Efil...
Saat gece'nin 3'ü Birtanem. Ben ise her zaman olduğu gibi seni yazmaya çalışıyorum. Ama bilsen yazarken içimin nasıl acıdığını yine mi gelmezdin? Senden sonra hayatı olmayan beni, hayatına koymayı yine mi düşünmezdin? Şimdi sen kaçıncı rüyandasındır kim bilir, o kendimin bile kıymaya korktuğum gözyaşını kimlere harcıyorsundur acaba? Sen ağlama, sen ağlarsan ben biterim Bir'tanem. Niye böyleyim hâlâ? Neden seni düşünüyorum onca şeye rağmen? Yoluma devam etmem gerekirken, neden senin olduğun yerde takılı kalıyorum Efil? Geçenler de oturdum aynanın karşısına, Gerçekler masaya bir bir yatırılmışken gözlerimi kapattığım için özür diledim kendimden. Seni hâlâ güzel hatırlamak isteyen aklımdan bile şüphe ettim de, sana olan sevgimden edemedim Efil... acım hâlâ ilk günün ki gibi, "ben artık hiçbir acının geçtiğini inanmıyorum. Sadece daha taze bir acı bulunca, diğerinin raf kaldırıyoruz. Kaldıramayan da intihar ediyor " demişti bir sözde. Bu satırları o zaman okumak ve kalbimdeki bin bir acıyla sana bunları yazmak inan bana tahmin ettiğin de zor Bir'tanem. Olmuyor, yazmayı bırakmak bile istedim. Çok yazmayı seven benden, ilhamımı aldın Efil. Şimdi söyle, sen olmazsan ne anlamı kalır yazdıklarımın? Ben artık senin için mücadele etmekten vazgeçtim Efil... Hani şairde diyor ya;
" Değersiz hissetmeseydim yine çabalardım. Fakat herşeyle savaşırım ama sevgisizliğinle savaşamam Bir'tanem..."