Başlangıç

476 90 18
                                    


Hiç okunmayacağını düşünüyorum ama yine de yayınlıyorum. Hedeflediğim bir okuyucu sayım var, ona ulaşırsam yeni bölüm gelecektir. Bu benim ilk hikaye deneyimim, lütfen oy ve yorum. Şimdiden okuyan herkese çok teşekkürler beni hayal kırıklığına uğratmazsanız çok sevinirim. :)

Her şey heyecanlı bir Cuma akşamı öncesi başlamıştı... Bana göre haftanın en güzel günü olan Cuma bugün de gözümdeki değerini koruyordu. Ders inklaptı. Bizim sınıfta inklap derslerinde herkes uykuya dalardı. Ben de dahil! Dersin bitimine iki dakika kala elif -kardeşten daha ötedir benim için- tenefüste dışarı çıkalım dedi. Ben de kabul ettim. Bu kızı gerçekten çok seviyordum. Gerçekten dostumdu. Hayattaki tek dostum. Sarışın mavi gözlüydü ve dış görünüş olarak çoğu kişi bizi kardeş sanardı. Ne zaman yardıma ihtiyacım olsa yardımıma koşardı. Yaklaşık 6 yıldır birbirimizin en yakın arkadaşlarıydık.

Biraz da kendimi tanıtmalıyım bence. Adım mira. 17 yaşındayım ve orta boylu, sarışın, mavi gözlü bir kızım. Ailemle aram hiç iyi değil. Annem normal anneler gibi kadın programları falan izlemez. İşi gücü araştırma yapmak olan annem, değerli facebooka bana sarıldığından daha sıkı sarılır. Bir ablam var . Benden 5 yaş büyük. 22 yaşında olmasına rağmen ergenliğini üzerinden atamamış, atarlı, giderli tipik bir ergendir kendisi. Ben onlar kadar bile ergenliğimi yaşayamadım. Evin içerisinde babamı yalnız bırakmamak için benim de olgun olmam gerekiyor, ki babamla aram gayet iyi. Evdeki bu durumu- bir adet ilgisiz anne ve bir adet ergen abla- düşündükçe içime sıkıntı basıyor. Sorunlarımı anlatacak hiç kimse yok. Zaten okulda da birkaç kişi dışında  yakın arkadaşım yok sayılırdı.

Elifin ısrarı üzerine bahçeye çıkarken düşüncelerimden ayrılmamı sağlayan şey bana çarpan alevin beni gıcık eden sesiydi. Bu kıza çok ciddi anlamda sinir oluyordum. Daha önceden de facebook üzerinden tartışmıştık zaten. Beni kıskandığını ciddi anlamda itiraf etmişti. Elini omzuma sertçe dokundurarak ve yüzüne yapmacık bir gülümseme takınarak "Pardon canım yanlışlıkla oldu." dedi . Alev. Bana. Pardon. Canım. Demişti. Oha bu kızdaki cesarete hayrandım doğrusu. Bu kızın tek amacı elifle aramı bozmaktı beni sinirlendirip yoldan çıkarmaya çıkarıyordu. Ve amacına ulaşmıştı. Omzumdaki elini alıp bükerek beline yapıştırdım. O kısa saçlarını da kökünden çekerek etkisiz hale getirdim. Gövdesini duvara yaslayarak kulağına eğildim." Bir daha seni yakınımda görürsem o meymenetsiz yüzünü orangutan poposuna çeviririm. Şimdi kaybol." Bana dehşetle bakan elife dönerek "boşver, kötüye bişey olmaz" diye tısladım.

Elife verdiğim sözü tuttum ve bahçeye çıktık. Bana sevgilisini anlattı. Tabi anlattığı şeyler bana çok uzaktı çünkü dediğim gibi biraz asosyaldim ve bazı katı kurallarım vardı. Aşırı tatlı bir çocukmuş ve yeşil gözleri varmış. Beni onunla tanıştırmayı çok istediğini söyledi. Pazar günü yapacağı doğumgünü partisine kesinlikle gelmem gerektiğini hatırlattı. Gelmezsem öldürürdü çünkü. Onu gerçekten çok seviyordum ve o benim tek arkadaşımdı. Dünyayı bir tarafa onu bir tarafa bırak birini seç deseler kesinlikle onu seçerdim. Onsuz bir hayat geçiremezdim ve şimdi gerçekten aşık olmuştu. Ona bugünlerde yardım etmem gerekiyordu. Çalan zilin sesini duyduğumda hışımla düşünçelerimden ve oturduğum banktan ayrıldım.

Birkaç hocadan azar işittikten sonra servise bindim. En azından servisimi seviyordum. En öne oturmuştum. Yanıma da diğer bir en iyi arkadaşım olan seda oturdu. Rüzgarla dalgalanan kısa sarı saçları çok havalı duruyordu doğrusu. Ben de sarışındım fakat o farklıydı işte. Ben diğer yaşıtlarıma karşın daha çocuksuydum. Hatta çok çok daha çocuksuydum. "sedaaa". O da anırmama karşılık "miraaağm" diye anırdı. Hemen olduğum yerde zıplayarak köpek almak isteyen küçük kız rolü yaptım. Buna karşılık kahkaha attı. "Ne istiyorsun?" beni anladığına sevinirken "oyun oynayalım mı?" dedim.tabikide beni kırmadı. Kısa bir şekilde oyunu anlattım. Servis ilerlerken oyunumuzun gereği son ses dışarıdaki insanlara sesleniyorduk. "hey liseli, çok tatlısın" göz kırpmalar öpücük yollamalar falan kendimi resmen bişeye benzetiyordum ama şu an bunu söyleyemem. Sanırım seda da benimle aynı şeyleri düşündü ve imalı imalı bakıştık. Kırmızı ışıkta başımıza bela almayalım diye el sallamıyorduk. OMG bu ne!!!! Bu insan mıdır?? Allahım bu ne?? En azından seda görmemişti, görse zaten çığlığı basardı. Yok artık yoksa bu çocuk biraz önce bizim bağırdığımızı görmüşmüydü? Gördüyse eğer intihar sebebiydi. Çünkü ben hayatımda hiç bu kadar yakışıklı bir çocuk görmemiştim. Bu direkt uzaydan düşmüş meteor. Dağınık hafif kumral saçlar, masmavi taşları eritecek güzellikte gözler, hokka bir burun. Böyle bir çocukla sevgili olmak için her şeyimi şüphesiz feda ederdim sanırım. Onun da o masmavi gözleri benim gözbebeklerime odaklanmıştı. Bir dakika boyunca bakıştık. Ah keşke daha sonra tekrar karşılaşabilseydik cici çocuk. Ah olamaz, bu olmuş olamaz. Eğer böyle birşey olduysa, ya olursa... evet işte intihar sebebim olmuştu nihayet. Kurallarımı unutmuştum. Ben, o çocuğa AŞIK OLMUŞTUM...

Bir sonraki bölüme de geçin. İnanın pişman olmayacaksınız👉🏻👉🏻👉🏻

TESADÜF #wattys2015Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin