"Bence yine bir şey çıkmadan eve dönelim." dedi Levi. Kafamı salladım. Eren'den Tuana'nın ettiğinin iki katı nefret ediyordum. Salak şey. Hele ki geçen sene nispet yapar gibi yanıma gelip, klasik sözünü değiştirerek "Selam bana aşık olan kız ve benim aşık olduğum, onun kankası." demesi de nefretimi daha da arttırmıştı. Salak şey. Bi'koyucam, görecek.
"Evet, hadi gidelim." Tekrardan yürümeye başladık. Açıkcası ayakta zor duruyordum. Acayip yorulmuştum. Arada bizim okulun kızları ve diğer kızlar bizi görüp kıskanç bakışlar atıyorlardı. Elimlen konuşsunlar, umrumda değiller.
"Hangi takımlısın?"
"Türkiye takımlarından değil mi?" Kafasını salladı. "Beşiktaş!"
Güldü, " Başka hangi takımlar var?"
"Üç büyükleri söyliyim çünkü üşeniyorum, Galatasaray ve Fenerbahçe."
"O zaman ben Fenerbahçe'liyim."
Dehşetle ona döndüm. Hadi GS neyse de, ben FB'den nefret ederdim! "Böyle bir şeye izin veremem Levi arkadaşım. Olmaz, olamaz! Hem erkek adam renkli takım tutmaz ki... Ayrıca bir tek bizde ay yıldız var. Diğerlerinin armasına ay-yıldız koyma hakkı da yok. Hepsinin büyüğüyüz bir de..." Ay duygulandım ben şimdi...
"Tamam sakin ol," dedi kahkaha atarak. "Tuana hangi takımlı?"
"Beşiktaş da ne oldu ki... Lan! Sen," Kahkaha atmaya başladım. "Tuana'dan mısjsksiidisjejrirjxbsnalak!"
Gözlerini kocaman açıp eliyle ağzımı kapattı. "Saçmalama Melisa! Şimdi Nate, ondan korkusuna hep huyuna gider filan, Beşiktaş'lı olur... Onun için yani."
"Ooo, Nevi diyosuun." Ve ben yine kahkaha atmaya başlar. "Evet, artık ikinizi shipliyorum, yeni çiftimsiniz!"
Ben kahkaha atarken kolumdan tutup ilerlemeye başladı. Tabii ben güldükçe, o da gülüyor. İnsanlar da bize garip ve kıskanç bakışlar atıyorlardı. "Yanlış yönde gidiyorsun kii! Orası Berk- aa, bak Drew!"
"Hani, nerede?" Köşeyi işaret ettim. "Gördüm." O Drew'in yanına giderken, ben de arkasından gitmeye başladım.
"Selam Drew!"
"Hey, selam çocuklar."
"Neler kaçırdın bir bilsen..." dedi Levi.
"Ne gibi?"
"Kavga gibi, Eren vardı ya. Tuana'yla bu, çocuğa bir daldılar..."
What the bu?! Ben sana evde bunun hesabını sorarım kardeş, no pırablım...
Onlar biraz daha konuştular, sonra da Berk geldi. "Ov kankiş de buradaymış!" dediğimde güldü. Bizim annelerimiz arkadaşlardı ve Berk ile arkadaşlığım Tuana'dan da eskiydi. Küçükken oyunumuza dalar. "Ov kankişler de buradaymış, ee kızlar çay yaptınız mı?" diye bizimle dalga geçerdi. Neymiş, bizim sınıfın kokoş kızı, şu an da adı başka bir şeye çıktı, 'Kankiş' diyormuş da bla bla bla.
"Lan, akşam bize geliyomuşsunuz."
"Sahi mi?" dedim. "Vay be, annemler bir gün evdeler. Onda da varsa yoksa arkadaşları. Ağh, gahbe hayağt!" diye bağırdım.
"Sakin ol la, hayvanıtoriçe. Neyse, abin gelmiş hadi byü!" diye piç piç sırıttı.
"Lan oç, niye diyorsun?! Belki ben mutlu olacaktım aniden görünce ahey ahey!" dedim omzuna yumruk atarken. Acıyla yüzünü buruşturdu.
"Neyse gülüw hadi cidden byü!" Bana bakıp güldü.
"Kekomançi..."
"He, keko he, Allah'ın kezosu!"
"Sen bana kurban ol, köpek! Ben gayet de taş bir girlim."
"Salak." diye yola itti. Düşmekten son anda kurtulurken kahkaha atmaya başladık. Evet ben de atıyorum. Baya bildiğin 'Zuahahaahsjdidjsjdjdjdj' diye hemde.
Sonunda ciddili eve dönme kararı aldık. Levi and my bro tanışacaklardı. Kapıyı açtım. "Abeey!" Mutfağa dalınca telefonunu şarja takmış bir şekilde bir şeyler yaptığını gördüm.
"Ne var, Melisa?" Sonra kafasını telefondan kaldırdı. "Melisa! Lan vampir, ne özledim seni be!"
Melisa (16) abisi sarılırken kemikleri kırıldı ve hayata veda etti...
"Evet abi, tamam abi, ok abi. Ölüyorum abi!"
Sonunda beni bıraktı. "Merhaba, ben Melisa'nın ağabeyi, Barış."
"Ben de Levi, değişim öğrencisi. Memnun oldum."
"Ben de."
"Heh, abi ya. Ya naled ossun abi ya. Annemler bir gün evdeler onu da Berkler'de geçircekmişiz. Valla hiiç kusuruma bakmasınlar. Ben Levi'yi, Berk'i, Drew'i alır Tuanalar'a giderim. Belki Austin'de gelir. Değil mi, Levi?"
"Hıı evet ama, Eren'de gelebilir."
"Umrumda deel, zaten Tuana'ya bir şey diyemez artık."
"Ya sana..?" dedi abim.
"Valla bebeğim sen de gel bizimle. Hem maç var... Annemler o tek gününü de bizimle geçirmek istemiyorlarsa ben onları iplemem. Üzülmüyorum artık, alıştım. Bir sen varsın, kuzenlerim filan yetiyor. Ay duygusal olcaz bir saniye." diye kahkaha attım.
"Salak." dedi.
"Levi?"
"Efendim?"
"Senin grubun mu vardı çocuklarla."
"Evet."
"Adı ne? Bir bakayım."
"The Tide." Wow. Telefonu çıkarıp odama girdim. Abim zaten önden girip yatağın ucuna boydan boya yatmıştı. Anlatamadım ama olsun. Levi ve ben de yatağa atlayınca hepimiz telefonlara döndük.
Hmm, aha! Shawn Mendes-Stitches Cover'ı buldum. Hemen indirdim ama yine de YouTube'dan izlemeye başladım. Başlığa yaslandım. Bir yanıma Levi, bir yanıma Barış geçti.
"Oha, oha, oha, oha, oha, oha, oha-ah!" Başımı tuttum. "Hayvan! Vurma demiyor muyum, ben sana?!" Gözlerim dolmuştu.
"Pardon kanka u-"
"Sus abi! Levi seni de unuttum 'bu' filan derken hayırdır?!" Sinirle odadan çıktım.
Levi'den...
"Ne oldu?"
"Normalde takmaz, kızar geçer ama annemlere çok üzülüyor. Melis'i çok ihmal ediyorlar. Alıştım dese de geceleri hep ağlıyor. Beni her gün arardı. Sürekli sesi giderdi. Doğukan'dan filan öğreniyordum neler olduğunu. Ee, uyanınca sabah yoklar, akşam yatarken yoklar. Arada böyle izinleri oluyor onda da ilgilenmiyorlar. Ne olacak bu kızın hali? Hadi ben neyse, evde yokum. Arıyorlar bazen de, bazen benimle konuştuklarından daha az Melisa'yla konuştuklarından şüphe ediyorum. Ay anneanneler gibi konuştum, ne olacak bu kızın hali, filan..."
Burukça güldü. Cevap vermem gerekiyordu. "Durumu fena. Zaten normal biri olmadığı belli. Her yönden."
"Aynen. Bu arada, ben gideceğim sen kalacaksın. Uyarmam gerek garip takıntıları vardır. Zamanla alışırsın zaten." Kafamı salladım. İçeriden çığlık sesleri gelince doğruldum. Barış ağabey beni durdurdu. "Bekle, kendi durabilir. Rahat bırakmamız gerek. Sinirini böyle çıkarıyor. Arada beni ormana götür derse şaşma, bazen evdeyken kendini tutamaz ama acayip yerlere gitmek ister. Bir dedğini iki yapmazsan senin yararına."
Güldüm. "Orasını anladım zaten..."
*
Bölüm birzcık yarım olabilir çok sorry. Ama son bölümü Temmuz 2015'de atınca yarım da olsa içiniz el vermiyor. Bu arada bu bölüm de Temmuz'dan kalma o yüzden baya acemi. Her neyse çocuklar, sizi seviyorum! ❤😘