Remus aşkımın haterı var mı ya ? Ben çok severim kendisini 🥰
Bu bölümü arkadaşımla girdiğimiz bir yarışta yazdım. 1 veya 2 hafta içerisinde başka yerlerden toplama olmayan bir hayal et yazacaktık. Ben Remus'u o da Caspian'ı almıştı. Ben 2 haftada yazdım ortaya koydum, tam 2 ay oldu hanım efendi bitirmedi hâlâ 🤡 Hayırlısı ile yazarsa onu da yayınlayacağım. Her neyse yeter boş yaptım konuya geçelim. Buyrun >>Not: Biraz angst var. Ama kesinlikle hikayenin tamamı angst değil azıcık
Not²: İsminiz Alexandra Whale (çünkü canım öyle istedi. Şaka maka eğer isterseniz YN ye dönebilirimYaklaşık 15 yıldır ilk defa biniyordun Hogwarts trenine ama bu defa farklıydı öğrenci olduğun için değil öğrencileri korumak için biniyordun. Sirius Black Azkabandan kaçtığı ve Harry'i aradığı için seni ve birkaç seherbaz arkadaşını öğrencileri korumak için görevlendirmişlerdi. Görevi sana verdiklerini öğrendiğinde çok sevinmiştin, çünkü Harry hem sana arkadaşlarının emaneti hemde vaftiz oğlundu, onu korumak istiyordun. Başını cama yasladın. Remus'la olan anılarını hatırladıkça gözlerin doldu. Gerçi onu hiç unutmamıştın, sadece bazen çok dugusal oluyordun. Parmağındaki nişan yüzüğünüzle oynamaya başladın. Remus'un gitmesine rağmen 12 yıldır parmağınından çıkarmamıştın, çıkaramamıştın. Sen böyle böyle düşüncelerinin içinde kaybolurken Hogwarts'a varmıştınız. Herkes indikten sonra arkadaşlarınla birlikte trenden indiniz. Yavaş yavaş büyük salona doğru yürüdünüz. Vardığınızda McGonnagal'ın sizi çağırmasını beklediniz. Birinci sınfların seçimleri tamamlanınca Dumbledore sizden ve ruh emicilerden bahsetti ve kapı açıldı, içeri girdiniz. Önce Büyük Salonun gece göğü gibi gözüken tavanına baktın sonra Gryffindor masasında her zaman çapulcularla oturduğun kısma, Dumbledore'a ve en son Yüce masadaki Profesörlere bakarken bakışların çok tanıdık gözlere değdi içini bir huzur kapladı. Evet bu oydu Remus, nişanlın, hayatının aşkı... Olduğun yerde kitlenip kaldın. Bir yanın koşup boynuna atlamak isterken bir yanın arkasına bakmadan koşarak kaçmak istiyordu. Hayatı boyunca hiç bir şeyden kaçamış Alexandra Whale sevdiği adamdan kaçmak istiyordu. Çünkü korkuyordun 'Neden gittin?' dediğinde alacağın cevaptan, yüzleşmekten korkuyordun. Yemek sırasında ikiniz de birbirinize kaçamak bakışlar atmaktan doğru düzgün bir şey yiyememiştiniz. Yemeğin sonuna doğru kalktın ve büyük salondan çıktın. Hızlı adımlarla bahçeye çıktın ve kara gölün kıyısına gidip oturdun. Gece yarısına kadar orda oturduktan sonra odana çıktın. Kendini yatağına attın ve uyumaya çalıştın ama çalıştın işte...
~2 ay sonra~
İki aydır Remus'la köşe kapmaca oynuyor gibiydiniz. Asla iletişime geçimiyor, gördüğünde bile yolunu değiştiriyordun. Hoş o da peşinden koşuyor değildi sadece konuşmak istediğini belli ediyordu. 'Normalde olsa- NE NORMALİ ALEX NE NORMALİ , NORMAL Mİ KALDI ! 12 YIL YA 12 YIL bu işte normal bir yan olamaz zaten' diye geçirdin içinden. Bu işte bir bit yeniği vardı ama senin çözmeye çalışmaya gücün yoktu. 12 yıl etrafta sürekli ondan haber almaya çalışmıştın. Dumbledore'un verdiği o kahrolası görevden hiç dönmemişti. Kurtadamların arasına gidip casusluk yapacaktı. Çok karşı çıkmıştın gitmesin diye çok çırpınmıştın. Çok tehlikeliydi ve onu kaybetmek hayatında yaşayabilecegin en kötü şeydi. Ailen zaten Gryffindor'a seçildiğin için seni hiç sevmemişti. Evet Sirius'la benzer şeyler yaşamıştınız ve çapulcular senin ailen olmuştu. James ve Lily'nin ölümü, Sirius'un ihaneti... Çok fazla şey yaşamıştın ve bunların hepsi olurken Remus ortalarda yoktu. Yoktu, seni yanlız bırakmıştı... 'Ben ne biçim seherbazım basit bir şeye ağlıyorum' diye geçirdin içinden. Basit değildi ama sen sorunları küçük görerek onlardan kurtulabileceğini düşünürdün. Kolidorlarda boş boş dolaşıyordun. Gözlerindeki yaşlardan önünü görememeye başlayınca sırtını duvara verip yavaşça yere çöktün, başını ellerinin arasına aldın ve hıçkırarak ağlamaya başladın. Ders saatiydi etrafta kimse yoktu. Sorunları küçük görmeye çalışman her zaman ki gibi işe yaramamıştı. Ders bitimine kadar ağladın, hiç bir şeye çözüm olmayacağını bile bile ağladın...
~Bağıran barakada~
"Anlamıyorsun" diye sızlandı Peter "Beni öldürürdü"
"O HALDE ÖLSEYDİN" diye kükredi Sirius "DOSTLARINA İHANET EDECEĞİNE ÖLSEYDİN, BİZ SENİN İÇİN BUNU YAPARDIK"
"Şunu anlamalıydın," dedi Remus sakince "O öldürmeseydi biz öldürürdük. Hoşça kal Peter" dedi sen tam o anda içeri daldın. "ELLER HAVAYA, ASALARINIZI ATIN. DERHAL!" dedin Harry, Hermione ve Ron'un önüne geçerek. Sirius'u bağladın. "Yaptıklarının bedelini henüz ödemedin. Bu işten bu kadar kolay kurtulabileceğini mi sandın köpek!?" dedin ve Remus'a döndün "Size olan güvenimi tekardan boşa çıkardınız Mr Lupin. Size hiç güvenmemeliydim. İksirinizi aldınız mı ?" okul açıldığından beridir ilk iletişiminiz olucaktı. "Hayır" "Ne demek hayır, sözlerinizi tutmadığınız gibi sorumluluklarınızı da mı yerine getirmiyorsunuz?" dedin çantandan Snape'den aldiğın iksiri çıkarırken. "Al iç şunu" dedin şişeyi verdin. Ve bir anda Peter'i fark ettin. "P-Peter sen ölmuştün. Parmağını gördüm gözlerimle." Ona kadar hiç ondan tarafa bakmadığın için Peter'i fark etmemiştin."Bana ne olduğunu anlatın!" dedin. Her şeyi anlattılar sen de şok içinde onları dinledin. Konuşmanın sonunda Sirius'un yanına gittin. Sıkıca sarıldın fakat ayakta duracak halin kalmamıştı. Yavaşça kendini bıraktın o da sana ayak uydurup dizlerinin üzerine çöktü. "Alex iyi misin?" "Özür dilerim, özür dilerim, çok özür dilerim geçen 12 yıl için sana inamadığım için özür dilerim kardeşim, beni affedebilir misin?" dedin. "Senin bir suçun yok Alex ama illaki duymak istiyorsan affettim bile" dedi. Ondan ayrılıp ayağa kalktın ve Peter'e döndün. "APTAL FARE işin ucunda Sirius'u kurtarmak olmasa ellerimle acı çektirerek öldürürdüm seni ama sen Sirius'a dua et" dedin dişlerini sıkarak.
O gün Remus iksiri aldığı için Peter kaçamamıştı...
~Sirius'un aklandığı mahkemeden sonra~
Çapulculardan kalan son üçlü olarak biraz sokaklar da dolaşmak istemiştiniz. "Ee sizde durumlar nasıl, evlendiniz mi?" diye sordu Sirius. Her zamanki patavatsız Pati bu sefer büyük bir pot kırmıştı. Sen tam ağzını açmış cevap vericekken Remus konuştu "Biz evlenmedik Y/N evlendi" dedi "nE?!" Sirius'la aynı tepkiyi vermiştiniz. "Ne saçmalıyorsun sen?!" dedin hışımla ona dönerek "Saçmalıyor muyum!? Kurtlarla yaşamak beni ne kadar etkiledi haberin varmı senin!? Senin için bir yıl düzelmeyi bekledim! Ama sen hemen evlenmişsin! O gün bakanlığa geldiğimde yanında bir adam ve kız çocuğu vardı. 1 yaşlarındaydı, demek ki ben gelmeyince hemen evlenmişsin. Beni beklememişsin" dedi yüksek bir sesle. Genelde sevdiklerine karşı senini yükseltmezdin ve son derece kibar olurdun ama bu normal bir durum değildi. Başın döndü gözlerin karardı. Ve ŞAK. Remus'un yüzüne sert bir tokat indirdin. O tokatın etkisiyle olduğu yerde duruken konuştun "BEN SENİ TAM 12 YILDIR BEKLİYORUM, ÖLDÜĞÜNÜ DÜŞÜNDÜĞÜM HALDE! O ADAM BENİM ARKADAŞIM O ÇOCUKTA ONUN KIZI. SEN BENİ O ÇOCUKLA GÖRDÜĞÜN GÜNÜN AKŞAMI NE OLDU BİLİYOR MUSUN, BEN NELER YAŞADIM BİLİYOR MUSUN?! HAYIR, BİLMİYORSUN, ÇÜNKÜ APTAL GURURUN AĞIR BASTI! BANA GELİP SORABİLİRDİN! BEN O GÜN BÜTÜN GECE AĞLADIM GÖZLERİM ŞİŞENE KADAR AĞLADIM. REMUS ÇOCUKLARI ÇOK SEVERDİ DİYE, EĞER ÖLMEMİŞ OLASAYDI HARRY'İ YANIMA ALMAMA YARDIM EDERDİ DİYE. AMA SEN, SEN BENİM SENİ 1 GÜNDE UNUTUP EVLENDİĞİMİ DÜŞÜNDÜN. Ben nişan yüzüğümüzü bile çıkarmamışken sen evlediğimi düşündün. Yazıklar olsun sana başka da bir şey demiyorum" dedin ağlayarak. Tam arkanı dönüp gidecekken Remus iki bileğini birden yakaladı. Seni hızla göğsüne yasladı ve kollarını sıkıca etrafına sardı. Çırpındın kurtulmaya çalıştın ama izin vermedi."Alex ne desen haklısın ama yapma lütfen... Ben bir aptallık yaptım ama sen beni bırakma yalvarırım lütfen." dedi gözlerinden yaşlar süzülerek. "Aptalsın Lupin ama ben seni böyle de severim" dedin. O gün Sirius size hiç dokunmadı hatta animagus olup bir ağacın altıda sizi bekledi. Sizde o gün kaç yaşinda olduğunuzu unuttunuz. Sadece 20 yaşında hayatının baharındaki iki aşık genç bir günü nasıl geçirirse o günü öyle geçirdiniz. Birlikte çimlere uzandınız ve aynı sizin aşkınız gibi sonsuz olan maviliği seyrettiniz...
Evvet nasıldı? Umarım beğenmişsinizdir 🙂 Sövmemek şartı ile eleştiriye açığım 🖤
İyi günler dilerim
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Marvel İle Hayal Et
FanfictionYoğunlukla Marvel olsa da Harry Potter ve Narniadan karakterlerde var "Bütün bunlar kafanın içinde yaşanmış olabilir ama bu neden gerçek olmadığı anlamına gelsin ki?" Ben yazarken çok eğleneceğimi düşünüyorum umarım sizde okurken eğlenirsiniz. Eğle...