Panthera

8 8 0
                                    

[Ruby Vance & Panthera(Jasper Ricci)]

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

[Ruby Vance & Panthera(Jasper Ricci)]

"Hey tavşancık, sonunda karşılaştık demek?" Ruby, ona tavşancık diye seslenen sesin yabancı olduğunu algıladığında ürkmüştü. Ona sadece yakınları tavşancık derdi. Arkasına dönmeye çekinirken düşündü, nasıl olur da dibine kadar giren bir yabancının sesini hiç işitmezdi.

Sanki arkasında bile gözü varmış gibi temkinli bu kız ilk defa birinin ağına düşmüş gibi hissetmişti. Arkasını dönmeden konuştu.

"Tavşancık?" Şaşkındı. Şaşkın ve ürkek bir tavşan gibiydi adeta. Minyon oluşundan dolayı da arkadaşları ona takılmak için her zaman tavşancık diye seslenirdi kıza. Bu söz ona güven verir, sesi tam anlayamasa bile bu kelimeden tanıdık olduğunu anlardı fakat bu ses...

Bu ses tanıdığı tüm seslerden daha yeni, ilgi çekici ve karizmatik gelmişti kıza ama arkasını dönmeye korkuyordu. Yabancı el, kızın omzuna dokunduğunda kız irkilerek aynı bir tavşan gibi yerinde sıçradı. Göz ucuyla gördüğü yabancı, onu avlamaya gelmiş bir panter gibi asildi. Rüzgardan savrulan uzun siyah saçları, ışık saçan gözleri ve heybetli bir bedeni vardı. Üstüne giydiği kimonoya benzer kıyafetinin ve sırtına astığı karambitiyle göz alıcı görünüyordu yabancı. En azından kız böyle olduğunu düşünüyordu.

"Tavşancık dediklerinde, ürkek olduğun için dediklerini hiç düşünmemiştim." dedi yabancı kötü kahkahasının arasında. Ruby, yabancının düşmanı olduğunu fark edip hiç yüzünü dahi göremeden ileriye doğru koşmaya başladı ama bir sorun vardı. Gittiği yön, tanıdık bir yön değildi. Sanki yabancının ağına yakalanmışçasına bedenine korku hakimdi. Normalde koştuğu hızın üçte ikisi kadar bile koşamıyordu titreyen bacakları. Neden bir anda güçsüz düştüğünü idrak edememişti. Sanki gücünü çeken bir şey vardı.

"Ben tavşan avlamam. Hedefim daha büyük şeylerde. Boşuna kaçma!" bağırdığını anlayabildiği bu ses arkasında koşan ama çok da yakınında olmayan yabancıya aitti. Kolundaki saati yokladı. Yerinde bulamayınca şaşkınlıkla koluna bakıp tekrardan yola döndürdü bakışlarını. Ani bir çarpma hissiyle afallarken tüm hızını kaybetmişti. Çarparken aniden kapattığı gözlerini yavaşça araladığında kaçmakta olduğu kişinin tam da göğsüne çarptığını fark etti tanıdık elbiseyi gördüğünde. Şaşkınlıkla gözlerini kırpıştırdı. Rüya olduğunu düşünüyor ama fazla gerçekçi olduğunu da biliyordu. Kokusu... Kokusunu alabiliyordu. Süt ve bergamot... Sanki taze kahve gibi kokuyordu. Kız, gerçek bir kahveyi içmeyi o kadar özlemişti ki kokuyu olabildiğince içine çekti.

Tek hamleyle belindeki silahı çıkarıp şakağına dayayabilecek kadar çevikti. Bu hareket karşısında panter benzeri beden pis kahkahasını daha da arttırdı.

"Yüzünün bu kadar güzel olduğunu tahmin edememişim..." dedi kısık ama kızın işitebileceği bir yükseklikte. Tavşancıktan etkilenmişe benziyordu. Kız tereddüt ettiği her anın onun aleyhine olduğunu bilmesine rağmen bu gülüşü birkaç saniye daha görebilmek adına durmuştu. Aslında tetiği çekmesi bir salisesini bile almayacak bir işti ve yabancının onu engellemeye gücünün yeteceğini sanmıyordu. Gerçi bu kadarını da aklından geçirmediği için gücünün ne kadar yüksek olduğunu tahmin bile edemiyordu.

TAVŞANCIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin