Keyifli okumalarΩ
Uykumdan sert bir yere çakılmayla uyandım. En son rahatsız yurt yatağında uyuya kaldığımı hatırlıyordum, yataktan düştüğümü düşünüp gözlerimi açtım.
"Hassiktir burası neresi amına koyayım." Sesli bir şekilde ettiğim küfürden sonra Jiminin sesini duydum. "Aahh yataktan falan mı düştüm lan ben her tarafım ağrıyor." Jimine laf söyleyemeden, Jinin "Oğlum biz çok mu içtik acaba lan?" Sorusuyla etrafa şaşkın şaşkın bakmayı bırakıp konuşmaya başladım.
"Hassiktir abi etrafınıza bakın, neresi burası lan?"Jin ve Jimin şaşkın ve gergin sözlerimi duyduğunda sızlanmalarını bırakıp etrafa baktılar, Jin "Sorumu geri alıyorum evet çok içmişiz hayali evrenler görüyoruz.", dedi. Jimin hemen arkasından "Oğlum hadi birimiz görsek anladım, hepimiz mi aynı şeyi görüyoruz amına koyayım."
dediğinde, onu onayladım. Hepimiz birbirimize bakarken olayı aydınlığa kavuşturan yine Jimin oldu "Bizim dün gece yaptığımız paralel evrene geçiş metodu tutmamıştır dimi? ", korkuyla gözlerimi sertçe yumup geri açtım. Jin "Yok abicim tutmamıştır." hemen yanından, "Yani tutmamıştır dimi?" cümlesini getirdi.
Ben hala etrafa bomboş gözlerle bakarken, Jiminin bağırmasıyla kendime geldim. "Jungkook etrafa bakmak yerine bişeyler mi söylesen acaba!" diye soran gözlerle bana baktı. " Ne diyebilirim Jimin, ha! Senin sikim sonik inadın yüzünden burdaysak eğer, nasıl dönücez acaba geriye?" diye Jimine bağırdım.
Olduğumuz durumu algılayamıyor oluşum beni germişti, Jimin suratıma saçma bir ifadeyle bakarken Jinin konuşmasını duydum. "Birbirimize bok atarak bu işten kurtulamayız, birbirinize bağırmayı ve suç atmayı kesin. Eğer şuan burdaysak birimizin inadı için değil hepimiz bu salak şeyi denediği için buradayız." diye mantıklı açıklamada bulundu. Derin bir nefes aldım, bir kaç saniyenin ardından "Özür dilerim Jimin" dedim. Jin hyung haklıydı birbirimize suç atarsak işin içinden çıkamazdık.
Şimdi üçümüzünde aklında iki soru vardı. 1. Soru Buraya nasıl geldik?, 2. Soru Burdan nasıl çıkıcaktık?
"Telefonlarımız, onlar yanımızda mı?" diye bir soru yönelttim. Heyecanla hepimizin eli ceplerine gitti. "Benim yanımda değil" diye yanıtladı Jimin. Jin "Benimde aynı şekilde yanımda değil." diye devam ettirdi.Benimde yanımda değildi, ne boktan bir yere düşmüştük böyle, buda neydi? Bu metodu yaparken asla inancımız yoktu doğrusu. Metod yüzünden mi buradaydık emin değildim.
"Etrafı turlayalım" diye öneride bulundu Jimin, "Belki insanlardan yardım isteriz ne bileyim, telefonlarını kullanmak için izin isteriz." İkimizde Jimini onaylayıp bulduğumuz bu yerden dümdüz ilerlemeye başladık. Nereye gidiceğimizi bilmiyorduk, sadece yürüyorduk.
Yürüşümüz yarım saati aştığında umutsuzca bir ağacın altına oturdum. " Yok! bu lanet yerde ağaç dışında hiç bir şey yok." diye sızlanmaya başladım. Burası nasıl bir yerdi böyle. Benimle birlikte çocuklarda umutlarını kaybetmiş oturuyorlardı, bi süre birbirimize hiç birşey söylemeden oturduk.
Arkamızdan gelen hışırtılı seslerle irkildim, kafamı hızla arkaya çevirdim. "Sizde duydunuz mu?" diye sordum, kafalarını salladılar. "Acaba ayı falan mı?" diye sordu, Jimin. Üçümüzde korkuyla sırt sırta gelmiş sesin geldiği yöne bakıyorduk, birden tanıdık olmayan bir ses geldi.
"Seslerin burdan geldiğine eminim, duydum." diye konuştu, yabancı bir ses. Üçümüzde aşırı gerilmiştik, otların arasından bir kol gözüktü. Elindeki keskin şeyle otları yarıp yüzünü ortaya çıkardı. Göz göze geldik, bir süre bakıştıktan sonra arkadan başka birinin sesi daha geldi. "Yok oğlum işte ses falan hayvan sesi fal-" bizi görmesiyle lafını yarıda kesti. Öndeki uzun olan çocuk" Siz kimsiniz?" Diye sert bir sesle konuştu.
Zaten gergindik, sert bakışlar altında daha çok geriliyorduk. Cesaretimi toplayıp ,"Asıl siz kimsiniz?" Diye bir soru yönelttim.
Sert bakışlar altında sorduğum soruyu yanıtladı. " Biz burda yaşıyoruz. Sizi daha önce burda görmedim, ki burda yaşıyormuş gibi de bir haliniz yok." , dedi üstümüzü süzerek. Hemen gözlerimi üstüme, çevirdim dün akşam giydiğim siyah pijamalarım üstümdeydi.
Konuşmayı Jin devraldığında "Buraya nasıl geldiğimizi bilmiyoruz, buranın yabancısıyız. Hangi yılda, neredeyiz onu da bilmiyoruz." diyerek açıklayıcı bir cümle kurdu.Arkadaki, diğerlerine göre biraz daha kısa olan adam ise " Nasıl bilmiyorsunuz, bu ne demek? İyice kafam karıştı." dedi. Birbirimizi anlamakta zorluk çekiyorduk, en sonunda ağzını hiç bıçak açmamış Jimin, konuşmaya katıldı. "Bilmiyoruz işte arkadaşım. Gece bir yattık, sabah burdayız. Yalan borcumuz mu var? Sizce buraya isteyerek gelsek, üstümüzde böyle pijamalarla mı dolaşırız?" Diye konuştu.
Öndeki adam ise, "Bu işte bir bit yeniği var, siz üçünüz beni takip edin!" dedi ve üstüne başka söz söylenmesini istemiyormuş gibi arkasını dönüp yürümeye başladı.
Helloo 2. Bölüm ile karşınızdayım bu bölüm biraz daha uzun oldu sanki içime pek sinmeyen bir bölümdü ama olsun okuduğuz için teşekkürler
ŞİMDİ OKUDUĞUN
You Me And The Stars|Taekook
ChickLitYurtta 3 arkadaş sarhoşken yaptığı paralel evrene geçiş metodu ile kendilerini hiç bilmedikleri bir yerde bulur. Yan çiftler; Namjin Yoonmin