Hyunjin'in ağzından...
Bu güzellik gerçekten de beklediğimden daha hassas ve korkak çıkmıştı. Ama bu yine de tatlıydı. Evet o güzellikten bahsediyorum Yongbok. İsmini öğrenebilmiştim, ama bu daha hiçbir şey değildi.
Karşı binama taşınmıştı. Onu camından ilk gördüğümde kalbim duracak gibiydi. Sanki yıllardır görmediğim sevgilimi görmüşüm gibiydi.
Onu bir süre sadece camdan izledim, ama bu bana yetmemeye başladı. Birkaç çiçek ve notlar gönderdim.
Beni durdurmak istiyor büyük ihtimalle.
Bu yüzden aklıma fikir geldi, artık notsuz bir şekilde çiçek göndereceğim fakat onunla iletişim de kurmam lazımdı.
Ben de onun binasına taşındım, ona sanki bambaşka birisi gibi yaklaşacağım.
---
Her gün çiçek gönderdiğim evin kapısı demek ki böyle.
Yongbok'un kapısının önündeyim. Ona komşusu olduğumu ve daha yeni taşındığımı söyleyeceğim. Belki beni böyle sevebilir.
---
Felix'in ağzından...
Kapının çalması ile oturduğum koltuktan kalktım. Saat geç değildi, bu yüzden birinin gelmiş olmasını garipsemedim.
Kapıyı açtığımda karşımda 1.80 boylarında, gerçekten iyi görünümlü, sarışın bir erkek vardı. Beni görünce nazik bir şekilde tebessüm etti. Giyinimi oldukça özenli ve çekiciydi.
"Merhaba?
Adam elini uzatarak hafif tebessümünü bozmadan konuştu;
"Ben yeni taşındım yan dairenizde oturuyorum.
Kafamı sallayarak anladığımı belli ettim. Aslında yorgundum ve eve bir misafir davet etmeyi açıkçası istemiyordum. Ama yine de ayıp olmasın diye elimle içeriyi gösterdim;
"İsterseniz içeri geçin tanışalım.
Adam davetim üzerine içeri girdi;
"Oturabilir miyim?
Oturmak için bile izin isteyecek kadar kibar olması daha önce pek görmediğim bir şeydi;
"Tabi.
"İsminiz neydi?
"Yongbok, Lee Yongbok. Sizin?
"Hwang Hyunjin.
Gülümsedim;
"İsmin güzelmiş.
Konuşmamız bir süreliğine kesildi sadece önümüze ve birbirimize baktık. Ardından konuşma açmak için öylesine bir soru sordum;
"Tam olarak ne zaman taşındınız?
"Dün. Yan dairede oturduğum için ilk sizi ziyaret etmeliyim diye düşündüm.
Bay Hwang sanki konuşurken utanıyor, geriliyordu. Ortamda ki ve Bay Hwang'ta ki gerginliği azaltmak için bir soru daha sordum;
"Fazla kişisel bir soru olmazsa nereden geldiğinizi sorabilir miyim?
Bay Hwang önüne düşmüş sarı saçlarını geri atarak cevap verdi;
"Aslında pek uzaktan değil. Yine bu sitede oturuyordum, fakat ev sahibiyle sorun yaşadık. Benim de birikmiş param vardı. Fakat buradan uzaklaşmak istemiyordum bu yüzden buraya geldim.
Anlattığına şaşırmıştım, çünkü onu daha önce hiç buralarda görmemiştim. Görsem eminim ki hatırlardım.
Bir süre daha bu şekilde konuştuk. Bay Hwang saatine baktı ardından kalkmaya karar verdi. Vedalaştıktan sonra evden ayrıldı.
Saat geç olmadan yattım.
---
Hyunjin'in ağzından...
O güzel yüzünü yakından görmek o kadar şeydi ki, umm, anlatılamaz. Nasıl kendimi tutabildim gerçekten hiç bir fikrim yok. Tek bildiğim onu istediğim, bunun için uğraşacağım. Sonuna kadar, o bittiğini sansa bile bitmeyecek. Ben bile ne yapabileceğimi hayal edemiyorum.
---
Felix'in ağzından...
Sabah iş için erken kalkmaya alışmış vücudum yine uyumama izin vermedi. Yatağımdan pijamalarımla çıktım.
Bugün pazardı, istemeyerek de olsa kapıya gittim;
"-H
Bu sefer hiçbir şey yazmıyordu notta. Bir buket kırmızı gerbera çiçeği kapımın önünde beni bekliyordu.