|7|

14 0 0
                                    

2 kim 1 park

namjoon:
jinle konusuyorum

baya tatli cocuk yanaklarim agridi gülmekten

jimin:
hm

demek tatli cocuk

namjoon 🙃

namjoon:
jimin 🙃

jimin:
💑

namjoon:
😐😐😐

jimin:
👪👪👪👪👪

namjoon:
sus artik beynimin acidigini hissediyorum

taehyung:
arkadaslar
bu gece beni misafir etmek isteyen centilmen biri var mi

namjoon:
gel kardesim

harry pottera baslayalim yeniden

jimin:
bensiz mi

namjoon:
yatsgim iki kisilik

jimin:
sen koltukta yatican zaten yarram

taehyung:
gelirken almami istediginiz bir sey var mi

namjoon:
iki cips bir kola (le'cola al bimden daha ucuz)
jelibon
laviva
ramen
bir de yaş pasta

jimin:
ketcap mayonez de ister misin?

namjoon:
yas pastaya mı

midesiz misin jimin yas pastaya ketcap mayonez mi sikilir AŞXÖFŞSŞCLGŞSİXLGLSİDLFLSŞ

ilahi jiminie

jimin:
bunun iq'su nasıl 148 aklim almiyor cidden

taehyung:
yoldayim
jimin gel sen de otobüs duraginda bekliyorum

-yazardan-

Taehyung,ellerini cebine koymuş,boş sokakta yürüyordu.

Ailesinin,onun bir gay olduğunu öğrenip ağza alınmayacak hakaretler etmesinden sonra kalbi dayanamamış,evden ayrılmıştı.Tabi ki de tamamen ayrılmaya gücü yoktu,ama zaten bu sene üniversite sınavlarına girecekti ve belki de başka bir şehre gitme imkânı bulabilirdi.

Bunun haricinde,aklında alt komşusu vardı.
Onu terslemişti ve bu yüzden vicdan azabı çekiyordu.Ama hayatına dahil olmayan insanlar için çok da üzülmemesi gerekiyordu belki de.
Hem emindi,Jungkook da onu takmıyordu ki.
Gıcık oluyordu ona,haklı olarak.Ama Taehyung da dikkatsiz biriydi ve bazen çöpleri düşüyordu işte.Ayrıca balkonları da aynı hizada değildi,
Jungkook'un balkonu çok daha genişti ve Taehyung'un masası olmadığı için balkonun kenarlarına koyuyordu eşyalarını.Düşünce de direkt Jungkook'un balkonuna düşüyordu ve çekindiği için de ses edemiyordu.

Her neyse,diye geçirdi içinden Taehyung.
Telefonundan mesajları okurken Jimin'in daha yeni çıktığını öğrenmesi üzerine boş olan banka oturdu.Kulağında çalan müzik eşliğinde ayaklarıyla ritim tutarken,önüne atılan meyve suyu kutusuyla başını kaldırıp karşısında ona bakan Jungkook'la göz göze geldi.

"Söyle bakalım Kim Taehyung,niye ağlayarak çıktın evden?"

Jungkook meraklı biriydi.İnsanlar onun bu özelliğini sevmezlerdi.Tıpkı karşısında oturan güzel yüzlü çocuk gibi.Her şeye burnunı sokardı çoğu zaman.Bıktırırdı karşısındaki insanı.

"Sana ne Jeon?Salsana beni."Kulaklığını yeniden takarken telefonunun ekranını açtı.

Jimin:
Taehyung
Annem markete yolladı beni,beş-on dakika gecikeceğim
Ama bekle beni,tek başıma gitmek istemiyorum.

Oflayarak telefonu cebine attı.Jungkook,şu an karşısında değil,yanındaydı.Bıkkınlııkla soludu.

"Bak oğlum,ben meraklı biriyimdir.Seni önemsediğimden değil.İçim rahat etmez,çöplüğe çeviririm evini mazallah."

"Eve yönelik bir şey yapma sakın.Bir de onunla
uğraştırma."Jungkook hararetle bedenini ona çevirdi ve çattığı kaşlarıyla konuşmaya başladı.

"Ulan!Ulan çocuk!"Yumruk yaptığı ellerini
arkasına gizledi ve sıktı.Hayır Jungoo,şimdi sinirlenemezsin..

"Biliyorum,haklısın Jungkook ama uzatma işte.
Moralim bozukken ve ailemle aram da kötüyken beni onlarla karşı karşıys getirme lütfen."
Yüzündeki sinirli ifade,yerini meraka bıraktı.
Kaşları artık sinirden değil meraktan çatıktı.

"Niye ki,ne oldu?"

Tam bunun üzerine Jimin'in koşarak gelmesiyle
Taehyung Tanrı'ya defalarca şükrederek ayağa kalktı ve bir şey demeden oradan uzaklaştı.

Jungkook da ayağa kalktı,ellerini cebine soktu ve omuz silkerek konuştu.

"Kargon da yarın gelecekti halbuki..."

the neighbourHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin