Dün Minjun bana Jung Hoseok'un bana aşık olduğunu söylemişti.
Aslında bir süredir bana olan bakışlarını ferkediyordum bana bakmasını bile istemiyorum.
Ben Jimin'i severken onu sevemem. Jimin'le yakın olması beni deli ediyor. Bunu hiç sevmiyorum!
Aslında birkaç defa Jimin'e yaklaşmaya çalışmıştım ama o beni görmezden gelmişti..
Jimin nadiren insanlarla konuşur. Bunun içinde Hoseok'da var ve ben onu kıskanıyorum.
Ben onun arkadaşını severken benden kendisini sevmemi bekleyemez. Gerçi Jimin'i sevdiğimi bilmiyor o ayrı bir konu.
Bu sabah olanlar için bir gram bile pişman değilim olmam da.
Zaten pek birşey de yapmadım olması gerekenleri söyledim.
Zil çalmıştı ve ben de Jimin'in sınıfının önünden geçiyordum Jimin'in sıra arkadaşı Hoseok'du ama hâlâ sınıfta değildi.
Acaba ne yapıyor aptal derse geç kalıp azarlanacak.
Son kez Jimin'in o tatlı yüzüne baktım ve kendi sınıfıma gittim.
Yine o lanet kadının cırtlak sesini duymak zorunda olmak intihar gibi birşeydi şakasız.
İçeri girmişti "Selam çocuklar" dedi ve hemen masasına oturdu hemen yoklama almaya başladı.
Ders başlayalı yirmi dakika olmuştu bir ders kırk dakikaydı zaten.
Biraz daha bu işkenceye dayanacaktım ve bu işkence sona erecekti elbet.
Aslında uyurdum da izin vermiyor gıcık kadın..
Biraz sonra koridordan bir çığlık sesi duyuldu.
Hoca ve sınıftakiler ayaklandı hoca kapıyı açtı ve dışarı fırladı eh tabii bizim meraklılar da geri kalır mı hiç? Tabii ki hayır onlar da koridora akın etmeye başladılar.
Bende koridora gittim. "Neden bağırıyorsun oğlum ne oluyor ders işleniyor ders" dedi hoca sinirle.
Çocuk hızlı hızlı nefes alıyordu koşa koşa geldiği her haliyle belliydi "H-hocam erkekler tuvaletinde b-birini dövmüşler yüzünü t-tanıyamadım ama b-boynunda derin olmayan bir çizik var l-lütfen yardım edin" diye haykırdı.
Sonlara doğru gözleri doldu "A-ama H-hoseok'a benziyordu" demişti ağlayarak.
Ne demek Hoseok'a benziyor lan! Yanlış görmüştür bence.
Biz sınıftan çıktığımızda bizim kattaki her sınıf dışarı çıkmıştı herkes o çocuğu pür dikkat dinliyordu.
Jimin o çocuğun son kelimesini duyar duymaz erkekler tuvaletine koşmaya başlamıştı.
Bende arkasından gittim Hoseok'u bu hale getiren kişi hâlâ orada olabilir. Jimin'e zarar gelmesine asla izin veremem asla!
Sonunda tuvalete geldiğimizde yerde kanlar içinde yatan bir Hoseok vardı cidden boynunda derin olmayan bir çizik vardı.
Yüzü kandan pek belli olmuyordu ama ağzından kan geldiği belliydi.
Jimin Hoseok'un başını dizine koymuş ağlıyordu bakışlarını bana dikti "ÖYLE APTAL GİBİ DURMAYI KES VE HOCALARI ÇAĞIRSANA" diye bağırmıştı.
Dediğini yaptım ve koridorda konuşan hocaları çağırdım. Bu durumda nasıl bu kadar umursamaz olabilirler cidden..
Onları çağırır çağırmaz tuvalete girdim Jimin hâlâ Hoseok'un başında ağlıyordu.
Eğilip Hoseok'u kucağıma aldım. Hosoek'un kafası anında boynuma düştü cusse olarak benden küçük olduğu için kolayca kucağıma alabilmiştim.
Dışarıya adım atar atamaz karışamda hocalar ve öğrenciler belirdi. Öğrenciler fısır fısır konuşuyordu.
"Oha çocuk ne hale gelmiş! Acaba Taehyung'a aşık olan biri bunun da Taehyung'a aşık olduğunu duyup da bu çocuğu bu hale getirmiş olabilir mi ki acaba"
Eğer öyle birsey varsa o piç bulunduğu zaman onu kendi ellerime Hoseok' yaptıklarını kendisine de yapacaktım ne eksik ne fazla.
"Hocam şu an tuvaletteki kanın temizlenmesi ve Hoseok'a bunu yapanın bulunması gerekiyor"
Dedim ve revire doğru seri adımlarlarla gitmeye başladım.
Hoseok'a baktığımda cidden fazla fena görünüyordu..
En sonunda revire gelmiştik kapıyı ayağımla tekmelemeye başladım. Görevli aceleyle kapıyı açtı "Ne oluyor böy- BU ÇOCUĞUN HALİ NE BÖYLE" dedi şokla.
