on dört, kan revan.

568 57 15
                                    


Hazar'dan

Onu öptüğümden beri sarhoş gibiydim.

Durduk yere gülüyor, yalpalayarak yürüyor ve beynimin varlığını hissetmiyordum. Yıllar sonra bir öpücük o kadar iyi gelmişti ki, o andan sonra buna ne kadar ihtiyacım olduğunun farkına varmıştım. Benim Serter'i yaşamaya ihtiyacım vardı. 

Onu Demir ile gördükten sonra yaşadığım acıyla nasıl başa çıkacağım hakkında bir fikrim yoktu. Gerçekten vazgeçmek istemiştim. Onu bırakmak ve hayatına devam etmesini, mutlu olmasını istemiştim fakat yapamayacağımı biliyordum. Öyle de olmuştu zaten. Birkaç ufak sözle birlikte aldığım tüm kararları yıkmamı sağlamıştı. Yarım yamalak bir cesaret ile onu öpmüştüm. 

Fakat gram pişman hissetmiyordum. 

Yine dudaklarının tadına varmak, sıcak nefesini tenimde hissetmek için her şeyi yapabilirdim. "Lan, niye salak salak gülüyorsun?" Serkan'ın sesi ile birlikte kafamı hafifçe ona doğru çevirdim. Sorusunu es geçerek "Serter nerede?" diye sordum. Gece koltukta sarılarak uyuyakalmıştık fakat sabah uyandığımda onu görememiştim. Yine de, uzun zaman sonra çektiğim en güzel uykuydu. "Sabah erken çıktı. Seni uyandırmak istemedi ama gergin gibiydi biraz." Söylediği şey ile kaşlarımı çattım. Gergin miydi? Mutlu olup gülümsemeler saçması gerekmiyor muydu amına koyayım? 

"Gergin miydi? Bir şeyden bahsetti mi?" Kafasını iki yana salladığında gözlerimi ondan çektim. 

"Gece sana ondan vazgeçeceğim hakkında bir şeyler zırvalamıştım ya Seko..." Söylediğim şey ilgisini çekmiş olacak ki elindeki tuttuğu kahve fincanlarından birini bana doğru uzattı ve karşımdaki koltuğa oturdu. "Öptüm lan onu." diye mırıldandım heyecanlı bir sesle. "Hasiktir! Ciddi misin?" Hafifçe gülümsedim ve kafamı aşağı yukarıya salladım. "Sonunda amına koyayım ya, yemin ediyorum içim rahatladı." dediğinde başımı koltuğa doğru yasladım ve bakışlarımı duvara çevirdim.

Bugün duvar bile sanat eseri gibi geliyordu anasını satayım. 

"E, artık bundan sonra kedi köpek gibi dalaşmak yerine eski günlere dönersiniz dimi lan?" Sorduğu soruyla birlikte içimde bir şeylerin kıpırdandığını hissettim. Eski günlere dönecek miydik gerçekten? Mutluluktan ağlamak istiyordum. 

"Artık bundan sonra da dönemezsek o da bizim ayıbımız olsun." dedim ve gözlerimi kapattım.

🔥

"Hazar, neredesin sen ya? Öğlen oldu oğlum." Şirketten içeriye girmemle birlikte Felix hızlıca yanıma geldi ve kolunu omzuma attı. Bu hallerine oldukça alışkındım. "Anca ayılabildim, dün baya dağıtmıştım. Babam bir şey dedi mi?" diye sorduğumda muzip bir bakış attı. "Ben hallettim merak etme." dediğinde omzumda olan kolunu sıktım teşekkür edercesine. Asansöre doğru ilerlediğimizde toplantı odasının olduğu katın düğmesine bastı. Yüzümde hafif bir gülümsemeyle asansörün gelişini seyrediyordum. Ulan, kafayı mı sıyırıyordum acaba? 

"Geçen ki yatırımcıları hatırlıyor musun?" diye sorduğunda kaşlarımı çattım. Hatırlıyordum tabii ki. O gün Serter'in Demir ile birlikte katıldığı toplantıydı. Kafamı hafifçe salladığımda gergin bir nefes aldı. "Yatırım yapmaktan vazgeçmek üzerelerdi ya.." dediğinde kaşlarım iyi çatılmıştı. "Eee, fikir mi değiştirmişler?" diye sorduğumda gergince alt dudağını dişledi. "Demir ile farklı bir toplantı yapmışlar ve Demir adamları yatırım yapmaya ikna etmiş." Söylediği şey ile birlikte neden gergin tavırlar sergilediğini anlamıştım. "Demir bu şekilde işleri bağladıkça babanın ona karşı güveni iyice artmaya başladı. Şirketteki payını iyice sağlamlaştırmaya başlıyor yani anlayacağın." dediğinde yumruklarımı sıktım.

Serter | KompleksHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin