Bölüm 1

28 2 0
                                    




      _ Tabi ki kardeşlerimi çok seviyorum ve aralarında hiç bir ayrım yapamam. Öz ya da üvey onlar benim kardeşlerim, dedim ve bir yalan daha söyledim. Kendi kardeşlerimi sevemezken diğerlerini nasıl sevecektim ki? Kardeşlerimin üçü erkek Tom,  Andrea ve Leo  ; üçü ise kız Luana, Felicity ve Valencia, tabi bir de evlatlıklarımız var onlar da Zoe, Rosalie,Maurice,Chiristien ve Davin.  İçlerinden Leo ve Andrea hariç hepsinden nefret ediyorum. İnsan kendi kanından olan insandan nefret eder mi? Kendi kanımdan da nefret ediyorum bu yüzden çok garibime gitmiyor. Açıkçası kanlarımın sevilecek bir tarafı da olduğunu düşünmüyorum. Ellerimde olsa bir saniye bile beklemeden ailemi ve soy adımı başka bir insanla değiştirirdim. Ellerinde olsa bir çok insan bir saniye bile beklemeden benimle ailesini ve soy adını değiştirirdi. Bu tabi ki bir tercih meselesi değildi, bu yaşayamadığım aptal hayat keşke tercihim olsaydı... Hayır, bu yaptığım şey nankörlük değil bu bir fedakarlıktı. 

     Sevgili evlatlıklarımızın karşımızdaki beyinleri uyuşturularak her söylenilene koşulsuz inanan insanlara ya da her şeyi anlamasına rağmen üslerinden aldıkları emirle susup kuklaya dönen muhabir ve gazetecilere oynadıkları oyunu büyük bir başarısızlıkla sergiliyorlardı. Bugün beni anlayan tek kişi yanımda olmadığı için aşırı mutsuzdum ama etrafımdaki kuklaların bunu sezdiklerini pek sanmıyorum. O babam olacak adamın eziyetleri yüzünden şu an yanımda olamadığı için de bir o kadar sinirliyim. O aptal adamın kölesi olup dediği her şeyi bir beyin yoksunu gibi kabul ederek yaşarsan sana dokunmazdı. Aksi takdirde ise sana cezalar verir, seni çeşitli işkenceleriyle belki bir hafta belki iki hafta adım atamayacağın bir duruma sokardı. Babamın:_Leo bir yurtdışı gezisinde olduğu için bugün ki yayına katılamayacak ve onu bir süre daha ortalıkta görememeniz çok normal. Canım oğlum sınav stresleriyle epey bir yıprandı. Uzun bir tatilin kendisine iyi geleceğini düşünüyorum, demesiyle midem alt üst oldu. Bir insan bu kadar iğrenç olabilir miydi? Ne demek yurtdışı tatili çocuk hastanede yatıyor! Daha fazla dayanamadım ve hakkımda çıkacak haberleri, yazılacak makaleleri umursamadan siyah camlardan oluşan plazanın içerisinden bir hışımla dışarı çıktım. Bu söylediklerine çok bile katlanmıştım.

     Derin derin nefesler almaya çalışırken birden soluğum kesildi çünkü fazla hızlı koşmuştum. Nefes alamıyorum! Kahretsin! Astım krizine giriyordum. Yanımda ilacım yoktu çünkü bana giydirdikleri bu rüküş ve zaten neredeyse kemikten olan bedenimi bir beden daha küçülten bu elbiseye ne ilaç ne de sprey gizlenebilirdi. Artık bedenimi ayakta tutamıyordum. Sanırım... Sanırım istediğim oluyordu! Ölüyordum...

     Ah ya da hayır ölmüyordum çünkü bana doğru elindeki astım spreyi ile telaş içinde gelen bir adet Andrea vardı. İşte kardeşlerimin en kötü yanı, huzura kavuşmama izin vermiyorlar. Bıraksalardı da hayatım son bulsaydı, belki o zaman yaşadığımı gerçekten hissederdim...



            2 gün önce Edmonton'da 


     Adam bıkkınlıkla inledi. Yine elinden kaçırmıştı. Her seferinde bir şekilde işin içinden sıyrılabiliyordu. Nasıl beceriyordu? Tam bu sefer yakaladım, başardım derken nasıl oluyordu da yenilen hep kendisi oluyordu. Karşısındaki insan kolay lokma değildi. Bu görevin zor olduğunun başından beri farkındaydı. Zaten kimse bu görevde başarı elde edemediği için görev ona devredilmişti ya. Düşünceleri telefonla yanına doğru gelen Benjamin tarafından bölünürken kafası ile ne oldu der gibi bir işaret yaptı. Benjamin ise "Baş komiserim cinayet bürodan arıyorlar," dedi. Yine başarısızlıklarını birilerine anlatmaktan yılmıştı. Bir şey söylemeden telefonu almasıyla yediği haksız küfürleri duyması bir oldu ancak amirinin tersi pisti bu yüzden bu hakaretleri yutacaktı. Kolaysa kendisi yakalasaydı. Basit bir suç örgütünü yakalamaya çalışmıyordu. Aynı bir tilki gibi kurnaz, bir çita gibi hızlıydı ve sanki yarasalar gibi karanlıkta duyuları diğer insanlardan daha iyi çalışıyordu. Bu özelliklerinin yanında adamı ilginç ve üstün kılan bir tarafı daha vardı.  Bu adam diğer suçluları öldürüyordu! Hatta bazen de aileleri ile birlikte. Neden mi? Neden olduğu bilinmez. Bazen sabıka kaydı olmayan kişilerin de canına kıydığı oluyordu. Gerçi belki onlarda suçluydu. Bu devirde her suçlunun sabıka kaydı olmuyordu. Büyük devlet adamları ve bunun gibi saygın insanlar işledikleri suçları kolay bir şekilde örtbas ediyorlardı. Görünürde hepsinin sicili temizdi. Bu sadece Kanada'ya ya da Amerika gibi büyük ülkelere özgü bir şey değildi. Para her yerde unvanını korur, sicilini temizlerdi. Belki bu beyaz görünen pislik yuvalarını temizlemek için böyle bir adam gerekiyordu...

     Bunları düşünürken telefonun diğer ucundan konuşan adamı  bir nebze olsun dinlememişti. Bu yüzden düşüncelerinden sıyrıldıktan 2 dakika sonra telefonun kapandığını ancak idrak edebilmişti. Benjamin'e geri dönüyoruz gibi bir işaret verdikten sonra dönüş yolu için arabaya bindi ve düşüncelere daldı.


Birinci bölüm sonuyla herkese merhaba:) Kısa oldu ama okunmaya göre uzatırım:)Bu hikayeyi uzun süredir düşünüyorum ve sonunda başlama kararı aldım. Çoook önceden iki tane hikayem vardı fakat kaldırdım. Yayınladıktan sonra pek ilgi görmedi ve de yoğun bir dönemden geçtiğim için devamını getiremiyordum. Bu hikayeyi çok uzun soluklu hayal ettim. Umarım dilediğim gibi ilerler. Ben yazığım kurguları daha çok okunsun diye değil de okuyanların fikrini almak açısından yayınlıyorum. Takip ederseniz çok mutlu olurum ama etmeseniz bile yorumlar ve oylar benim açımdan çok daha kıymetli. Umarım sizi sürükleyen bir kurgu oluştururum. Bir sonraki bölümde görüşmek üzere...

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jul 21, 2023 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Cehennemimi Yaktım(isme takılmayın değiştirmeyi düşünüyorum)Where stories live. Discover now