Merhaba evet ilk bölümle geldim sonunda başlıyoruz ve ben çok mutluyum.Nasıl hissediyorsunuz ben çok heyecanlıyım çünkü töre değil askeri kurgu yazıyorum.
Bildiğiniz gibi ilk kitabım Zeynep final oldu. Onun üzüntüsü ve gururu var üzerimde.
Neyse yeni kurgu yeni heyecan.
Beni takip etmeyen arkadaşlar lütfen
Şurayı
👇🏻👇🏻
Jutenya_ tıklayarak beni takibe alın çünkü bu yazar 25k olmak istiyor. Ve sana ihtiyacım var.
Beni kırmayacağını biliyorum.
Unutma sen benim hayal evrenime değinen yıldız tozusun.
Ve başlıyorum.
Keyifli okumalar.
Gece güne kavuşmamasına rağmen Agâh bir türlü uyuyamıyordu. Gecenin karanlığı ayrı zihnin de dolaşanlar ayrı onu boğuyordu.
Gözlerini açıp kısa bir süre tavanla bakıştı. Aldığı nefes bile ona yetmiyordu. Hem zihnin de dolananlar olacak gibi değildi.
Zihnindekiler ve sıcak boğucu hava rahat uyumasına bir türlü izin vermeyince, üstündeki pikeyi yere atıp yataktan kalktı. Komidinde olan sigara paketinden bir sigara alıp dudaklarına götürdü. Dudakları arasından sızıp ciğerlerine soluduğu dumanı geri verdi.
Birkaç gün sonra göreve çıkacak ve aklı ailesindeydi. Daha doğrusu birinde, kendisine bile itiraf etmekten korktuğu gönül sızısı.
Görevde gözünü kırpmadan tetiğe basıyor ve kelle alıyordu lakin konu o olunca mantığıyla kalbi savaşıyordu.
Bu öyle bir savaştı ki bildiği tüm doğruları yerle bir ediyordu.
Öyle dağda kurşun sektirmeye benzemiyordu. Malum seken kurşun değil de kalbi olunca durum vahimdi.
Ciğerlerine aldığı dumanı yıldızlara bırakmak ister gibi sesli bir nefesle verdi.
Urfa güzeldi lakin içinde ki daha güzeldi. Bunu da kabul edeli çok olmuştu.
Ela gözleri aşağıya baktığın da gelen tıkırtılarla uyumayan tek kişi olmadığını anlaması zor değildi. Gözlerini kısıp dikkatlice baktığı anda uyuyamasına sebep olanın uyanık olduğunu fark etti. Elinde ki sigaradan son nefesi alıp yatak odasına geri döndü.Sigarasını söndürdü ve dolaptan bulduğu ilk tişörtü kafasından geçirip odadan çıktı. Adımları avluyu bulduğun da çatık kaşlarla biraz önce avluda dolanan kaçağı merakla aramaya başladı.
Bu saatte dışarı çıkamayacağına göre nereye gitmiş olduğu muammaydı.
Ahırdan gelen seslerle adımları orayı buldu. Kapıdan girdiği gibi gördüğü manzarayla dudakları kenara kıvrıldı.
Hazelin ona göre yasaklı meyve.
Genç kız elin de havuç atının başını okşayarak onunla dertleşiyordu. Elini onun kahve tonlarında ki tüylerinde gezdirerek "Çaput biliyor musun? O gidecek ve ben dönmesi için sessizce dua edip burada kalacağım. Birgün geldiğin de belki burada olmayacağım ve ben onu görmeden gitmekten çok korkuyorum" diyerek içindekileri dile getirdi.
Onu dinleyen adamda bir haber atının tüylerini okşayıp "Çaput sence sevmek ayıp mı? Yani benim birini sevmem yanlış mı? " diye devam etti.
Hiç beklemediği anda duydukları adam da zelzele etkisi yarattı. Dişlerini sıkarak azarlar bir tınıyla "sen bu saatte burada ne yapıyorsun"diye söylendi. Sessinde ki buz gibi tını insan üşüten cinstendi.
![](https://img.wattpad.com/cover/325046506-288-k344633.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK'I SAYHA
General FictionTek amaçı vatanı ve bayrağı olan genç bir ağa. Tüm olumsuzluklara ve karşı çıkışlara rağmen görevinden ayrılmayıp görevden göreve koşan kahraman bir asker. Birde Hazelin vardı. Emaneti! Gönlünde olup diline yasakladığı. Hem evine emanet edilene kem...