İyi okumalar yıldızlarım <3
Gözlerimi vücudumda sebepsiz bir ağrıyla açtım. Kollarım, ayaklarım hatta parmaklarım bile acıyordu. Homurdanarak yataktan kalktım ve kendimi esnetmeye çalıştım.
Her tarafım sanki bütün gece bir şey taşımışım gibi ağrıyordu. Kafamdaki baskı arttıkça ağrı dayanılmaz hale geldi. Kendime gelebilmek için elimi yüzümü yıkamak için lavaboya gittim.
Lavaboya girdiğimde gözlerim hala tam açılmamıştı, sanki dün ölü bir beden taşımışım gibi her yerim ağrıyordu ve hala fazla uykum vardı.
Elimi yüzümü yıkadıktan sonra aynaya baktım. Berbat bir haldeydim, dünden kalan makyajım akmış, saçlarım birbirine karışmış, göz altlarım çok koyulaşmıştı.
Bir anda aniden anladım ve hızla salona doğru koştum. Etrafıma baktım ve koltukta 2 kişiyi gördüm. Yanlarına gittiğimde Nisa ve Yağmur'un sarılarak uyuduğunu fark ettim. İkisinin üzerlerinde dünden kalan elbiseler vardı. Muhtemelen geldiğimiz gibi içeri sızmıştık.
Dün okulun bir partisine gitmiştik ve oraya sokulan gizli içkiler olduğunu öğrenince herkes baya keyiflenmişti, buna bizde dahil.
Evde anne ve babamın olmadığını bildiğim için içmeye karar vermiş ve fazlasıyla abartmıştım. Kızlarda içmiş olsa da benim kadar kötü değillerdi ve muhtemelen de beni eve onlar getirmişti.
Dünü hatırladığım için yüzümü ekşittim ve ayılmak için mutfağa doğru ilerledim. Kızlar uyanana kadar onlara birer kahve ve kahvaltı hazırladım.
Masaya göz gezdirdim bizim için yeterdi. Yanlarına gidip onları kaldırdım.
"Uyanın sizi uykucular hadi bakalım" yüksek sesle ikisi de yerinden zıplayarak uyandı, koltuğun kenarında olan Nisa ise yere düşerek günlük sakarlığına başladı.
" Ya Allah aşkına ne bağırıyorsun" söylenerek yerden kalkmaya çalıştı " Hayır sende beni kenara neden yatırıyorsun biliyorsun düştüğümü" Yağmura doğru söylenmeye devam etti.
Yağmur ise fazlasıyla keyiflenmişti " Ben sana gece dedim ama inat ettin orada yatacağım diye, bende fazla zorlamadım uykumda vardı açıkçası direk uyudum"
Nisa Yağmura kötü kötü bakarak yataktan kalktı ve banyoya doğru ilerledi. Arkasından ikimizde güldük bunu duyunca geri baktı ve size göstereceğim bakışları atarak kafasını kapıdan içeri geri soktu.
"Hadi gel kahvaltı hazır size kahvede yaptım biraz toplanalım sonra sırasıyla duşa gireriz öğlene doğru annemlerin gelmesi gerekiyor beni bu halde görmemeleri lazım"
Kafasını salladı ve mutfağa doğru ilerledi sandalyelerden birine oturdu ve kahveyi 3 gündür su içmeyen biri gibi ağzına dikti.
Telaşla yanına gidip elinden bardağı alacaktım ama çok geçti kahveyi püskürterek bardağı elinden düşürdü.
"Çok sıcak lan bu ağzım yandı, Allah bana bir şeyler ver, buz ver yandım lan" evet kahveleri yeni koyduğum için kaynar derecede sıcaktı ama Yağmur bunu bilmediğim için lıkır lıkır içmişti.
İçerden koşarak Nisa geldi ve olayı anlamaya çalıştı bende o sırada dolaptan buz çıkarıp Yağmura verdim.
"İyi misin Yağmur ya kızı salak mısın bir anda içilir mi o kahve görmüyorsun mu sıcak olduğunu"
"Nerden bileceğim acaba kendime geleyim diye diktim kafama işte hem sen beni niye uyarmıyorsun ki" sızlanarak söylendi.
"Uyarmama zaman mı kaldı bir anda diktin kahveyi" dedim azarlar bir şekilde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Mektup
Teen FictionYıldızlar arasında olmak, deli gibi onlarla koşmak isterdim. Tabi ki ona yetecek bir ömrüm olsaydı. Kendini serbest bırak, yık etrafında ki o duvarları, acıtsınlar seni ama gör gerçekleri, gör ve anlat. Susma asla, susarsan hayat asla kolay olmaz. ...