Evet, yine okuldayım ama dünkü olanlar hiç aklımdan çıkmıyor. Of düşündükçe deliriyorum. Biz şu an hayalimin , rüyalarımın kızıyla sevgili mi olduk? Pek emin değilim çünkü. İşte orada buraya geliyor.
- Selam Michael.
- S-ss-selam E-mily...
- Şey dün olanlar için üzgünüm, kendimi tutamadım.
Üzgünüm de ne demek? Ben burada sevgili olduk diye sevineyim, sen özür dile , oldu paşam.
- Yok, sıkıntı değil.
- Biz şimdi sevgili miyiz?
Şimdi evet desem ne ara diye sorar, hayir desem neden beni sevdiğini söyledin falan diye sorar. En iyisi cevap vermeyeyim.
- ...
- Şey tamam demek ki bana kızgınsın, en iyisi ben gideyim...
- Hayir Emily, dur!
- Iııı, evet?
- Özür dilemene gerek yok.
- Ama seni aniden öptüğüm için pişman değil misin?
- Hayir, unuttun mu , seni seviyorum Emily, demiştim. Ayrıca sen, ben de demiştin.
- Evet hatırlıyorum.
- Eee, o zaman neden özür diledin?
- Michael bak seni üzmek istemem ama ben seni o anlık kahraman etmek istediğim için öyle davrandım.
- ...
- Yani aslında senden hoşlanmıyorum, hoşlanmıyorum, hoşlanmıyorum...
Ohhhhhh, rüyaymış, valla gerçek diye ödüm b**uma karışıyordu. Ne de olsa sevdiğim kız.
Sabahtan hazırlanıp okula gittim ve hemen Emily yi gördüm. Yanına gidip :
- Selam Emily.
- Aa, selam Michael. Pardon geldiğini görmemişim.
- Sorun değil.
- Sanırım artık biz sevgiliyiz değil mi Michael?
- Sanırım.
Dedim sakın bir dille.
- Akşam bir yerlere gidelim mi Michael?
Oh hayır, benim sınava hazırlanmam gerekiyordu. Ne de olsa matematikten 55 aldım. Ama bu kişi benim için özel olduğu için:
- Olur.
Dedim.
Artık çıkışı sabırsızlıkla bekliyorum. Oh sonunda çıkış vakti geldi.
- Selam Emily. Nereye gidiyoruz?
- Sürpriz.
- Ama ben sürprizlere dayanamam ki. Çok sabırsızımdır.
- Olsun yine de bekle ve gör.
Acaba beni nereye götürüyor.
- Ve işte geldik...
- Vay canına piknik mi yapacağız.
- Evet neden olmasın.
Emily nin yüzündeki ifade çok mutluydu.
- Hadi piknik eşyalarını çıkar.
Dedi Emily. Artık yemeğe hazırız. Tam sandviç yiyecekken, Emily çok tırsmış görünüyordu.
- Ne oldu?
- Olamaz abim...
Gerçekten de yanında bir kaç kişiyle buraya doğru gelen kızgın bir abi geliyordu.
- Çabuk saklan.
- Tamam.
Abisi:
- Noluyor burada Emily?
- Hiç abi yemek yiyordum.
- Tek başına mı?
- Şey evet...
- Tabii efendim.
- Neden noldu ki.
- Dur bi bakiyim.
Abisi beni görüp yanıma geldi. Ve yakamdan tutup beni havaya kaldırdı. Duyduğuma göre Emily nin anne ve babası vefat etmiş. O yüzden Emily yi korumak için Abisi bir eşkıya olmuş. Çünkü anne ve babası, Emily nin abisinin önünde vefat etmişler. Tabii kide Abisi bunu sindirememiş.
- Sen benim kardeşime zarar mi vereceksin lan! Kimsin oğlum sen?
- Abi onun suçu yok, onu seviyorum lütfen onu geri bırakk.
Beni yakamdan tutup sallaması bayaa beni sarsmıştı.
- Yürü Emily gidiyoruz.
- Abi hayır, dur!
Napacağımı şaşırdım. Ve ben napacağımı düşünürken Emily yi Abisi çoktan götürmüştü. O sarsıntıyla eve gittim.