"Dinliyorum." dedikten sonra bi kaç saniye ses gelmedi ardından konuşmaya başladı. "Sana kötü bir şey yapmak gibi bir amacımız yok sadece bizimle bir şekilde konuşman lazım." dediğinde "Telefonda konuşalım o zaman." dedim adam büyük ihtimalle bir süre söylediğim şeyin mantığını sorguladı ve "Telefon olmaz bizimle bir cafeye gel." dedi. Acaba cafelerle alıp veremedikleri şey neydi diye sorguladıktan sonra "Benim seçtiğin bir cafeye gidersek olur." dedim. "Tamam." dediğinde Gölbaşı'nda bir cafe ismi söyleyerek oraya gitmesini istedim.
Yaklaşık 15 dakikalık bir süre hazırlandıktan sonra evden çıktım. Üzerimde siyah yazlık bir elbise vardı, bir taksiye binip adresi verdim bu sırada en yakın zamanda ehliyet almalıyım diye düşünüyordum.
Yaklaşık olarak yarım saatlik bir yolculuktan sonra cafeye gelmiştim. Taksinin ücretini ödeyip taksiden indim. Yavaş adımlarla cafeye doğru yürümeye başladığımda bir masada bana dik bir şekilde bakan adamı gördükten sonra galiba o masa diye düşünerek adamın olduğu masaya yürümeye başladım.
Masaya oturduğumda adam "Hoşgeldin küçük kız." dedi bende "Hoşbuldum ama günlerdir beni rahatsız etmenizin sebebini artık öğrenebilir miyim?" dedim.
Adam eliyle bir garson çağırarak "Bir sade kahve." dedi ve garson bana baktığında "Soğuk su." dedim.
Bir kaç dakika sonra garson siparişlerimizi getirdi ve adam kahvesinden bir yudum alarak konuşmaya başladı.
"Seni tam olarak neden takip edip kapına dayandığımızı anlatamam fakat üstü kapalı bir şekilde anlatacağım."dediğinde "Bekliyorum." dedim.
"Hem baban için hemde çocukluğun için buradasın."
dediğinde gerildim ve o da bunu anladı."Babam ne alaka?" diye sordum.
"Baban neden hapse girdi küçük kız hiç düşündün mü?" dediğinde kaşlarımı çatarak ve tedirgince "Bana anlattı neden girdiğini." dedim.
"Sana ne anlattı peki." dedi ciddi bir ifadeyle, bende "Çalıştığı şirkette birisi öldürüldü ve bunun suçunu babama attılar, ama babam böyle bir şey yapmadı." dedim bir süre bakıştık ve konuşmaya başladı.
"Şirkette öldürülen kişi yani babanın öldürdüğü kişi senin annen." dediğinde başım dönmeye başladı ve masaya tutundum. Adam bana su içirmeye çalıştı fakat ben hiçbir eylemde bulunmadan yere bakıyordum.
Bir süre sonra kendime gelmeye çalıştığımda dudaklarimdan fısıltıyla "Babam öldürdü." kelimeleri çıkınca adam başıyla onayladı ve "Devamı var dinlemek ister misin?" dediğinde başımla onayladım ve devam etti, "Annen önce benim partonumla evlendi ve patronumdan boşandıktan sonra babanla evlendi ve patronumdan bir oğlu var." Dediğinde adamın ağzından çıkan her kelimeyle birlikte şaşkınlığım artıyor, başım daha fazla dönmeye başlıyordu.
Yumuşak tutmaya çalıştığı bir sesle "Yani abin olan bir kardeşin var." dedi.
Söylediği her kelimeyle daha fazla şaşırırken burnumun direği sızlamaya başlamıştı. Gözlerim doldu bir şekilde konuşmaya devam etmesini bekledim.
"Şimdilik bu kadarı sana yeterli eğer gerçeklerin hepsini öğrenmek istiyorsan bizimle iletişime geç."dedi ve hesabı ödeyerek masadan ayrıldı.
Adam gittikten bir süre sonra daha orda oturdum. Kendime gelmeye çalışıp olanları yavaş yavaş idrak etmeye çalışıyordum. Fakat kendimden daha çok güvendiğim babamın katil olduğuna inanmıyordum ama anlattıklarını birleştiğinde gerçekten de öyle çıkıyordu.
Cafeden çıkarak biraz yürüdüm ve yorulunca bir taksi durdurup evimin adresini verdim. Yol boyunca parçaları birleştirmeye çalıştım. Belki de istedikleri şey babamın yalan söylediğine inanmamdı.
Eve geldikten sonra kendimi direkt yatağa attım ve bir süre sadece boş boş tavanı izleyerek uzandım. Uyuyamayacağımı anladığımda ise doğrularak banyoya doğru yürüdüm. Soğuk bir duş alıp kendime gelmem gerektiğine inanarak kendimi buz gibi suyun altına attım. Bir süre boş boş durduktan sonra saçlarımı yıkayıp çıktım. Kırmızı bir eşofman takımı giyip yatağa girdim fakat saatler geçmesine rağmen uyuyamayınca bir uyku ilacı içtim ve uzun bir uykuya daldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lavinia
Ficção AdolescenteÖlüm çiçeğine aşık olmak nasıl bir duyguydu? Bunu en iyi onun için ölümü göze o adam bilebilirdi.