4. Bölüm: Piknik

9 0 0
                                    

Evet, yine okuldayım ama dünkü olanlar hiç aklımdan çıkmıyor. Of düşündükçe deliriyorum. Biz şu an hayalimin , rüyalarımın kızıyla sevgili mi olduk? Pek emin değilim çünkü. İşte orada buraya geliyor.

- Selam Michael.

- S-ss-selam E-mily...

- Şey dün olanlar için üzgünüm, kendimi tutamadım.

Üzgünüm de ne demek? Ben burada sevgili olduk diye sevineyim, sen özür dile , oldu paşam.

- Yok, sıkıntı değil.

- Biz şimdi sevgili miyiz?

Şimdi evet desem ne ara diye sorar, hayir desem neden beni sevdiğini söyledin falan diye sorar. En iyisi cevap vermeyeyim.

- ...

- Şey tamam demek ki bana kızgınsın, en iyisi ben gideyim...

- Hayir Emily, dur!

- Iııı, evet?

- Özür dilemene gerek yok.

- Ama seni aniden öptüğüm için pişman değil misin?

- Hayir, unuttun mu , seni seviyorum Emily, demiştim. Ayrıca sen, ben de demiştin.

- Evet hatırlıyorum.

- Eee, o zaman neden özür diledin?

- Michael bak seni üzmek istemem ama ben seni o anlık kahraman etmek istediğim için öyle davrandım.

- ...

- Yani aslında senden hoşlanmıyorum, hoşlanmıyorum, hoşlanmıyorum...

Ohhhhhh, rüyaymış, valla gerçek diye ödüm b**uma karışıyordu. Ne de olsa sevdiğim kız.

Sabahtan hazırlanıp okula gittim ve hemen Emily yi gördüm. Yanına gidip :

- Selam Emily.

- Aa, selam Michael. Pardon geldiğini görmemişim.

- Sorun değil.

- Sanırım artık biz sevgiliyiz değil mi Michael?

- Sanırım.

Dedim sakın bir dille.

- Akşam bir yerlere gidelim mi Michael?

Oh hayır, benim sınava hazırlanmam gerekiyordu. Ne de olsa matematikten 55 aldım. Ama bu kişi benim için özel olduğu için:

- Olur.

Dedim.

Artık çıkışı sabırsızlıkla bekliyorum. Oh sonunda çıkış vakti geldi.

- Selam Emily. Nereye gidiyoruz?

- Sürpriz.

- Ama ben sürprizlere dayanamam ki. Çok sabırsızımdır.

- Olsun yine de bekle ve gör.

Acaba beni nereye götürüyor.

- Ve işte geldik...

- Vay canına piknik mi yapacağız.

- Evet neden olmasın.

Emily nin yüzündeki ifade çok mutluydu.

- Hadi piknik eşyalarını çıkar.

Dedi Emily. Artık yemeğe hazırız. Tam sandviç yiyecekken, Emily çok tırsmış görünüyordu.

- Ne oldu?

- Olamaz abim...

Gerçekten de yanında bir kaç kişiyle buraya doğru gelen kızgın bir abi geliyordu.

- Çabuk saklan.

- Tamam.

Abisi:

- Noluyor burada Emily?

- Hiç abi yemek yiyordum.

- Tek başına mı?

- Şey evet...

- Tabii efendim.

- Neden noldu ki.

- Dur bi bakiyim.

Abisi beni görüp yanıma geldi. Ve yakamdan tutup beni havaya kaldırdı. Duyduğuma göre Emily nin anne ve babası vefat etmiş. O yüzden Emily yi korumak için Abisi bir eşkıya olmuş. Çünkü anne ve babası, Emily nin abisinin önünde vefat etmişler. Tabii kide Abisi bunu sindirememiş.

- Sen benim kardeşime zarar mi vereceksin lan! Kimsin oğlum sen?

- Abi onun suçu yok, onu seviyorum lütfen onu geri bırakk.

Beni yakamdan tutup sallaması bayaa beni sarsmıştı.

- Yürü Emily gidiyoruz.

- Abi hayır, dur!

Napacağımı şaşırdım. Ve ben napacağımı düşünürken Emily yi Abisi çoktan götürmüştü. O sarsıntıyla eve gittim.

MICHAEL IN GÜNLÜĞÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin