine sormuş muydu böyle bir şey yapmak istediğini? Tek taraflı bir karardı bu. Ama bunu bozardı Alara. Öyle böyle değil, yıkar geçirdi.

Numarasını aldığını hatırladı. Hırsla kalktı koltuktan kimseye bir şey demeden diğer odaya geçti ve numarasını tuşladı. Odanın içinde volta atıyordu. "Aç, aç şu telefonu göstereceğim ben sana sevgililiği." diye söylendi. Ama karşılık alamadı. Sinirle telefonu yatağa attı. Yanına da oturdu. Atılan hikayeleri tekrardan izledi. Takip ettiği magazindeki haberlere baktı.

Hakkında konuşanları okudu. Her bir kullanıcının cümlelerini ikişer defa okudu. Hakaret eden mi dersin, tebrik eden mi dersin, boyunun kısalığına mı laf edenler dersin, Pırıl'ın fanlarını mı dersin? Herkes onun hakkında konuşuyordu. İyi ya da kötü fark etmiyordu. Bir anda futbol magazinine düşmüştü. Ekrana bakarken telefonu çaldı ama normal arama değil görüntülü aramaydı. Karşıdaki dolabın aynasında saçını başını düzeltti önce.

"Efendim güzeller güzeli sevgilim." diye söze başladı Doğukan. Bu gevşekliği karşısındaki gözlerini devirdi Alara. 

"Sen ne yaptın ya?" diye çığırdı. Bu ses karşısında kaşlarını çatıp ekrandan uzaklaştı. "Sana da merhaba." dedi kinayeyle. Kendisini zorluyordu başka açıklaması yoktu. "Ne demek sevgilim, adını yüzü vermek istemedi gizli yaşamak istiyoruz ya!" diye Alara inatla yüksek sesle konuşuyordu. "Adını verdim sadece, yüzün bile gözükmüyor bir sakin olursan anlatacağım." dedi Doğukan biraz önceki gevşekliğine son vererek.

Alara'nın telefonuna iki bildirim geldi konuşmayı bekletip bildirimlere baktı. İki takip isteği, profillerine baktığında futbolla ilgilenenler olduğunu görünce siniri daha da artı. "Buldular." dedi hayretle. "Şimdiden iki kişi bulmuş. Sen benim başıma ne açtın? İki yüz verdik, bir kurtardık diye hakkın mı var sandın bende!" diye iyice kopmuştu, ne dediğini bilmiyordu.

Doğukan telefonu kendisinden uzaklaştırdı ve ekrana biri girdi. "Merhaba yenge." dedi el salladı. Tanıyordu bu adamı Alara, kaleci Umut'tu bu. Kendini sıkarak gülümsedi. "Merhaba." dedi. "Nasılsın yenge, böyle olmadı ama yüz yüze taşınamadık." dedi mahcupça. "Sorun değil o da olur elbet." dedi Alara'da hala neyi konuşuyorsa.

Arkadan müzik açmışlardı sesler birbirine karışmıştı. Umut yanlarından ayrılmıştı arkadaki seslerden arşa çıkmıştı. Umut kalabalığı iyice coşturmuştu. Kaş göz yaptı Doğukan. "Ya sen nasıl!" dedi sinirden devam edemedi. "Neden yaptın? Bu kıza sıçratayım da biraz rahata mı ereyim düşündün?" diye sordu ama adamın gözü telefonun arkasındaki kalabalıktaydı. "Bana bak!" dedi.

O sırada kuzeni Ömür girdi odaya. "Abla annemler gönderdi." diye elindeki tatlı tabağını yatağa, yanına bıraktı. "Ben yapmadım ki sevgilim. Ve sesini alçalt bir." dedi tehditkar şekilde. Alara iyice zıvanadan çıkmıştı. Ömür'e döndü "Giriyorsan gir, kapıyı kapat." dedi. Ömür sinirli hali karşısında aceleyle içeriye girip kapıyı kapattı. "Kim var yanında?" diye sordu. Ömür'de yatağa oturup telefona yaklaştı.

"Merhaba enişte, ben Ömür." dedi Ömür. Telefonun ucundakinin erkek olduğunu hatta Alara'nın sevgilisi olduğunu nereden anlamıştı? Ömür'ün dediğine Doğukan güldü. Aynısının benzerini biraz önce yaşamışlardı ve Alara kuzeni olunca sessiz kalmayı tercih etmişti. 

"Merhaba, ben de Doğukan. Ablanın erkek arkadaşıyım." dedi. Ömür, Alara'ya döndü. Onaylamadı Alara. Bu sefer yalana başvurmadı. Kendi yakınına yalan söylemeyecekti. 

SevgiliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin