3'Endişeli Bakışlar

10.9K 335 51
                                    

Burak Oluk...

Yaptığımız büyük bir hataydı. Onlara okulda yapmamızın yanlış olduğunu söylemiştim. Fakat beni dinlemek yerine tiyatro salonunun en arkasında birbirlerini ellemişlerdi. Kısık inlemeleri beni her zaman tahrik ederdi ve bu sefer de bir fark olmadı.

Aralarında oturmuştum ve elleri yavaşça pantolonum uzanırken sahnedeki provayı izliyordum.

"Dur Mert." sesim nazik ama otoriterdi. İstemediğimi belirtmiştim çünkü dün bensiz mutfakta öpüştüklerini görmüştüm. Yalnız başlarına yapmalarını hiç sevmezdim. Üçü de benim için çok değerliydi ve çocuksu davranmam bu yüzdendi. Onları birbirleriyle bile paylaşmak istemiyordum.

Sahnedeki kız repliğini söylerken tiyatro hocası onu yine böldü. Kızın yüzündeki öfke en arka koltuklardan bile görülürken hoca bana mısın demiyordu. Saatlerdir burada oturuyorduk. Derse girmemiş ve yanyana olmak istemiştik ve en uygun ortam burasıydı. Birimiz eksikti ama yine de yanyanaydık. Ne de olsa akşam yine beraber olacaktık.

"Hadi ama güzelim. Bizi senden mahrum bırakma." bir eli pantolonumun kasık yerini sıkarken diğer eli belimdeydi. Kulağıma eğilip konuşması alt tarafımda bir hareketlenmeye sebep olduysa da renk vermedim. Mert'e tepki göstermediğimi gören Fuat da olaya dahil oldu. Kahverengi gözleri hınzırlıkla doluyken dudakları kıvrıldı. Çenemi tuttu ve kendisine çevirdi. Tam eğilecekken söylediklerim duraksamasına sebep oldu.

"Şu an herkesin gözü önünde beni öpmeyi planlamıyorsun değil mi?"

En arkada oturmamıza rağmen akşamüzeri olduğu için salonun tüm ışıkları açıktı. Ne kadar birbirlerine dokunduklaı gözükmüyor olsa da öpüşmemizi görürlerdi ve ben bunu istemiyordum.

Benim ailem çok dindardı ve erkeklerden hoşlandığımı öğrendikleri an namus deyip vururlardı beni. Bunu istemiyordum. Onlar da istemiyordu. Bu yüzden geri çekilip koltuklara yaslandılar. Üzerimdeki rahatlama hissi alt tarafımda oluşan sızıyla beraber kaybolduğu için gözlerim oraya kaydı.

Hemen de kalk onlara zaten.

Boğazımı temizleyip gözümü alt tarafımdan ayırdım ve sahneyi izlemeye kaldığım yerden devam ettim. Suskun bir şekilde oynayışlarıznı izledik bir süre. Sonrasında prova bitti ve hoca dışarı çıktı.

"Soyunma odası boş mu bir gidip bakar mısın Hayatım." rahat bir şekilde konuşan kişi Mert'ti. Fuat gevşek hareketlerle ayağa kalktı. Önümüzden geçerken dizimize sürünerek ilerlemesi yüzümde bir gülümseme oluştururken ses etmedim. Tiyatro salonundan çıkana kadar onu izledim. Önüme dönerken oyuncular sahneden iniyordu. Gözüm herbirinin yüzünde dolaşırken birisinde duraksadı.

Yasemin.

Çok başarılıydı. Bir üst sınıfımda okuyordu ve namı alt sınıflara kadar gelmişti.

Omzunun altına inen simsiyah saçları vardı. Yüzü yuvarlaktı ve çillerle doluydu. Dolgun dudakları çilek gibi kırmızı ve parlaktı. Küçük bir burnu ve bizimi ince kaşları vardı. Gözleriyle yeşilin açık bir tonundaydı. Çok güzel bir kızdı fakat ilgi alnımın dışındaydı. Çünkü şu anda yanımda oturan adam daha çok ilgimi çekiyordu. Bu yüzden sahneyi izlemeyi kesip ona döndüm. Teker teker salondan çıkan insanlara aldırmadan Mert'in eline uzandı elim. Elleri benimkine nazaran daha büyük ve kemikliydi.

Her şeyi benimkinden büyüktü.

Kafamda dönen tilkilerle elimi daha da sıktım. Aslında zihnimde elini tutmuyordum ve bunu hayal etmek bile seslice yutkunmama neden oldu. Yerimde rahatsızca kıpırdanırken sağından bir kıkırtı yükseldi. Gözlerim pembe dudakları izlerken salonda hiçkimse kalmamıştı.

Juliet ve Romeoları (BxBxGxBxB) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin