Yorum yaparsanız sevinirim, teşekkürler.
Jayden'ın gözünden
Benim için sıradan geçmesini beklediğim bugün, herhangi biri için oldukça önemsiz ve normal bir şey yaşadım. Başka birisi böyle bir şey yaşasa da bu kadar üzerinde duracağını sanmıyorum. Çünkü böyle anlatıyorum ama gerçekten büyük bir şey değil. Sadece konuşmak istediğim biriyle birkaç cümlede olsa konuştum. Pekte iç açıcı bir sohbet değildi ve kendisininde çok arkadaş canlısı olduğunu söyleyemem. Bu durumu bu kadar önemsiyor olmam şaşırtıcı gelebilir. Uzun süredir ilgimi çeken biri var. Ondan hoşlanıp hoşlanmadığımdan emin değilim. Henüz erkeklere karşı o tür bir his besliyor muyum emin bile değilim. Ama sanki ona, görünmeyen bir güç ile çekiliyor gibiyim.
Kendisi sessiz fakat bir o kadarda agresif biri. Açıkça ona duyduğum ilgiyi o bana duymuyor. Aslında çevresindeki hiçbir şeyi umursamıyor gibi görünüyor. Birkaç kez göz göze gelmişliğimiz oldu fakat bakışları beni geriyor. Aynı yurtta kalmamıza ve hatta bir üst katımda olmasına rağmen, aynı yurtta kaldığımızı dâhi uzunca bir süre bilmiyordum.
Aslında okulda onun hakkında pek bir şey bilen de yok. Pek sosyal olduğu söylenemez, arkadaş olduğu kişilerin bile onun hakkında bildiklerinin sınırlı olduğunu duymuştum. Yurttaki kahvaltı veya akşam yemeklerine asla geldiğini görmedim. Yurda girdiğinde direkt odasına çıkıyor. Okul saatine kadar bir kere bile çıktığını görmedim. Yurda çok geç geldiği zamanlarda oluyor, Gece geç çıktığı da oluyor.
Sesi çok güzel, şarkı söylerken ayrı güzel oluyor. Daha önce bir gece yarısı balkondayken üst katımda çok hoş bir şarkıyı mırıldanışını duymuştum. Fazla konuşmuyor olmasına karşın diksiyonu da oldukça iyi. Birkaç defa oldukça erken saatlerde banyoda karşılaşmıştık. Sabahın köründe herkes uyuyorken duş almış, ben banyoya girerken o çıkıyordu. Konuşmadık yani pekte bir olayı yok. Vücudu kalıplıydı, gerçi bunu anlamak için yarı çıplak görmenize gerek yok. Normalde bile belli oluyor. Muhtemelen spor yapıyor. Bahsettiğim kişinin adı Ivan. Hakkında bildiğim birkaç şeyden biri, şimdi bugün olanlardan bahsedeceğim....
Sabah erken kalkıp duş aldım. Konuşmadık, sadece erken kalktığım her sabah gibi ben duş için girdiğimde o çıkıyordu. Sinirli ve yargılar bir biçimde süzüp yanımdan geçti. Hep böyle bakıyor, sanki onu rahatsız eden bir durum varmış gibi. Sürekli huzursuz duruyor.
Güne erken başlamak benim için büyük bir şey. Genelde benim alarmımla benim hariç yurttaki herkes uyanır. Hatta bu yüzden başımı birkaç defa belaya soktuğum oldu. Bugün kendimle gururluyum demeyi çok isterdim ama hayır. Sadece yetiştirmem gereken bir ödev var. Bende her zaman yaptığım gibi son dakikaya bıraktım. Gerçekten önemli herhangi bir işim olmadığında erken kalkamıyorum zaten. Gece ödevin bir kısmını bitirdim ama hâlâ çok eksiği var. Biraz çalıştıktan sonra uyku bastırmaya başladı, o gün oradan oraya koşuşturmaktan bitkin düştüğüm için kendimi uykunun kollarına teslim ettim.
En azından biraz dinlenip çalışırsam daha verimli olur diye düşünmüştüm ve gerçekten öyle oldu. Teslim etmezsem başıma bela olacak ödevi sabah son dakikaya ertelemek çok akıl işi değildi ama sonuçta yetişti. Bende tüm gün zombi gibi gezmek zorunda kalmadım. Duştan sonra kendime bir kahve yapıp yaklaşık bir ila bir buçuk saat süren bir çalışmanın sonunda ödevim bitti. Süper olduğunu söyleyemem ama yeterli.
Pijamalarımı çıkarıp rahat bir şeyler giydim daha sonra çantamı düzenleyip gerekli şeyleri aldım. Birkaç kişiyi selamlayıp yurttan çıktım. Kantine uğrayıp poğaçayla çikolatalı süt aldım sonrasında da sınıfa çıktım zaten. Sınıfta da birkaç kişiyi "günaydın" diyerek selamladım ve yerime geçtim. Cam kenarı en önün bir arkasında oturuyorum. Hemen arkamda da Ivan oturuyor. Kafasını kollarına gömmüş uyuyan Ivan'a baktım. Genelde onada günaydın derim, çoğu zaman cevap almıyorum ama iyi günündeyse o da bana günaydın diyor. Son sınıf olduğumuz için dersler genelde sınav odaklı oluyor veya soru çözümü yapıyoruz. Sınava az kaldı denebilir, bizim sınıfta genelde on beş kişi falan oluyor. Yıl başında daha fazlaydı ama gittikçe azaldı. Dördüncü derste öğretmen derse gelmedi, bildiğim kadarıyla onuncu sınıfların gittiği bir geziden sorumluydu.
Sadece duvara yaşlanmış sınıftakileri izliyorum.yapacak daha iyi bir işim yok, bir şey yapmak istediğimde söylenemez zaten. Enerjim yok açıkçası. Ben dalmış bir şeyler düşünürken Ivan'ın hareketlendiğini hissettim. Kafamı çevirip neyle uğraştığına baktım. Kitabını ters koymuş çantasını karıştırıyordu, aynı zamanda birkaç küfür mırıldandığını duydum. Aldırmadan bakışlarımı kitaba çevirdim. "Toz ve Duman" isimli bir kitap. Kapağından yargılamak gerekirse karanlık bir teması var gibi. Daha önce duyduğum bir kitap değil ama ilgimi çekti doğrusu.
Arkamı dönüp aceleyle kalem kutumdaki bir ayracı aldım ve ona uzattım. Çantasını karıştırmayı bırakıp bana baktı. Ruhum emiliyormuş gibi hissediyorum. Gerçekten, abartmıyorum. Bakışlarında garip bir şey var. Ama sonrasında bakışlarının tam aksine yumuşak ve kibar bi ses tonuyla "Teşekkürler" dedi ve ayracı aldı. O ayracı alırken eli elime değdiğinde verdiğim ayraca bir bakış attım. Pembe ve üzerinde beyaz kediler olan, ufak tefek, mıknatıslı bir ayraç.
Keşke yer yarılsa ve ben içine girsem. Ne çeşit bir aptal birine herhangi bir şey verirken ne gibi bir şey verdiğine bakmaz ki? Neden bakmadım. Gözümün ucuyla baksam bile yeterdi. Çok rezil hissediyorum. Önemli bir şey bile değil aslında, samimi olduğum birine versem umrumda olmazdı. Ama iyi bir izlenim bırakmak istediğim, ilgi duyduğum birine verdim. Böyle olunca nasılda aptala dönüyor insan. Kız kardeşimin verdiği ve şirin olduğunu düşünüp kullandığım bir ayraç ama o kim bilir ne düşündü. Çocukça olduğunu veya garip biri olduğumu düşünmüş olabilir.
İyice saçmaladım gerçekten. Ben neden bu kadar aptalca bir şeye takılıyorum ki? Normalde umurumda olmaz. Ayrıca alt tarafı kedili ayraç. Bir kere, zaten erkek adamın kedili ayracı olur. Kedili ayraç namus meselesidir ve kedili ayracı olmayanı kırk köyden kovarlar. Neyse bu kadar yeter. Kafamı koyup uyumaya çalışayım bari. Aşağılayıcı iç sesimi susturabilirsem tabii.
İLK BÖLÜM BU KADARDI.
AGA KAGİTTAN GECİRİNCE NE KOLAY OLUYORMUS LA SJWKSUKWUSKQHD