24

2.5K 137 41
                                    

14.06.2023

"Ben bıktım ya, sokacağım dersine de, sınavına da. Yeter lan." Diyerek yattığım koltuğun başına gelen Barlas'a baktığımda yine o da isyan eder gibi bana bakıyordu. Gözlerimi kısıp baştan aşağı onu tekrar incelediğimde o da kendisini süzebildiği kadar süzdü.

"Sen niye burada yatıyorsun?" Diye bir soru yönelttiğinde bakışlarımı yukarımdaki şatafatlı avizeden çektim.

"İngilizler yatıyor, bir Türk olarak bende yatmayı tercih ettim." Deyip arka tarafta kalan koltuk takımını işaret ettim.

Lobideki geniş deri koltukların rahatlığının farkına varıp içlerinden bir grubu sahiplenip koltuğa yayılmıştım.

Burada geçirdiğimiz bir haftanın sonuna geliyorduk ve kafayı yememe çeyrek vardı.

Geçen hafta meyhaneye gittiğimizi öğrenip, acısını başımıza hoca dikerek çıkartmışlardı.

Hepimiz sabahtan akşama kadar aynı masada oturup başımızdaki üç hocanın gözetmenliğinde TYT kasmıştık.

"Serhan nerede?" Diyen Barlas'a bakışlarımı çevirip ona "Siktim, öldü." Cevabını verdim.

Bu noktada kimseyle konuşacak, özellikle Serhan'ı çekebilecek mecalim kalmamıştı.

Bütün gün mal gibi masa başında oturup ders çalıştığım yetmiyormuş gibi bir de odaya gidince Serhan'ın söylenmelerini ve züppe şarkılarını dinlemek zorunda kalıyordum.

Artık Çakal'ın sesini duymaya tahammülüm kalmamıştı.

Selam bebek çakal ben hola, abilere selam hop tatile devam, hayat bize hep renkli bu şehirden değil idim, votka fondip partile çıktım sensiz tatile, uzaklarda bir yerlerde senden makas alıcam.

Yaz olsaydı belki sarardı.

"Yine gelmişler sana belli, düzelince gelirsin takıl burada." Demiş ve sonunda ortamı terk etmişti Barlas.

Siyah Nike terliklerim koltuğun kol kısmındaki ayağımdan yere düştüğünde bir süre ona sövdüm.

Aşk yaşanır mı kanka kankaya? Dönüyoz virajı yanlı, yanlıya.

Serhan'a sinirliydim çünkü hu işin sonu benimde Çakal bağımlısı olmamla biticekti.

Terliğim ayağıma geçirildiğinde bakışlarımı epey yüksek tavandan, ki tavandaki desenleri miyop olduğumdan göremiyordum, çekip ayağıma terliği giydirene çevirdim.

Poyraz.

"Barlas, yine gelmişler ona dedi. Bakmaya geldim bende." Diyerek geliş sebebini açıklamış ve benim yattığım ikili deri koltuğun karşısındaki ikili deri koltuğa yatmıştı.

Bacaklarının yarısı dıaşrıdaydı.

"Ben şahsen buraya eğlenmeye geldim, ama görüyorsun." Diyerek saçma bir cümle kurduğumda Poyraz gülmüş ve "Şahsen kim lan?" Demişti.

Evet.

"Bir haftadır anamızı bellediler." Diye de eklemişti.

"Bugün hiç mutlu değilim ya, her şeyle taşşak geçesim var, kalemim yere düşse onun üzerine bile elli tane şey söyleyip mizahımı döndürebilirim." Dediğimde Poyraz hafifçe gülmüştü.

"Kahvaltıya gidelim, birde aç kalmayalım hepsinin üzerine." Demişti.

"Gideriz." Dediğimde o kırk saatte yattığı yerden kalkıp benim koltuğun başına gelmişti.

Elini uzattığında elini tutarak kendimi yukarı çekmiş ve oturur pozisyona gelmiştim.

Öyleydi yani.

LuziaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin