sevisiyo muydunuz

1.1K 134 161
                                    

Aceleyle ayakkabılarını giyen Sunghoon hayatı buna bağlıymış gibi koşmaya başladı. Asansörün gelmesini bile bekleyemediği için merdivenlere yöneldi ve ışık hızında sekiz kat aşağı indi. Aynı hızda koşmaya devam ediyordu. Normalde beş dakikada varması gereken parka sanki yarım saattir gidemiyor gibiydi.

Adım hızıyla aynı hızda atan kalbi ona Sunoo'nun yanına gittiğini hatırlattı. Her şey o kadar hızlı rayına oturmuştu ki hâlâ inanamıyordu. Sunoo yanlışlıkla ondan hoşlandığını öğrenmiş, sonra da Sunghoon'dan hoşlandığını itiraf etmişti. Sunghoon'un bir süredir gördüğü rüyaları andırıyordu bu biraz. Sunghoon koşmaya devam ederken bir anda uyanacak diye çok korktu.

Bir asır gibi geçen beş dakikanın ardından Sunghoon parkın girişindeydi. İlerideki bankta oturan Sunoo'yu gördü. Telefonuyla ilgilendiği için kendisini görmemişti henüz.

İlerledi ve karşısında durdu. Ayaklarını gören Sunoo da başını kaldırdı. Karşısında Sunghoon gördüğünde dudakları yukarı kıvrıldı ve hemen ayağa kalktı.

İkisi de bir süre konuşamadı heyecandan. Sunoo, Sunghoon'un gözlerinin parladığını gördü. Hep böyle mi bakıyordu diye düşündü. Hep böyle parlıyor muydu gözleri yoksa kendisine baktığı için miydi?

"Konuşacak mısın, yoksa böyle bakışmaya devam mı edeceğiz?"

"Bilmem. Bana ikisi de uyar." dedi Sunghoon gözlerini Sunoo'nunkilere sabitlerken. "Konuşmazsan giderim Sunghoon." Ardından Sunghoon göz devirdi. "Asla romantik olmama izin vermeyeceksin, değil mi?"

Sunoo omuz silkti. "Tarzım değil." Sunghoon sırıttı ve Sunoo'ya doğru bir adım attı. Tereddüt etmeden kollarını Sunoo'nun beline sardı ve onun da kendisine doğru bir adım atmasını sağladı. "Ama benim tarzım. Ne yapacağız?" dedi yüzündeki sırıtışı korurken.

Sunoo kızarmamak veya bakışlarını kaçırmamak için çok zor duruyordu. Sunghoon'un karşısında gururunu korumak hâlâ önemliydi onun için. Buna alışması zor olacak.

"Garip geliyor, değil mi? Bu kadar yakın olmamız, sana dokunduğum için yanıyor olmam, dudaklarına kapanmayı bu kadar çok istemem çok garip Sunoo."

Sunoo kalbinin iki kat hızlandığını hissettiğinde gözlerini Sunghoon parlayan gözlerine kenetledi. Devam etmesini istiyordu. Bütün gün onu dinlemek istiyordu.

"İlk neden seni döven çocukları öldüresiye dövmek istediğimi hatta dövdüğümü sorguladım. Sonra durduk yere seni öpmek istedim ve saçma bir bahanenin arkasına saklandım. En son da beni terslemelerin çok canımı yaktığında sonunda anladım Sunoo. Senden hoşlandığımı o an fark ettim.

İnanılmaz paniklemiştim. Hâlâ Seoyoung ile beraberdim ve sen benden nefret ediyordun. Sadece aramızdaki ilişki bile paniklemem için yeterli bir sebepti zaten.

Sonra kabullendim. Bu güzelliğe aşık olmanın hiç de zor olmadığını fark ettim."

Sunoo sessiz kaldı. Etraf da sessizdi onun için. Sanki etrafta koşuşturup çığlık atan çocuklar yok olmuş gibiydi. Sunghoon'u duyuyordu sadece.

"Şimdi çok klişe bir şey yapacağım. Çünkü dizilerde goruyorum ve hep yapmak istemiştim. Ayrıca klişeleri severim." Sunghoon güldü ve başını salladı. Sunoo her ne yapmak isterse istesin izin verecek ya da yapabilmesini sağlayacaktı.

Sunoo Sunghoon'un sağ elini tuttu ve göğsüne yerleştirdi. "Hissediyor musun? Bak ne kadar hızlı atıyor." Sunghoon elinin altında çırpınan kalbi hissettiğinde bir kahkaha patlattı. "Bu kadar klişe olacağını düşünmemiştim." Sunoo Sunghoon'un elini iterken kaşlarını çattı. "Beğenmediysen gidebilirim."

better than you || sunsun ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin