ÖLÜ GÖL

41 2 3
                                    

Ben İris. Evet garip bir ismim var.
16 yaşındayım, gözlerim kahverengi, siyah saçlıyım cart curt.

Öyle.

Ailemin işi yüzünden bu yeni kasabaya taşındım. Buraya pek de ısınmadım açıkçası. Pek iç açıcı bir yer değil.
Evler siyah ve gri  renklerinde ve hava çok sisli. Görünüşüne bakılırsa da burasının havası genelde kapalı.
Burda bir gariplik var...
Geldiğimden beri beni gören herkes yüzüme iblis görmüş gibi bakıyorlar, tamam yeni taşındığım için olabilir,kabul.
Ama garip bir his doluyor içime sürekli.

Anlayamıyorum... Odama çıkıp kapıyı kapattım.
Üzerime siyah bir eşofman geçirip kendimi yatağa attım. Vücudumda garip bir soğukluk hissettim. Hass-
Pencere ne ara açıldı ya! Off! Zorla yataktan kalkıp pencereye yöneldim.
Ve kapattım. Vücudum hâlâ buz gibiydi. Hicbirsey olmamış gibi kendimi tekrardan yatağa atıp telefonumdan yarım bıraktığım dizimi açıp izlemeye başladım...

***

Her tarafta ışık vardı,hiç lamba olmamasına rağmen her taraftan beyaz ışıklar geliyordu.
Gözlerimi zar zor kırpıştırarak açmıştım.
Bulanık görüyordum heryeri. Bomboş bir odadaydım,duvarlar siyah renkliydi ve sadece bir kapı vardı. Çok garip hissediyordum, tüylerim diken diken olmuştu.
Kapının diğer tarafı kapkaranlıktı, hiç birşey görünmüyordu. Titremeye başladım.
Hava iyice soğumuştu. Burası çok havasızdı.
Zar zor nefes alabiliyordum. Çok ürperticiydi.

Harbiden,ben ne ara buraya geldim?
En son dizi izliyordum?
Sonra...ne oldu sonra?
Bir kahkaha sesi duydum. Hangi taraftan gelmişti bu ses?
Korkmaya başlamıştım. Sesin kız mı, erkek mi olduğunu ayırt edemiyordum, aslında bunun pek de bir önemi yoktu.

Aynı ses daha yüksek bir şekilde tekrar güldü. Kapının olduğu yere baktığımda bembeyaz bir gölge beni izliyordu...
Hiç hareket etmiyordu.
Ve kahkaha sesi ondan gelmiyordu...
Bana bakıyordu.
Sadece beni izliyordu.
Arkaya gitsem,ona doğru ilerlesem,sağa veya sola gitsem yine beni izliyordu..
Gözlerini kırpmadığını fark edince daha çok ürperdim. Kimdi, neydi bu?

Etraftaki ışıklar azalmaya başladı,teker teker hepsi sönüyordu. Gözlerimi kırptım.
Ve o karşımdaydı. Hiç bir şey hissedemiyordum,felç gibiydim.
Hareket edemiyordum. Kaçamıyordum. Gözlerimi kırpamıyordum. Yavaş adımlarla üzerime gelmeye başladı...
Yaklaşıyordu. O yaklaştıkça nefes alamadığımı fark ettim. Birisi boynumu sıkıyormuş gibi hissediyordum.
Ve bir kahkaha sesi daha yankılandı...
Bir çığlık...

"İris! Kızım iyi misin?"
Sarsılıyordum.
Her taraf sallanıyordu. Deprem oluyor gibiydi ama hiç birşey hareket etmiyordu.
Sallanan tek şey bendim.
Gözlerimi açtığımda annem endişeyle koluma bakıyordu. Kolumda bir acı hissettim...Kanıyordu!

"İyiyim anne" diye yanıtladım.
"Koluna ne oldu?"
"Bilmiyorum.."
"Nasıl bilmiyorsun kızım, bekle ben sargı bezi getireyim"
Annem odamdan çıktı. Ve kolumla göz göze geldik. Nasıl oldu bu?
Bilmiyorum iç ses,bilmiyorum. Ama korkuyorum ve titriyorum.
Gece birşeye vurmuş olabilirmisin?
Bilmiyorum.
Sende bir bok bilmiyorsun!
Bana bak sen ne ara benimle zıt olur oldun?
Sen benim neyim oluyorsun da bu havalar üstünde?

O nasıl soru lan? İç sesinim ben senin. Hem tek korkan sen değilsin bende korktum üstüme gelme!
Annem odama girip kolumu sarmaya başladı.
"Sıkımı?" Hissedemiyordum, kolum yerinde değilmiş gibiydi.
"Hissetmiyorum.."
"Hastaneye gidelim mi istermisin?"
"Hayır" dedim.
"Bağırıyordun, cok korktum İris"
"Bende korktum"
"Ben işe geç kaldım güzelim, masaya atıştırmalık bişeyler koydum onları yersin"
Deyip yanağımdan öptü ve odadan çıktı. Gergin gibiydi, haklıydı aslında.
Kolum nasıl kesilmişti ve o gördüğüm rüyanın anlamı neydi?
İki hafta kış tatili olduğu için okula gitmeyecektim. Üzerime lacivert kazağımı ve siyah pantolonumu geçirdim ve mutfağa doğru ilerledim.
Çay hazırdı,masada çikolata, peynir ve erik reçeli duruyordu. Oturup ekmeğe çikolata sürmeye başladım. Üzerine de erik reçeli sürdüm biraz. Offf miss!

[KORKU HİKAYELERİ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin