Merabalar.
Keyifli okumalar.
*********************************
"Bırak dedim sana!" Aonung yerinde tepinmeye devam ediyordu,yaraları sarıları daha on dakika oluyordu,ama o kalkmak için adeta hayatı pahasına mücadele veriyordu. Şifacı kadın onu tutmak için her şeyi yapmıştı,Jake'in ona ve ailesine ne kadar iyi davrandığını ve başının üstünde tuttuğunu duymuştu,eğer Aonung giderse şifacı na'vi bunun onun suçu olarak kabul edileceğini düşünüyordu. "Bırak beni dedim!" Aonung son bir gayretle kalkmaya çalıştı,şifacı na'vi telaşlı gözlerle ona bakıp durduracakken "Aonung!" diye bir ses duyulmuştu,gelen Ronal'dı. Şifacı na'vi saygıyla ve telaşla kafasını eğerken Ronal çatık kaşlarıyla oğlunun yanına ulaşmıştı,kuyruğu bir sağa bir sola sallanıyordu. "Ne oluyor burada?" Şivacı na'vi stresten oynattığı kuyruğuyla "Efendim,oğlunuz,Aonung,bir türlü beni dinlemiyor. Dinlenmesi gerekiyor,ama o kalkacağını söyleyerek inat ediyor." Ronal kafasını oğluna çevirdi.
"Çık." Şifacı na'vi dışarı çıkarken Ronal oğlunun yanına oturdu,topuz halinde olan saçlarını okşarken "Ma'Aonung,neden dinlenmiyorsun?" diye sormuştu,Ronal dışarıda sert gibi görünse de yalnız kalınca şefkatli bir anneydi. Aonung mavi gözlerini annesine çevirdi "Anne,lütfen izin verin kalkayım!" Ronal oğluna baktı,Aonung'u iyi tanıyordu,Aonung normalde bırak kalkmayı,parmağını bile kıpırdatmazdı. "Peki madem." Aonung bunu duyar duymaz hamaktan inmişti,kapıdan çıkarken şifacı na'vi tekrar onu durdurmaya çalışmıştı,ama Ronal elini kaldırınca durmuştu.
Aonung şifahaneyi dolanıp Neteyam'ı arıyordu,genç orman na'visi bir an olsun aklından çıkmamıştı. Girdiği bir odada en sonunda onu bulmuştu,Neteyam sanki uyuyormuş gibi hamakta uzanmıştı. "Hayır..." Hızlı adımlarla yanına varıp alçak olduğu için kolayca ulaşabildiği hamağın yanına diz çöktü,şimdi Neteyam'ın yüzüne bakıyordu. "Hayır,lütfen..." Fısıltısı şifahanede duyulmamıştı,kendisi bile zar zor duymuştu ne dediğini. "Sadece uyuyor." Aonung Tsireya'nın sesiyle oraya döndü,su na'visi şifalı bitkilerle dolu kabı yere bırakmıştı. "Hem sen neden buradasın?" Aounung hissettiği rahatlama duygusu sayesinde derin bir nefes aldı,içinden Eywa'ya dua ediyordu.
"Sana ne Reya?" Tsireya göz devirdi,yine aynı tartışma,yine aynı Aonung. "Ugh." Tsireya bitkileri de alıp odadan çıkmıştı,Aonung bunu umursamadı. "Neteyam?" Elini uzatıp saçlarını okşadı,sadece cevap vermesini istiyordu. "Neteyam?" Yine cevap yoktu,derin bir nefes aldı "Ma'teyam?" Neteyam'ın kaşları biraz olsun çatılmış,kafası kımıldar gibi olmuştu "Ma'teyam?!" Neteyam gözlerini açıp önce etrafına baktı,daha sonra nerede olduğunu anlamaya çalıştı. "Aonung?" Aonung kafasını salladı "Ne oldu?" Aonung derin bir nefes alıp "Thanator saldırısına uğradın,ama merak etme şimdi iyisin." demişti. Neteyam sırtını düzleştirip yüzünü buruşturdu,neredeyse yara almamış yeri kalmamıştı. heryeri acıyordu.
"Neden tek başına ormana gittin ki?" Neteyam sessiz kaldı,ne diyebilirdi ki? 'Canım sıkıldı,biraz adrenalin olsun dedim.' diyemezdi. "Neteyam!" Neytiri nefes nefese içeri girmişti,oğlunu uyanık görmek gözlerinin dolmasına neden olurken yanına gitmişti. Aonung bu anı bozmamak için sakince kalkarak çıkmıştı,neytiri ve Neteyam odada yalnız konuşuyorlardı. Aonung tabi ki daha sonra yeniden gelecekti.
**************************************************
Bölüm sonu
ne düşünüyorsunuz bakalım?
Adios.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Way of Love
FanfictionTonowari ve ailesi Sully ailesini tam iki yıl sonra ziyaret etme kararı almıştı.