Felix'in ağzından...
"Mor yakışmış. Daha çok giymeni tavsiye ederim. -H
Kapıma gelen çiçek buketine iliştirilmiş notu okurken etrafıma baktım. Notta bahsedilen kıyafetlerimi eve geldikten az sonra, yaklaşık yarım saat önce, çıkarmıştım.
Bu notu gönderen kişi sabah beni görmüş olmalıydı. Fakat evimin adresini nereden biliyordu?
Ürkerek çiçek buketini aldım, bukette öne çıkan mimoza çiçekleriydi. Bu çiçekleri evimde tutmak istemiyordum, notla beraber çöpe attım.
Ardından hem şüpheden hem de havanın kararmasından dolayı perdeyi çektim.
---
"Bu sefer lütfen çiçeklerimi çöpe atma. -H
Bir hafta sonra yine aynı gün pazar yine aynı H harfi ile gönderilen bir buket çiçek ve not. Bu sefer gelen çiçekler sümbüldü.
Çiçekleri elime aldım, içimde oluşan korku gözlerimin dolmasına sebep oldu. Bu gerçekten korkunçtu bunu yapan kişi şaka yapmaya çalışıyorsa komik değildi. Çiçekler elimde ne yapacağımı bilemeden öylece kapının önünde duruyordum.
---
"Yongbok. Tatlı isimmiş. Bu tatlı isme sahip güzelliğin ağlamasını istemem.-H
Tam bir hafta. Bu sefer açık pembe güllerle dolu bir buket.
İsmimi mi öğrenmişti şimdi de. Bu kişi gerçekten işi abartıyordu. Bu sefer buketi eve bile almadım, bir kağıt aldım ve ben de ona karşılık yazdım;
"Kimsin bilmiyorum ama böyle devam ederse öğreneceğim. Polise haber vermeden bunu yapmaktan vazgeç.
---
"Amacım seni korkutmak değildi.-H
Tekrar, yine ve yeniden. Gelen çiçek buketi bu sefer pembe frezya çiçekleri ile doluydu.
Asla vazgeçmiyordu.
