.."Bir gün olacak! .."

30 3 0
                                    

Bir gün karşı komşumuz bayan Think gelinin zoruyla bir bakım evine bırakıldı. Doğrusu onu çok seviyordum. Bazen onla sohbet etmeye gidiyordum. Gençliğinde ne kadarda güzeldi! Koyu sarı saçları ne kadarda güzel bir şekilde menekşe gözlerine uyuyordu. Bayan Think 68 yaşında, ak saçlı güler yüzlü, orta boylu çok hoş bir kadındı. Yüzü kırışık olsada, aramızda 52 yaş olsada bana dünyanın hala döndüğünü hatırlatan tek kişi.

Onu ziyarete gitmek için hazırlanıyordum. Annem "Sen nereye gittiğini zannediyorsun! Bugün temizlik günü, birinin evde kalıp temizlik yapması lazım! Ki, o kişi ben değilim tatlım" dedi ve mutfak tezgahından indi, kapı eşiğinde şok olmuş duruyordum. Şok olmuştum çünkü; bugün için çok heyecanlıydım. Ve annem sayesinde bütün heyecan kursağımda kalmıştı. Kapı eşiğine doğru geldi ve "1 saat sonra çıkacağım, ben dönene kadar bütün işleri hallet" diyip beni alnımdan öptü. Çok sinirlenmiştim, beni hep böyle kullanıyordu. Ve bu sefer 'TAK' etmişti. "Hayır! " demiştim, annem bir anda durdu ve arkasına döndü kaşlarını çattı; "Anlamadım? " dedi. Sanki "bu dediğin bir hataydı ve Özür dilemek için 3 dk var" der gibiydi ama ben gerçekten de yorulmuştum. 17 yaşında genç ve güzel bir kız olarak bunları hak etmediğimi düşünüyordum. "Aynen duydun işte! Yapmıycam! Ben senin kızınım, hizmetçin değil! " dedim. O da; "ben seni bana yük ol diye değil, bana hizmet et diye doğurdum!" Diye çıkıştı. Ben o cümleden sonra şok olmuş gibiydim. "O zaman doğurmasaydın! " diye bağırdım, o da; "seni doğurmayı ben istemedim! Korkuyor ve ağlıyordum! Daha babanın kim olduğunu bile bilmiyordum! Seni ben istemedim! " dedi ve ben hiç olamayacak kadar şaşmıştım. Iyi bir anne değildi, iyi bir insanda değildi, her hafta başka biriyle yemeğe çıkıyor ve o gece gelmiyor sabah geldiğinde ise darmadağın oluyordu ama bana bu lafı söylemesi, işte bu zordu. Kapıdan ağlayarak çıktım ve kapıyı çarptım. Sesimiz çok çıktığından olacak ki, bir kaç kişi evin önüne toplanmıştı. Onlara aldırış etmeden oradan ayrıldım ve en iyi dostum Sam'e telefon ettim ondan bisikletini istiycektim çünkü benimki sağlam değildi. Oda her zaman ki gibi izin verdi ve bir kaç ev ötedeki evlerine gittim, bana neden ağladığımı sordu ama ben sadece bisikleti bir kaç saate getireceğimi söyledim ve gittim. Hem ağlıyor hem bisiklet sürüyordum.

Bir 20 dk sonra bakım evine vardım ve hemen information (informeyşın) ı geçip bayan Think'in odasına çıkacaktım ki; bir bakıcı ona bağırıp vuruyordu. Bayan Think beni görmüştü bana "beni buradan kurtar" derecesine baktı bende dudaklarımı oynatarak ama içimden "seni buardan kurtaracağım" dedim oda anlamış olmalı ki tamam dercesine kafasını salladı. Bakıcı kadın arkasında birisi olduğunu anlamış olmalı ki arkasına baktı. Ben o an duvara sakladım vr beni görmememiş olmalı ki; odayı oflana puflana toplamaya devam etti. Tam çıkmak için kapıya yaklaşırken bende koridorun başına doğru koştum. Böylece kata yeni gelmiş izlenimi verdim. Kadın bana arkasını dönüp yoluna devam etti. Bende Bayan Think ' in odasına girdim. O hayat dolu ve eğlenceli kadın nasılda yorgun ve perişandı. Pencere kenarındaki nar çiçeği rengindeki sandalyede oturmuş, karamsar bulutların ardındaki umut ışığı gibi parlayan güneşi izliyordu. Yanına gittim diz çöktüm, ve olayları anlatmaya başladım. O da burda pek mutlu değildi. O na " bu gece saat 2'de seni almaya gelicem, şimdi senin valizini toplayıp bir yere saklayalım, bende arabanın anahtarını information'dan alırım, sonra bisiklete biner yine eve giderim. Valizimi hazırlar ve saat gece 2 de seni almaya gelirim. Arabaya atlar rüzgar nereye ben oraya hesabı yollara akarız." Dedim oda heyecanla onayladı. Ona "en büyük hayalin ne?" Diye sordum o da; "Bir gün Richard'ın yanına gitmek. Ve Bir gün olacak! Beni onun yanına sen götüreceksin! " dedi büyük bir gururla. Bende bu Richard'ın nerde oturduğunu sordum oda uzakta olmadığını söyledi. Richard'ın kim olduğunu sordum o da "Richard; benim tek aşkımdı. Onunla Chicago sokaklarında kol kola yürürdük." Dedi bende ona " bu Richard nerde oturuyor? " diye sordum o da bana; " yaşadığı yere geldiğimizde sana haber vericem" dedi şefkatli bir sesle. Bende umutlu bir şekilde gözlerine baktım. Sevdiği kişiyle eklenmemişti, çünkü o zamanlar Richard ile evlenecek durumu yoktu. O yüzden Richard ile evlenemeden ailesinin zoruyla başka bi yere taşınmıştı. Aşağı yukarı 2 saat boyunca Richard ve Gençliğinde ki aşkı ile konuştuk.

Eve gittiğimde annem bana sinirliydi. Kapıyı çaldım ve annem kapıyı açtı "sen ne yaptığını sanıyorsun? Tüm gün ner--" sözünün yarısında ben ok gibi fırlayıp çoktan odama çıkmıştım bile. Annem benim peşimden gelip; "neler oluyor? Yine ne haltlar karışıyorsun? " diye kükredi. Bende gayet sakin bir şekilde " sana hayatında istediğin en çok şeyi vericem! Ama yarını bekle" dedim. O da ısrar etmeyip aşağıya indi. Bende Valizimi hazırladım. Ve anneciğime bir mektup yazdım;

Sevgili anne,
Sana "senin en çok istediğin şeyi vereceğim" demiştim ya, işte hediyem bu! Ben gidiyorum! Nasıl olsa beni istemediğini söylemiştin, bende senin istediğini yaptın ve gidiyorum. Artık istediğin kişiyle çıkabilir ve ilişkiye gire bilirsin!
Istemediğin kızından Saygılarla

Her şey hazırdı! Valiz, kol çantası, mektup ve araba anahtarı son olarak telefonum alarmını saat 01.30'a kurdum. Amacım şuydu bisikletle bakım evine gidicek ve bayan Think'i alacak ve arabaya binip benim eşyalarımı almak için bizim eve gelecektik tabii ki bisikletim olmadığı için Sam'i aradım ve bisikleti Garajın önüne koymasını ve ona geri getireceğimi söyledim ve o da kabul etti.

Akşam saat 22.47 gibi yattım. Alarmın şiddetli titreşimiyle uyandım. Sonuçta sesle kimseyi uyandırmak istemeyiz.

Ilk olarak valizlerimi iki katlı evimizin penceresinden bahçeye attım sonra giyinip aceleyle Sam'in evinin önüne geldim ki bisiklet Garajın önündeydi. Sam'e minnettardım benim hayatımı kurtarmıştı. Bisiklete atlayıp bakım evine doğru yol aldım. Ve information'dan Think'in arabasının anahtarını ödünç çaldım.

Think'in odasına çıktım ki giyinmiş beni nar çiçeği sandalyesinde bekliyordu. O da en az benim kadar heyecanlıydı. Bovullarını aldım ve otoparka gittik onun arabasını bulduk ve barajları yükledim ben bisikletle Sam'in evinin önüne kadar sürdüm o ise arabayı kullanarak beni bizim evin önünde bekliyordu. Ne kadar yaşlı olursa olsun hala genç ve dinamikti. Bizim eve koşarak geldim ve Bahçedeki valizlerimi arabaya doldurdum. Ve işte o an eski bir hikayenin sonu, yeni bir maceranın başlangıcıydı...

Hayatın SarısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin