Levi hala bana acayip bakışlar atarken ben hala halay çekmeye devam ediyordum. "Pekala," dedi ve derin bir nefes aldı. En sonunda halayı bırakmıştık. "Benim canım sıkıldı."
"Aynen." dedim. "Dur ben şu salak çocuğu bir arayım." Telefonumu elime aldım. Zalak Girl Aranıyor...
"Ha?" diye telefonu açtı.
"Nabıyon mal?"
"Nate'yle halay çekiyom."
"Offf mal. Neyse ben bu yüzden aramadım seni."
"Neden aradın?"
"Levi'nin canı sıkıldı. Benim de. İzmir'i gezdirek mi?"
"Ya ben çok yorgunum. Sen Levi'yi Drew'u ve Austin'i al gezdir."
"İyi tamam." deyip telefonu yüzüne kapattım. Salak bu kız ya, hiç de sarmaz bunlar olmadan. "Tuana ile Nate gelmiyorlar, bence gitmeyelim. Emin ol benim yanımda sıkılmazsın. Birilerini filan işletelim!" dedim.
Kocaman sırıttı. "Abimi arayalım mı?" dedim.
"Oluur."
Hemen arama yerine girdim. #31#*********** Dı Bıro Aranıyor...
"Alo?" dedim sesimi değiştirerek. Ayrıca İngilizce konuşacaktım. "Merhaba, Barış Bey."
"Merhaba."
"Biz sizi Oxford Üniversitesine kabul edildiğinizi bildirmek için aradık. Aslında baykuşla mektup yollayacaktık ama hayvan alzheimer olmuş."
"Yazık," dedi. "Ulan geri zekalı salak, ben senin bokunu bilirim. Sesini mi tanımayacağım? Boşuna kontör gidiyor, anneme söyliyim de göt gibi kal eksilerde." Abim tehditlerine başlamıştı. Levi deseniz burada gülmekten kırılıyordu.
"Hıı, bende seni canım. Ayrıca ben faturalıya geçtim, senin gibi ezik miyim ben?"
"Sus lan amele. Anca işletme peşinde ol zaten, hiç hal hatır sorma."
"Asıl sen sus sümsük, sen sanki arıyorsun ya. Hepten unut beni. Ben seninle konuşmak için fırsat arıyorum ama benim sevgili (!) ağabeyim sıra bana gelince hep meşgul oluyor. Bir git ya!" deyip yüzüne kapattım. Biraz burnu sürtsün götün. "Hah, göt deliği." Tabii ki Türkçe konuşuyorum, mal mısınız? Abim şimdi efkarlanacak ve beni düşünüp üzülecek, ben burada manyak gibi kahkaha atıyorum o orada kendini yesin salak. Abimi seviyorum!
Gülmeyen başladım. Acaba annem kaçta gelecekti? "Ee, oraları anlatsana." dedim.
"Nesini anlatayım?"
"Arkadaşlarını, aileni, kardeşin varsa onu, sevgilini, kuzenlerini..."
"Ailem, normal. Bir ikizim, bir de kız kardeşim var." dedi. "İşte en yakın arkadaşlarımı gördün ve sevgilim yok." dedi. "Peki ya sen? Senin hayatın nasıl?"
"Bir tane abim var. En yakın arkadaşım görüldüğü üzere, Mal Tuana. Sevgilim yok. Bir abim var ama üniversiteden sonra yüksek lisans yapmak için gitti. Annem ve babam çalışıyor. Öyle yani." dedim ve gülümsedim.
"Favori sanatçın kim?" diye bir soru attı ortaya.
"Maybe I'm Just A Kid In Love!" diye hönkürdüm. "Shawn Mendes!" dedim sevinçle. Şş, onun adı Şövn Mondös... "Senin?"
"Ed Sheeran." dedi. "Gördüğüm üzere soğuk biri gibiydin, Shawn'dan bahsederken ve abinle konuşurken gözlerin gülüyor." dedi.
"Evet, yakınlarım ve arkadaşlarımın yanında hayvanlaşabiliyorum. Yakında sen de görürsün gerçek Melisa'yı." dedim ve güldüm. "Dışarıya çıkalım mı?" dedim. "Gezeriz biraz."