Bruce Banner

76 4 2
                                    

Çok çok kısa bir bölüm birden aklıma geldi. Benim aşkıma niye hiç bölüm yazmıyorsunuz. Neyse..
Hadi bölüme geçelim>>>

Not¹:  ⚠️+13 yaş bir bölüm rahatsız olacak varsa okumasın lütfen⚠️

Not²: Bu bölüm Y/N' siniz

Not³: Hiç kimsenin ölmediği hiç bir sorun çıkmayan bir zaman dilimi düşünün

  Avengers'la yılbaşı için yaptığınız çekilişte sana Bruce çıkmıştı. Bir tık panik yapmıştın açıkçası. Sevdiğin kişiyle konuşmak bile kolay değil ki hediye almak olsun.

  Uzunca bir süre düşündükten sonra ona el emeğinle bir şey yamış olmanın hoşuna gidebileceğine karar verdin. Ve akşamları odana erken çekilip ona mor bir atkı örmeye başladın. Dün akşam bitmişti ve biraz sonra hediyeleşirken verecektin. Atkıyı siyah bir kutuya koyup mor bir kurdale ile kutuyu bağladın ve kutuyu alıp aşağıya indin.

Wanda mutfak kısmında yiyecekleri hazırlıyordu ve tabiki Vision da hemen yanındaydı. Pietro, Wanda'nın hazırladıklarından birer ikişer yediği için Wanda'dan dayak yiyordu. Tony büyük bir titizlikle içecekleri ayarlıyordu. Klasik Tony, dedin içinden. Clint turşusunu bir tabağa koyuyordu. Natasha ve Bucky bir köşede sohbet ediyordu. (WinterWidow damarım tuttu yine;)) Steve camdan dışarıyı seyrediyordu. Thor çekicini siliyordu. Ve Bruce ortalıkta yoktu.

Steve'in yanına gittiğinde gözlerinin hafif dolu olduğunu fark ettin.

Y/N: Hey canlan biraz ihtiyar cenazede değiliz

Dedin omuzunu dürtükleyerek. Aslında meselenin Peggy olduğunu çok iyi biliyordun. Steve bir tek sana ayrıntılı bir şekilde anlatmıştı. Sen onun için arkadaştan öte her şart ve durumda gözünü kırpmadan güvenebileceği bir kız kardeştin. Ve o da senin için her durumda sığınabileceğin bir abi olmuştu.

S.R:  Ne olduğunu biliyorsun Y/N. Böyle günlerde verdiğim söz geliyor aklıma, asla tutamayacağım o söz...

Söyleyenebilecek söz olmadığı için parmak ucuna kalkıp kollarını adamın boynuna doladın. Oda senin beline sardı kollarını ve başını omzuna gömdü. Omzuna hafif hafif düşen bir kaç damladan sonra sarılmanızı Tony'nin sesi böldü.

T.S: Siz abi kardeş günü orada mı geçireceksiniz yoksa gelip bize katılacak mısınız?

Y/N: Kapa çeneni STARK!

Dedin ve koltukların birine kendini bıraktın. Steve de cama dönükken gözlerini sildi ve yanına oturup kolunu omzuna attı. Bruce da karşıdaki koltukta oturuyordu. Göz göze geldiğinizde hafifçe gülümsedi. Gözlerini hızla kaçırırken yanaklarının yandığını hissettin. Üff kızarmasam bari, dedin içinden.

  Bu sene bütün ekip bir olup Tony'i kendi aranızda ufak bir kutlama yapmaya ikna etmiştiniz. Normalde Tony'nin huyunu bilirsiniz. Yemekler yendi güzel sohbetler edildi ve sonunda birinin aklına hediyeler geldi.

W.M: Ee hediyeler noldu hadi verelim!

Dedi Wanda heyecanla. Onun bu haline kıkırdadın. Herkes birbirlerine hediyelerini verdikten sonra en sona Bruce ve sen kalmıştınız.

N.R: Aaa siz birbirinize mi çıktınız? Ne ilginç normalde böyle şeyler kolay kolay rast gelmez.

Dedi sanki sana uzatılan bütün kağıtlara Bruce, Bruce'a uzatılan bütün kağıtlara Y/N yazmamış gibi.

Y/N: Evet ilginç

Dedin sen de sanki heyecandan içinden çığlıklar atmıyormuş gibi sakin bir sesle.

B.B: Önce ben vereyim o zaman

Dedi Bruce ve sana siyah çok büyük olmayan bir kutu uzattı. Teşekkür ederek kutuyu aldın. Açtığında içinden çok zarif, üstünde üç tane renkli taş olan bir bileklik çıktı. Sen hayran hayran bilekliğe bakarken Bruce açıklama yapmaya başladı.

B.B: Bu sıradan bir bileklik değil. Bunu ben yaptım. Bu bileklik sayesinde başına bir şey gelirse sana kolay ulaşmamızı sağlayacak. Şu ortadaki mavi - mor parlayan büyük taşın içinde bir telsiz sistemi var, bu sayede bizimle iletişime geçebilirsin. Şu sağdaki sarı - yeşil parlayan taşın içinde bir GPS var, bu sayede sen bize konumunu söyleyemesen bile nerede olduğunu bulabiliriz. Ve son olarak en soldaki turkuaz - beyaz parlayan taş bütün bu sistemleri etkinleştirmek için. Buna bastığın zaman telsiz ve GPS aktifleşecek. Seninle konuşabilmeye ve  konumunu görebilmeye başlayacağız. Özel sınırlarına girmiş olmamak için GPS'i de bu tuşa bağladım. Umarım bu tuşa hiç bir zaman ihtiyacın olmaz.  

Y/N: Bruce... Ben ne diyeceğimi bilemiyorum.

B.B: Kullanmak istemezsen sorun değil.

Y/N: Hayır! Bu gerçekten muazzam çok teşekkür ederim.

Dedin ve boynuna sarıldın. Başta ne olduğunu algılayamasa da sonrasında o da kollarını beline sardı.

B.B: R-rica ederim

Geri çekilip yerden özenle paketlediğin atkını aldın.

Y/N: Senin bu kadar uğraşın yanında hiç bir şey ama geçenlerde boğazının ağrıdığını söylemiştin soğuk alınca olur genelde ben de senin için bunu yaptım. Gömleğinin yakasını çok açık bırakıyorsun o yüzden oluyor hep.

Kutuyu eline aldı. Açıp atkıyı görünce yüzünde kocaman bir gülümseme belirdi.

B.B: Açık ara farkla hayatımda sahip olduğum en iyi şey bu sanırım. Ama benim ısınmak için atkıya ihtiyacım yok senin bir gülüşün içimin ısınması için yeterli.

Gözlerin kocaman açtın. O az önce ne demişti. Bruce ne dediğinin farkına varınca yanakları seninkiler gibi kıpkırmızı kesilmişti.

B.B: B-ben üzgünüm- yani-

Sözünü tamamlamasına izin vermeden dudaklarınızı birleştirdin. Bruce artık rüyada olduğuna neredeyse emindi. Sen ise buna cesaret ettiğine inanamıyordun. Diğerleri mi? Onlar olayın başıdan beri gerginlikle tutukları nefesi bırakmış ve alkıslamaya başlamıştı.

N.R: Ben demiştim Stark işe yarar demiştim!!!

Dedi evreni kurtarmış gibi bir gururla.

 

Bu da böyle bir bölümdü. Umarım beğenmişsinizdir. Huzurlu günler dilerim💞

Marvel İle Hayal Et Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin