01.09.1230
Esmer tenli güzel çocuk,güzel ellerinde tuttuğu beyaz papatyalara bir yenisini daha eklerken oldukça mutluydu.Huzurluydu.
Ormanın içine doğru yürüdüğünü ise bir türlü fark etmemişti.Yalnızca içini kaplayan o güzel his,onu buraya kadar sürüklemişti işte.O da bastırmamıştı.Arkasında onu bekleyen biri ya da birileri yoktu.Gecenin karanlığında da olsa korkmazdı.Yalnızca papatyalar.
Ve tavşanlar.
Şayet,ormanın içinde kanlar içinde uzanan tavşanı,daha doğrusu tavşana benzeyen çocuğu gördüğünde elinde özenle demet hâline getirdiği papatyalar düşmüş,yerdeki kan gölüne bulanmışlardı.
Korkuyla çocuğun yanına oturdu.Üstündeki beyaz,bol kıyafetlerinin kirlenmesini umursamadı o an.Yalnızca bu güzel çocuğun can çekiştiği gerçeği vardı aklında.
"Hey,kendine gel!Ne oldu sana böyle?"
Tavşana benzeyen çocuğun gözleri yavaşça aralandı.Onu buraya ne ara getirmişlerdi?
Gerçekten ölüme,hayvanlara yem olmaya terk mi edilmişti?"B-bilmiyorum ki.Ne oldu bana?"Kaşları çatıldı.
"Dalga mı geçiyorsun?Ölmek üzeresin!Tanrım,
buz gibisin.Sırtıma alacağım seni.Kalkabilir misin?"Adı Jeongguk olan,yani tavşana benzeyen beyaz tenli çocuk,kenarlarından kan sızan dudaklarını araladı.Ve tavşan dişleri,yine ortaya çıktı.
"Hayır,üstün kan olur."
Taehyung;nam-ı diğer papatyaları seven güzel çocuk,ellerini Jeongguk'un ensesine attı.Teni buz gibiydi.Gözleri yaşardı istemsizce.
"Ama bir can kurtulacak.Bence bunu yapabilirim."Kararlı ses tonuyla gülümsedi Jeongguk.
"Güzel eller,değersiz ve ölüme terk edilmiş bir candan daha kıymetlidir küçüğüm.Kirlenmesini istemem."Öksürdü.Öksürdükçe kanlar daha çok fışkırıyordu ağzından.Taehyung kararan gökyüzüne baktı.Birazdan karşısındaki bu çocuk can verecek,ve o ormanda yapayalnız kalacaktı.
"Dayan,güzel ellerin sahibi karanlıktan çok korkar."
"Neden bana bakıyorsun o zaman?Kaç,kurtar kendini."
Yaşlı gözler,baygın gözlerle buluştu.Kurt ulumaları,baykuş sesleri birbirine karışmaya başlamıştı yavaş yavaş.Kanların içine düşen papatyalara baktı güçsüzce.Kıpkırmızı olmuşlardı.
"Peki,beni bekleyen biri olmadığını ve seninle gelebileceğimi söylesem?"
Tavşan yüzlü çocuk,şaşkınlıkla başını kaldırdı.
Fakat hemen düşmüştü başı toprağa yeniden."Saçmalama çocuk,ileride seni bekleyen biri olacak elbet.Şimdi git hadi.Karanlıktan korkmuyor muydun?Ben birazdan öleceğim.
Yalnız başına ne yapacaksın?"Bu gerçek Taehyungu ürkütse de kararlılıkla gülümsedi.
"Biliyor musun,eğer geri gitsem bile bir gün öldürüleceğim.Savunmasızım,ve insanlar benden
korkuyor.Yaşamayı pek beceriyor sayılmam.""Neden ki,"dedi kısık sesle. "Neden korkuyor insanlar senden?"
Omuz silkti küçük olan,ve konuştu.
"Erkeklerden hoşlanmamı garipsiyorlar.Bu yüzden idam emri verildi.Ama kaçtım bir şekilde.
Papatyalar güzel görünüyordu parmaklıklar arasından.""Papatya toplamak için mi kaçtın?"Sesi artık zar zor duyuluyordu.
"Evet,papatyalar en sevdiğim çiçeklerdir."
Ses gelmedi.Gelmeyecekti de.
Kuşağının kenarına taktığı hançeri aldı eline.
Karanlıkta yalnızdı artık."Papatyalar en sevdiğim çiçeklerdir,evet onları toplamak için kaçtım.Taç yapacaktım,ama kan oldular,gerek kalmadı."
Küçük olan,karşısında yatan ölü,ama hâla güzel olan bedene gülümsedi.Dudaklarını beyaz yanaklara,ardından da ölse de kırmızı olan dudaklara dokundurdu.
"Papatyalardan daha güzelmişsiniz Bayım."
Elindeki hançeri kalbine saplarken çok düşünmedi.Ömründe ilk defa onu dinleyen biri olmuştu,ve o da ölmüştü.Ayrıca dediği gibi,
geri dönse de zaten öldürülecekti.Bu yüzden
ölmeyi yeğledi.İnsanlar öldüreceğine,kendi öldürse daha güzel olmaz mıydı?Güneş aydınlandığında,gülümsemekte olan
iki ölü bedeni aydınlattı.Ve kanlar içinde kalan papatyaları...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bloody Daisy
Fanfic*one shot* En sevdiğim çiçeklerdir papatyalar.Beyaz yapraklı,o güzel çiçeklerin seni bana getireceğini bilmiyordum.