Cat! Castiel / Destiel+ Sabriel

Bölüm 7

"CAS'İ YERE İNDİR, SAM." 

"HAYIR O ÇOK SEVİMLİ!" Sam, Cas'i sıkıca göğsüne bastırarak, Bobby'nin bahçesindeki birçok bozuk arabadan birinin üzerine atlarken bağırdı. 

"BU İSTİSMAR!" diye kükredi Dean, sonunda eli kardeşinin ceketini yakalayıp onu geri çekmeyi başardığında. "Cas'i bana geri ver, ben de onu giydirdiğin o gülünç kıyafetten kurtarayım." Ardından olabilecek en pasif-agresif tonda konuştu. 

*** 

Bir saat kadar geriye gidildiğinde kardeşler arasındaki kavganın nedenine gidildiğinde; 

Gabriel'le karşılaşmalarının üzerinden yaklaşık olarak beş gün geçmişti, Cas'in maması bitmişti ve Dean, Sam'i markete gitmesi için zorlamıştı. Sadece temel yiyeceklerini ve şimdi de Cas'i gereksinimlerini alması içindi. Sam listede olmayan sadece bir şey almıştı. 

"Dean? Ahbap, elimde ne olduğunu görmelisin." Sam'in sesi koridordan duyuldu ve hem Dean'in hem de Cas'in kafalarını kaldırıp bakmasına neden oldu. Cas eski, tozlu kitabı okuyan avcının kucağında mışıl mışıl uyuyordu. 

Dean yanıt olarak mırıldandı. 

"Bak." Sam, bir bebek için kesinlikle küçük olan küçük bir prenses elbisesini kaldırdı. Parlak pembeydi ve üzerinde her türden küçük ışıltılı taş yapıştırılmıştı ki bu zaten korkunçtu ama sonra Sam'in diğer elinde tuttuğu tacı gördü. 

Sonra kafasının içinde küçük bir çan sesi yankılandı. 

"Ah hayır." 

"Ah evet." Sam yaramazca gülümsedi. 

"Bunu ASLA Cas'e giydiremeyeceksin." 

Sam somurttu, "Hadi ama Dean, bir kere?"

"O, tanrının bir meleği." diye bağırdı. Dean şimdi ayağa kalkmıştı ve Cas'i korumacı bir şekilde kollarının arasına almış, geri geri yürüyordu. 

"O bir kedi, yani artık bir kedi."

"Hayır dostum, bunu yapmıyorsun. Bu istismar!" 

Sam küçük elbiseyi kaldırdı, "Ama kediler giysin diye yapıldı, Canını yakmaz." 

"Fiziksel olarak değil, hayır. Ama bu olmayacak, söz konusu bile değil." 

Sam yenilmiş bir ifadeyle içini çekti. "İyi, onu mağazaya geri iade edeceğim." 

"Daha iyi olur."

Cas'in yanına oturdu ve kitabı tekrar aldı, kendi hızla bir kez daha esnedi ve top gibi kıvrıldı. 

"Seni ondan kurtardım, değil mi?" dedi Cas'in sırtını sıvazlayarak ve gülümsedi. 

Yaklaşık yarım saat sonra Dean, Cas'i bir süreliğine geride bıraktığını fark etmeden tuvalete gitmek için ayağa kalktı. Geri döndüğünde ellerini yıkamak için mutfağa döndü ve oturma odasından gelen bir miyavlama duydu ve oraya doğru koşarken neredeyse ayağına takılıp düşüyordu. 

Orada, Sam'i serbest bırakılmak için mücadele eden Cas'i utanç verici pembe prenses elbisesiyle, tacı kafasına bağlanmış halde tutarken buldu. 

"Kimmiş güzel çocuk?" Sam kediye yüzünde kocaman bir gülümsemeyle sordu

"SAM!" Dean, hemen kapıdan çıkıp Bobby'nin bahçesine fırlayan kardeşine kükredi. "Orospu çocuğu!" Çok hafif de olsa ona önde gelen kardeşinin peşinden koştu ve dışarı çıktığında kardeşini hiçbir yerde göremedi.

"Cas! Neredesin?"

Arabalardan birinin arkasından yüksek bir miyavlama geldiğini duydu ve kısa süre sonra Sam arabadan atlayıp koşmaya başladı, hemen ardından kardeşi geldi.

Ve başladığımız yere geri döndük, Dean sonunda kardeşinin ceketini kapmayı başardı.

"Hayır, çok sevimli görünüyor, gördün mü?" Sam daha sonra aptalca bir karar vererek Cas'i Dean'in suratına fırlattı. Sam homurdanır ve pes etmeye karar verir, artık Dean Cas'i geri aldığına göre onu artık gözünün önünden ayırmayacaktı, pes etse iyi olurdu.

Ama Winchester'lar pes eden insanlar olarak tanınmıyorlardı, değil mi?

Sam arabadan aşağı kayar ve Dean'in peşinden koşar ama içeri girer girmez çenesine bir yumruk saplanır. Başı geriye doğru sallanır ve çenesini okşamak için hemen elini kaldırır. "Dostum, ne oluyor? Sadece bir şakaydı."

Dean ona dik dik baktı, içi kaynıyordu, Sam'i hazırlıksız yakalamıştı. Dean cidden bu kadar kızgın mıydı, onunla dalga geçiyordu.

"Bu komik bir şaka değil Sam, kes şunu."

"Tamam, peki, bir daha asla duymayacaksın."

"İyi. Akşam yemeği yiyeceğim." Sonra topuklarının üzerinde döndü ve Cas'i dışarı çıkardı. Aptal kıyafeti hızla Cas'in üzerinden aldı ve küfrederek yanından geçtiği ilk çöp tenekesine attı.

*** 

"Seninle gurur duyuyorum Sammy." Gabriel'in sesi aniden küçük kardeşin arkasından yükseldi ve onun havaya bir santim sıçramasına neden oldu. Hemen meleği boğazına dayayarak duvara yapıştırır. "Vay canına, sakin ol kardeşim."

"Cas'i geri çevirdiğinde sakinleşirim" dedi meleğin gözlerine dikkatle bakarken, "Oynamayı bitirdim." dedi.

Gabriel sırıttı, "Sen misin? Çünkü az önce Cassie'ye yaptığın numara aksini gösterebilir. O da iyiydi, neredeyse sana bulaşacağım diyecekti." Gabriel imalı bir şekilde gülümsedi ve ona göz kırparak Sam'in kaşlarını çatmasına ve ondan uzaklaşmasına neden oldu.

"Cas'i geri döndürmek için burada değilsen, o zaman git." Dedi ve uzaklaşmak için arkasını döndü, sadece olduğu yerde durup baş melekle tekrar yüzleşmek için. "Neden hala memnun değilsin, neyi başarmaya çalışıyorsun?"

Gabriel yutkundu ve topuklarının üzerinde kıpırdandı, nedense Sam'i kızdırmaktan düşündüğü kadar memnun hissetmiyordu. "Sana söylediğim gibi, Dean Cas'a karşı hislerini kabul etmeli ama ben-"

"Neden! Bunu neden bu kadar çok istiyorsun? Onları zorlayamaz mısın? Özellikle de Dean değil ve bunu biliyorsun, o yeterince derinlerde Narnia'yı sık sık ziyaret ediyor. Evet, teknik olarak Cas'in erkek olmadığını biliyorum ama bunu Dean'in kalın kafasına sokmaya çalış." Sam, Gabriel'in yüzüne doğru bağırdı, artık onunla işi tamamen bitmişti.

"İlgin için, küçük kardeşimi önemsiyorum ve ikimizin de bildiği gibi Dean'in Cas'e karşı hisleri var, hatta belki onu seviyor ve bu karşılıklı. Küçük kardeşimin birine âşık olmanın mutluluğunu yaşamasını istiyorum ve o buna sahip olabilirdi, sen olmasaydın," Sözlerini vurgulamak için Sam'in göğsünü dürttü, "kardeşin bunu kabul edemeyecek kadar mızmız."

Sam omuz silkti, "Sanırım haklısın." Gabriel kaşlarını kaldırdı.

"Pekala, bununla ilgili bir şey ister misin?"

Sam çenesini ovuşturdu, gerçekten düşünüyormuş gibi görünüyordu. "Pekala, belki önce Cas'i geri çevirirsen..."

Gabriel huysuzca, "Ben gidiyorum," dedi. Ardından parmaklarını şaklattı ve ortadan kayboldu.

Sam içten içe kıkırdadı, bir şey reddedildiğinde ya da kızdığında somurtkan görünmesi komikti, sadece biraz komik, sadece biraz.

* 14.07.2023*