14

2K 130 77
                                    

Kim jennie

"taehyung ayağım!"

"DUR! Dur dedim salak  "

Taehyung,  camdan  sarkıtığım  bacağımı aşağı doğru çekiştirken çığlık atmamak için kendimi zor tutuyordum.

"jennie  hadisene atla artık "
Bacağımı daha çok çekmeye çalışırken ayağımla onu ittirdim. Sanırım yüzüne denk gelmişti

"sikeyim burnum! jennie ne yapıyorsun ? "

"çekil sen atlarım ben"

"tutacağım dedim ya kızım seni"
Derin bir nefes alarak kaşlarımı çattım. Sinirlendiğimi anlamış olmalı ki bakışları anında yumuşamış ve biraz geri çekilmişti.

"düşersin öyle ondan dedim"

"hallederim ben" diyerek tüm cesaretimi toplamaya çalıştım. En fazla yere yapışırdım. Bir kaç kez derin nefes alıp kendimi toparlamaya çalıştım.

Ve dediğim gibi yere yapışmıştım. Taehyung bir kaç küfür mırıldanıp yanıma koşmuştu. Ellerimdeki  toprakları temizleyip ayağa kalktım. Biraz canım yandığı için gözlerim dolmuştu.

"tutardım ben seni"

"çok güzel tutuyordun. Bir ayağım daha içerideyken diğerini çekiştiriyorsun. Sana kalsa hayatıma  tek ayakla devam edecektim."

"neyse konumuz bu değil. Anlat dinliyorum seni taehyung"
Bir kaç saniye yüzünde gezdirdim gözlerimi. O evimize geldiği ilk günden beri içimde nice umutlar büyüdü de o gün -  beni reddettiği gün- yıkılıp gitti tüm umutlar.

Karşılık bulunamamış duygular zamanla kine dönüşür derler. Bende öyle olmadı büyüdükçe büyüdü içimde ki duygular. Sonra bir yanardağ gibi patladı . Bu duygular berberinde nefreti de getirdi.
Aynı anda birbirine zıt iki duygu hangisi daha ağır basıyor bilemiyorum.


Öfkeliyim, sadece sevmiştim onu. İnsan dünyaya sevmek için gelmez mi zaten? Sadece  karşılığını görmek istemiştim. Müthiş derecede kırıcı sözcükler değil.

"burada mı konuşacağız? Yani parkta falan otursaydık öyle konuşsaydık keşke"

"fazla vaktim yok" diyerek göğsümde birleştirdim kollarımı. Uzaktaki insanların sesi bir ezgi gibi geliyordu kulaklarıma.

"pekala o zaman bana hislerini açıkladığın günden başlayalım" bir kaç saniye gözlerimin içine baktı ardından boğazını temizleyerek bakışlarını yere indirdi.

"o gün içimde garip duygular vardı . Her zamankinden farklıydın. Yani sikeyim çok güzeldin!
Sana karşı daha önce hiç böyle bir şey hissetmemiştim. Her zaman kardeşim gibiydin. Hatırlamıyor musun jin her zaman seni bana emanet ederdi. Bana
'jennie seninde kardeşin sayılır' derdi.
Sana o sözleri söylerken öfkem sana karşı değildi yemin ederim değildi "

Başını kaldırıp gözlerimizin tekrar buluşmasını sağladı. Bakışlarımı kaçırıp başka yerlere bakmaya başladım. Bunun üzerine konuşmasına devam etti

" kendime kızdım. Sana o sözleri söylerken tek tek hepsini aslında kendime hatırlatmaya çalıştım. Fazla hoşuma gittin jennie. Yanlıştı o sözler  biliyorum. Biraz geç farkına vardım, Seni incitiğimin de farkındayım. "

"ve doğum günü meselesi. O gün aslında geldim "

"gelmediğini yazmıştın. zaten görmedim seni "

"yani kapıya kadar geldim. Sana yazdıklarım değildi aslında  neden. Biraz korktum, korkum berberinde cesaretmide kırdı. Gerçekten jimin'nin sana iki ayrı hediye aldığını mı düşünüyorsun jennie?" gözlerimi bir kaç kez kırpıştırdım aslında böyle bir ihtimal aklıma gelmişti ancak kendimi umutlandırmak istememiştim. Taehyung'un doğum günümü unutmuş olma ihtimali her zaman daha yüksekti benim için.

" söylediklerin beni tatmin etmiyor taehyung " ona tam anlamıyla hak vermiyor değildim ancak bunun onun bilmesine gerek yoktu.

"  harin konusu onu açıkla ?" gözlerinden sinirlendiğini anlayabiliyordum. Ama kolumdan tutup bedenlerimizi birleştirmesini beklemiyordum.

"  ne harini? Kızım Seviyorum seni işte niye anlamıyorsun "

Seviyorum seni

Bana günün ikinci şokunu yaşatıp konuşmama bile izin vermeden dudaklarımızı da birleşmişti. Yanıyordum.

Beni seviyordu. Sevdiğim adam beni sevdiğini söylemişti! Taehyung dudaklarıma yumuşak öpücükler bırakırden hareket edemedim. Tamam bu kadarı gerçekten fazlaydı. Güçlü durabilirdim,  kendimi Onu sevmediğime ikna edebilirdim, unutabilirdim ancak beni sevdiğini söylerken veya beni öperken değil. Böyle bir durumda nasıl güçlü kalabilirdim? Gerçekten beni biraz daha öpmeye devam ederse dayanamayıp karşılık verecektim Yaptığım yanlışı düzeltip onu hafifçe omuzlarından ittirdim.

Dizimi taehyung'un bacakları arasına yollamış tüm bedeninin gerilmesini sağlamıştım. Kısık bir şekilde inlemiş gözlerini kapatarak acısının geçmesini beklemişti. Sanırım biraz sert vurmuştum ve ikinciyi vurmamak için  kendimi zor tutuyordum.

Gözlerini açıp, yüzünü kaldırdığında
Boynundaki damarlar iyice belirginleşmişti. Onu sinirlendirmiştim. Ve sinirlendirmeye devam edecektim.

"vuracaksan başka yerlere vur jennie
Bu biraz acıtıyor "

Ona gözlerimi devirip konuşmaya başladım "seni istemiyorum taehyung"
Dedim yüzüme sinir bozucu bir gülüş takınarak. Onunda duyguları karşılıksızmış gibi hissetsin , benimki gibi gururu incinsin istedim

"trip atacaksın yani" o da benim gibi sırıtmaya başlayınca yüzümdeki gülüş yavaşça silinmişti. Her şeyi dalgaya almak zorunda mıyıdı bu salak herif?

"dediğimi duymadım herhalde? Salak mısın? " diye sorduğumda elini tekardan belime atmış beni kendisine doğru çekmişti. Kesinlikle canı bir tekme daha istiyordu!

"duydum. Ama gözlerin beni sevdiğini bağırırken sözlerine çokta odaklanmak istemedim"

"çok koşarsın sen böyle peşimden" dedim gülerek

"koşarım" diye fısıldadı.

"yorulmaz mısın?" diye sordum alayla karşık biçimde

"yorulmam. istediğin kadar at trip çoktan hakkettim ben ve bunu göze alarak geldim zaten karşına"








×××

Bu bölümü bir okuyucunun yorumundan esinlenerek yazdım
Teşekkürler kendisine 💋

55 oy ve yorum olsun sınır

Kontrol etmeden atıyorum
Hata varsa üzgünüm

Fairy, Taennie ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin