Kalbe saplanan mızrah Bölüm3

2 1 5
                                    

İnsanların dünyasında ki yeni kurbanımı aramak için etrafı geziyordum. Ama şuana kadar kimsede bir enerji hissedemedim. Şeytan Adin bize kurbanlar belirler ve onları bulmamızı ister. Buda tam olarak bir enerjiyle oluşur. Onda büyük bir enerji hissedersin. Sanki onunla sonsuza kadar tanışıyormuşuz gibi. Onunla bir bağ kurarız yoksa ona istediklerimize yapamayız. Buda bütün kötülüklerin mahvolması demekti. Bağ kurmak bir insanın içini görmek demekti, duygularını bilmek demekti. Onunla bir olursun. Onun bütün her şeyini hissedersin.

Bir mağazanın önünden geçerken camından kendime yansımama baktım. İnsan dünyasına gelirken her zaman bir değişim yaşardık. Kötülük yaptığımız insanlar bizi tanımasın diye. Ve korkmasınlar diye; kırmızı gözlü, siyah ve kırmızı kanatları olan bizleri görseler sanırım ölüme giderlerdi. Ama insanlar dışındaki bütün her şey bizim gerçek yüzümüzü görürdü. Yorgun bakan kahverengi gözlerim, kızıl saçlarım ve birkaç vücudumun yerinde dövmeler vardı. Yüz hattım biraz zayıf gösteriyor. Yan döndüm. Şaka mı yapıyorsun! Benim kalçam neredeydi. Göğüslerim varken, kalçam neredeydi. Gökyüzüne baktım. Seni öldüreceğim şeytan Adin. Tamam yine de göğüslerim var oda yeter. Bu kadar güzel bir yüze sahip olan kızın neden fiziği de güzel olmazdı. Neyse güzel miyim? Güzelim. O zaman bir sıkıntı yok. Hem bunlar olmayabilirdi de. Her zaman istediğimiz gibi yaratılamayız.

Arkamdan havlama sesi duydum. Arkama döndüm ve bir köpek salyalarını akıtarak bana havlıyordu. Yere çömeldim ve köpeğe yaklaştım. "Kapa çeneni." Köpek ağzını açarak bana yaklaştı. Kendimi hızla geriye attım. "Uslu bir köpek olmayı dene." Az kalsın kafamı ısıracaktı. Küçük şeytan. Hırlamaya başladı. Hayvanlar gerçek yüzümüzü görebiliyordu. Köpekler ve kediler bu yüzden asla susmuyor. Bir kedi ağaçtan üstüme atlayacaktı bir kere, kendimi zor kurtardım. Ayağa kalktım. Üstümü silkeledim. İşaret parmağımı kaldırıp onu gösterdim. Annelerin küçük kızlarına kızması gibi parmağımı salladım. "Bana hırlamayı kes." Ağzını parmağıma doğru yaklaştırdı. Parmağımı geri çektim. Çattık manyağa. "Ateşkes antlaşmasına ne dersin. Sen bana havlamayı kesip buradan uzaklaş. Bende senin kafanı kopartmayım." Tabi ki de kopartmayacağım. O kadar şeytanlar vicdansız değil. Belki bazı şeytanlar olabilir. Ama ben değilim.

"Niya, buraya gel kızım!" Ve onun arkasından bir ıslık. Köpek adamın sesini duyduğu an ona doğru bakıp dilini çıkardı. Kafamı sesin geldiği yere doğru çevirdim. Genç bir erkek elinde tasmayla hızla buraya geliyordu. Dur bir saniye onun gözleri yarı kahverengi yarı mavimi. Van kedisi gibi mi? Arkaya doğru attığı hafif uzun kumral saçları önüne düşüyordu. Kasları dar giysisinde belirgindi. Bence orada mahsur kalmaları bir hata. İtiraf etmek gerekirse yakışıklıydı. Lanet olsun bu çocuk gerçekten yakışıklıydı. Yanımızda durunca köpeğin tasmasını bakmaya başladı. "Sizi rahatsız ettiyse üzgünüm. İnsanları pek sevmez." Soluk içinde konuşuyordu. Bence soluklanmalıydı. Hem ben tam olarak bir insan değilim(!)

"Sende bir insansın." Kurduğum cümleyle kafasını bana çevirdi. Köpeğinin tasmasını taktığı için omuzlarını dikleştirdi. "Evet, bende bir insanım ama onun sahibiyim de." Hafif dolgun olan dudaklarını yaladı. Köpek yine havlamaya başladı. Kafamı hızlıca köpeğe çevirdim. Bu köpek ne zaman havlamayı kesecekti(!)

Köpeğe doğru eğildim. "Ateşkes antlaşması yaptığımızı sanıyordum. Eğer reddediyorsan kafanı kopartmaktan hiç çekinmem." Bir insan fısıldayarak nasıl sert konulursa öyle konuştum. Köpek bu sefer kisi hırlamaya başladı. Yeter ama beni sınamak için mi bu köpeği buraya koydunuz.

"Hiç kimse kafa kopartmıyor." Tabi ya o yakışıklı sahibi. İlk önce onun kafasını kopartmam gerekiyor, gözlerimi ondan alamadığım için. Eğildiğim yerden vücudumu düzelterek geri halime büründüm. "Sinir bozucu bir köpeğin var." Gülümsedi. Bana bir adım attı. "Öyledir." İşte bu, beklediğim an. Bir erkeği kötülüğe çekmek istiyorsan onu kendine yakınlaştır. Bu nasıl olduğu sorun değil. Yeter ki sana yardım etsin. Bende ona bir adım attım. Aramızda sadece bir adımlık alan kalmıştı. Gözleri buradan daha güzel gözüküyordu. "Neredeyse parmağımı ısırıyordu." İşaret parmağımı göstererek. Erkekler nazlı kızı sever sonuçta. İnsanlardan şuana kadar gördüğüm bu; nazlanmak. Ona gösterdiğim işaret parmağıma baktı. "İyi durumda. Onu kızdırmışsın, kızdırmasaydın öyle davranmazdı. Ve ısırdığı insanlar oldu sen şanslısın."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 07, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ŞEYTANLAR VE MELEKLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin