8

2.4K 144 36
                                    


Kim jennie

Bezginliğim, ne ailemle yaşadığım sorunlardan , ne de Taehyung dan kaynaklıydı doğrusu bana karşı  bu aralar   ilgiliydi. Bu olağanüstü değildi aslında Taehyung umut vermeyi daima severdi. Ne var ki, içimde bir şeylerin eksikliğini fark ediyordum : beni kendime getirecek önemli olan bir şeylerin eksikliğini. Hayata uzaktan bakarak, ilgisizliğimde yitip gitmiş gibiydim. Yine de arkadaşlarımın  her zaman yanımda olmaları iyi hissetiriyordu. Ancak sinirimi bozan bir durum vardı: hyunjin sarı, uzun saçlarını kesip siyaha boyatmıştı.

"ama ben seni civciv gibi yapan saçını seviyordum"

dedim mırıldanarak. Hyunjin uzun uzun açıklamaya başlasa bile onu dinleyemiyordum. Midem bulanıyordu. Taehyung bana bir süre önce mesaj atmıştı. Beni bahçeye çağırıyordu. İlk başta gitmemeye kararlı olsamda şu an  kendimi zor tutuyordum. Bunun nedeni ise Harin'nin de ortalıkta gözükmüyor olmasıydı.

"ben biraz hava alıcağım."

Hyunjin konuşmaya başlamadan kalktım. Bize doğru gelen Sehun ile günün ikinci dansını yapmaya hazır değildim elbette. İlk dansımız yeterince gerici ve komikti zaten. Kırmızı mini elbisemi düzeltip dışarı çıktım.

Soğuk hava tenime çarparken derin bir nefes aldım. Gökyüzüde ki yıldızlara tatlı tatlı gülümsedim. Aslında kendimi Harin ve Taehyung'u beraber görmeye hazırlıyordum. Bu eskiden sık sık karşılaştığım bir şeydi.
Güzel biriydim ancak Harin gibi iri göğüslerim, ince belim, uzun boyum ya da pürüzsüz bir cildim yoktu. Bazen onu kıskanırdım. Nedeni saydıklarım değil di  elbette o istediği zaman  Taehyung'a dokunabiliyor, öpebiliyordu. Ayrılma nedenlerini veya aralarının neden bozuk olduğunu  bilmiyorum. Beni ilgilendirmiyordu da.

Gözlerimi bahçede gezdirdim ve çok geçmeden ikisini yan yana gördüm. Beni neden çağırmıştı? Nasıl kadınlardan hoşlandığını göstermek için mi? Yoksa duygularımla alay etmek için mi? Tartışıyor gibi duruyorlardı. Bu sahneyi bir kaç kere daha izlemiştim. Sonu hep tatlı öpücüklerle bitiyordu.  Ah ne sevimli ama!

Topladığım saçlarımı açtım sabahtan beri ayağımı sıkan  yüksek topuklu ayakkabıları çıkartıp elime aldım. Burdan bir an önce gitmek istesemde aynı zamanda ne konuştuklarını merak ediyordum. Adımlarımı onlara doğru yöneltim. Ancak orada  başka bir şey bekliyordu. Büyük bir acıydı, bağıracak gibi oldum. Ne var ki, bağırırsam ikisininde dikkatini çekmiş olacaktım.

Şişe kırığını  ayağımdan çıkarmaya çalışıyor  , canım yandığı için alçak sesle inliyordum. Gözlerime yaşlar doldu, ayağımda ki camı çıkardım, şimdi ne olacaktı? Dayanmam gerekliydi. Ayakabılarımı geri giymeye çalıştım. Burnumu çektim. Telefonumu içeride unutmasaydım bizimkilerden birini arayabilirdim. Ancak içeri girmeliydim. Bu soğuk havada onların  dışarı çıkacağını zannetmiyordum. Sendeleyerek yürümeye başladım

"jennie!"

Yavaşça arkamı döndüm. Acıdan geberdiğim yetmiyormuş gibi, bir de bu ikisini dinleyecektim.

"sen iyi misin"

İkiside endişeli bir şekilde bana bakıyorlardı. Harin'in hiçbir zaman bir kötülüğünü görmemiştim. İyi biri olması bazen sinirlerimi bozuyordu.

"abini aramamı ister misin"

" hayır lütfen" Harin'in sorduğu soruya karışılık cevap vermiştim.

"sen içeri git harin"

"ama" ardından bir şey demeden gitmişti. Taehyung ile yalnız kalmak gerçekten benim için hiç iyi değildi. Daha fazla ayağımın üzerinde duramadığım için yere çöktüm. Zaten kısa olan elbisem daha da açılırken umursamadım  şu an bunu düşünecek  durumda değildim.

Fairy, Taennie ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin