acı

19 1 0
                                    


Canım sıkkın , canım acıdığı için.
Canım sıkkın , öfkeli olduğum için.
Canım sıkkın , ben kendimi sevemezken sevileceğime inandığım için.

Acıyor yani canım. Acı nasıl tarif edilir bilemiyorum. Kalbimin kanadığını hissediyorum. Sanırım tarif etmem için kullanabileceğim en iyi cümle bu. Kalbim kanıyor.

Kimse hak etmez biliyorum. Ama bana yapılmamalıydı. O kadar yarayla yaşamayı becerebiliyorken ben , yılbaşı gecesini atlatabilmişken ben , duvarlarımın üzerine çıkıp kurallarımı çiğnerken ben, o duvarların içine biri tarafından itilmemeliydim.

Kendimi suçluyorum. Kimseyi değil. Teslim olmak hataydı. Kalbimin sesini bir kere dinleyip hata yapınca , o sesi bırak bastırmayı ikinci kez dinlemeyi seçtim ben. Hata yaptım.

İnanmıştım çünkü. Başarıcam sanmıştım. Kaçma dedim o masada kendi içimden. Kaçma daha fazla dedim. Kaçsaydım keşke. Her seferinde yanlış yolu , yanlış insanı bulmayı nasıl başarıyorum bilmiyorum. Bu da benim sınavımmış.

Bilmiyorum. İki güzel söze , iki güzel göze inandım. Ben yeşil gözden nefret ederim.

Bilmiyorum. Kalbimde giremediğim o odayla biriyle girebilmeyi başardığımda yaşanacakları böyle hayal etmemiştim. O odada yalnız bırakılacağımı bilmiyordum. Bilseydim girmezdim.

Bilmiyorum. Ama artık ne Ninayı ne Treplevi ne de martı oyununu seviyorum. Biliyorum Çehov okumayacağım bir daha.

Bilmiyorum. Mavi renginde birini çok sevmeyi beklemiyordum.

Bilmiyorum. Canım yandı. Çaba olmadığı için. Vazgeçilmeyi beklemiyordum.

Bilmiyorum.

Kendime kızıyorum. O dört duvarın içine ne birini sokmalıydım , ne de o duvarların üstüne çıkmalıydım.
Hataydı. Duvarlarımın altında kaldım.

KÖPRÜDEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin