Namjoon aniden restorandan çıkmıştı. Bende ortada kala kalmıştım. Artık bende umut kalmamıştı. Deneme isteğimde kalmamıştı. Kabullendim o saniye. Babamlar öldüğünde boşanacaktık ve yalnız kalacaktım. Kabullenmiştim.Namjoon çıktıktan iki üç dakka sonra restorana Jungkook girdi ve benim önümde bitti. "Taehyung hyung iyimisiniz?" Diye sordu endişeli gözler ile.
Tebessüm ettim. "İyiyim Namjoon'un aniden işi çıktıda-"Ben konuşurken mırıldandı. "Kesin öyledir." Duymuştum bu dediğini. İyi değildi. Hiç iyi değildi. Jungkook ilişkimizi öğrenmemesi gerekiyordu ama çocuk değildi ya? Kim kandırıcaktı bir yerden sonra anlamaya başlıyacaktı diye korkuyordum. Şu an tek biraz tartıştığımızı sanıyordu herhalde.
Ayaklandım. "Hadi eve dönelim." Önümde dikilmeye devam ediyordu. "Yemek yemediniz ama." Dedi.
"Evde yerim Jungkook." Diye geçiştirmeye çalıştım. O da dudaklarını birbirine bastırdı. Önümden çekildi geçmem için. Bende dışarı yürüdüm.—
Bir ay sonra:
Namjoon ortalıktan kaybolmuştu o gün restorandan çıktıktan sonra. Babası aramadığı kuytu köşe kalmamıştı. İlk önce kimsenin haberi yoktu ama Namjoon'un babası korkmaya başlayıp bunu etrafındakilere sormaya başlayınca bütün magazinler hemen ilk kapak sayfalarını.
"Ünlü model Kim Namjoon kayıp" diye çıkarmaya başladılar. Ve dedikodularda çok vardı.Malikanenin bahçesinde salıncaklı bankta oturmuş magazin dergisini okuyordum.
"Ünlü model Kim Namjoon yaklaşık bir aydır kayıp. Bazıları başına bir şey geldiğini, bazıları ise kocası Kim Taehyung'dan boşandığını idda etmekte. Kim ailesi bu sorularımıza ise bizi cevapsız bırakmaya devam etmekte."
Ve iki sayfa daha doludu bu konu hakkında. Daralıp magazini önümdeki sehpaya fırlattım. Endişeliydim Namjoon'un başına ya cidden bir şey gelmişse diye. O an telefonum çalmaya başladı.
Tanımadığım numaraydı. Normalde asla açmazdım çünkü telefonumu ifşa etmeye çalışan insanlar olabiliyordu. Ama kaç zamandır açıyordum çünkü Namjoon olma olasılığı olduğundan.
"Alo?" Dedim sakince telefonu kulağıma dayayıp.
"Taehyung. Benim Namjoon." Aylar sonra sesini duymamla hemen dikleştim ve ağzım açıkta kaldı.
"Namjoon iyi misin? Hemen babamlara söylemem gere-" heyecanla konuşurken beni durdurdu.
"Hayır. Sakın babamlara bu numaramı verme. Seni aradım çünkü beni arayıp durduğunuzdan dolayı iyi olduğumu söylemek istedim."Kaşlarım çatıldı. "Şimdimi aklına geldi aramak. Deli oluk hepimiz. Sana bir şey oldu sandık." Telefonun öbür ucundan Namjoon ofladı. "Evet üzgünüm. Kafamı toparlamam gerekiyordu. Hatta magazine çıktığımı dün öğrendim. Hiç bir şekilde internete falan girmedim."
Bacaklarımı kendime çektim. "Ne zaman gelicen? Dinlendin mi?" Diye sordum sessizce. "Hayır, Taehyung dönmeyeceğim." O an kıpraştım yerimden anlamamıştım. "Ne? Ne dedin?"
"Taehyung ben artık bu hayattan bıktım yalnız başıma kalmak istiyorum. Yani nasıl desem şu ünlü hayatından bıktım. Biliyorsun başından beri benlik bir şey değil. O zammanlar babamın her dediğini yapmamın nedeni... biliyorsun Jin'in yokluğunda hiç düşünmeden hareket ediyor robot gibi davranıyordum." Sessiz kaldım çünkü haklıydı.
"Neyse işte babamlara söyle ben iyiyim. Beni aramasınlar. Artık istedikleri olmayacak. Ve senle boşanıcağız yarın." Duraksadım ne hangi ara bunları düşünmüştü? Ama o an boşanmak istemesi koymadı
çünkü ben sadece bencilliğimden yalnız olmamak için evli kalmak istiyordum onu. Ama artık yapmayacaktım onun halini zaten görüyordum. Mutlu olmayı hak ediyordu oda.Sessiz kaldım. "Babamlardan gizli avukatımıza gidicez. İmzalıyacağız kağıtları bu kadar kolay. Ve imzaladıktan sonra sen gelip babamlara iyi olduğumu boşandığımızı söyleyeceksin. Ve suçu üstüme at tamam mı? Zorladı beni diye söyle."
Boşluğa dalmış bundan sonra ne olucağını düşünüyordum. "Ve ondan sonra ikimizde özgürce istediğimiz hayatları yaşayacağız. Hep hayalimizdi bu Taehyung." Beni cevaplarcasına söyledi. Namjoon bu üç yıldır yalnızlığa alışmıştı. Ama ben nasıl alışacaktım?
"Evet... hep hayalimizdi." Gözümden o an bir yaş damladı o an ağladığımı fark ettim.
"Taehyung hyun-" o an bahçede yanıma Jungkook belirdi. "Kapamam lazım sonra konuşuruz." Diyip hemen telefonu kapadım ve hızlıca gözlerimi sildim.Jungkook'a geri baktığımda endişeliydi. "Şey sizi rahatsız ettim çok özür dilerim. Şey demeye tek gelmiştim. Nicole manejeriniz mesajlarınıza yanıt alamayınca bize ulaştıda..."
Burnumu çektim. Gözlerimin kan çanağı gibi olduğundan emindim günlerdir endişeden uyuyamıyordum düzgünce. "Ah öyle mi? Şey bakarım birazdan mesajına. Şey öyle kafam şeydi unutmuştu-" Jungkook araya atladı.
"Taehyung hyung haddim değil ama kızıcaksanızda kızın, artık dayanamıyorum sizi böyle görmekten."
Yere baktı ve biraz durdu, sonra yine konuştu.
"Neden kendinizi sizi düşünmeyen biri için üzülüyorsunuz.."Bunu duymamla sessizleştim. Biliyordum Jungkook geldiğinden beri onun kişiliğini az çok kavramıştım. İyi kalpliydi. Acı olsada tebessüm ettim. "Düşündüğün için teşekkür ederim Jungkook. Ama emin ol Namjoon kötü niyetli değil." Bunu dememle bir iç çekti. Tabiiki o olanları bilmiyordu bu yüzden böyle düşünüyordu. "Merak etme. Daha iyi olucağım." Dedim.
Ertesi gün:
Sabah kalktığımda Namjoon'un dediği gibi kimsenin haberi olmadan avukatımıza gittim. Jungkook yine şöförlüğümü yapmıştı. Ona güveniyordum, o yüzden gelmesinde sıkıntı görmedim. Mahkeme binasına girdiğimde Namjoon'u gördüm. Çok yordun gözüküyordu.
Bendimde çok farkım olduğu söylenemez. Yanına yürüdüm ve önünde durdum. Yere bakıyor dalmıştı. Beni görmesi ile küçük bir gülümseme yüzüne yerleşti. Çok belliydi içten içe canı yandığı. Bir şey demeden ona sarıldım. Sessizdik, bir kaç saniye sonra o da bana sarıldı. Böylesi daha iyi olucaktı...
Umarım.Ve birkaç dakika sonra avukatımızla buluştuk ve...
Boşandık, kağıtları imzalarken ikimizde çok durgunduk. Ve çıktıktan sonra kapıda konuştu.
"Taehyung mutlu ol. Hep mutlu ol tamam mı? Her şey iğrençleştiğinde bile hep yaptığın gibi çabalamaya devam et. Benim gibi geçmişe takılı kalıp yaşama sakın."Sessizce onu dinliyordum. Gözlerim yaşarmaya başladı. Namjoon benim cidden tek arkadaşımdı. Ve cidden birbirimize önem veriyorduk. Kafamı salldım. "Sende mutlu ol. Çok iyi kalpli insanlarla tanışırsın umarım. Ve bir gün geleceğe bakabilirsin umarım." Namjoon gülümsedi son bir kere.
"Görüşürüz Taehyung." Tebessüm ettim. "Görüşürüz hyung." Binadan çıkarken nedense içim ferahlamıştı. Kapıda arabaya yaslanıp beni bekleyen Jungkook'u görünce gülümsedim. Cidden o kadarda kötü değildi. İyiydim, uzun zamandır olmadığım kadar.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lonely | taekook
FanfictionKim Taehyung kocası Kim Namjoon ile mutluydu... Yada öyle sanıyorlardı. Taekook