Öfke problemleri.

16 3 0
                                    

Annem'in gözünden öfke akıyordu, bana bağırıp çağırıyordu ve özenle bakım yaptığım saçlarımı çekip, beni duvardan duvara sürüklüyordu... Tek yaptığım şey bir bardak kırmaktı, o bardakla beraber kırılan şey benim kalbim ile kemiklerim oldu. Ben anneme karşı sessiz kalamamış, ona karşılık vermiştim... Sinir krizi anındaydım, gözüm dönmüştü annemin dudağına kadar patlattım ve kendimi sözde odam olan kameralar ile çevrili yere kapattım, geçirdiğim krizin etkileri orada kendini göstermeyi sürdürdü. İnsanların ev dediği şey 4 duvar 1 çatıydı, benim ev dediğim şey ise bir hapishane hatta cehennemdi. Her dakika başı bağırışmalar, uygulanan şiddet, rahatsızlık hissi ve... Benim en nefret ettiğim kişi(annem)den aldığım en kötü şey, öfke problemleri. Bir gün okulda yürürken, birisi ayakkabıma bastığı için onu döve döve hastahanelik etmiştim, insanlar psikiyatri doktoruna gitmemi öneriyordu. Bu isteğimi aileme söyleyemeyecek kadar düşüktüm ailemin gözünde. Onların bana verdiği her şeye nefret ile bakıyordum, adımdan dahi tiksiniyordum.
Herkesin taptığı ve sahip olmak istediği bir görünüşe, fiziğe sahiptim fakat... Her şey görünüş değildi. Herkes benim gibi olmak için tanrıya yalvarırken ben her saat, her gün bu ızdırabın sona ermesi için tanrıma yalvarıyordum. Güzel gözlerimden güzel cildime akan göz yaşlarım ile güvenimin sonsuz olduğu tanrıma yalvarıyordum... Herkesin imrenerek baktığı vücudumun saklı yerlerinde, derin yaralar taşırdım. Hayır hayır, bu yaraları kendime ben yapmadım. Ailem dediğim kişiler yaptı, daha doğrusu yaptırttı. Aldığım en çok acı veren cezalardan birisi, bir odaya kapatılmam ve kendimi jilet ile kesmeye zorlanmamdı, bunları okudukça kendinize soracaksınız " Bunlar nasıl insan? Kendi evladına kıyıyorlar. " diyeceksiniz, buna eminim. Bazen bunu ailem için değilde, kendim için söylüyorum. "Ailemi hak edecek ne yaptım ? " " Bu ızdırabı hak edecek ne günah eyledim? " Diye soruyorum kendime. Her zaman suçu kendimde arıyorum, ailemde arayamıyorum. Onlar bana bunu öğretmişti, suç her daim bendeydi. Sürekli özür dilemek zorundaydım yaptığım en küçük hatada dahi, ayakkabıma basan kızı hastahanelik ettikten sonra onun evine kadar gitmiş onun ayağına kapanarak, ondan defalarca özür dilemiştim. Hem gurursuz, hemde öfke problemleri olan bir sürtüktüm. Bu yaşadıklarımı aklımın bir köşesine yazıyordum, unutamamak için. Her daim azab çekebilmek için, bu yöntem kendimi kendi çapımda cezalandırma yöntemimdi... İnsanların karşısına masum, temiz ve iyi bir maske takarak çıkıyordum, onlar beni masum, temiz ve iyi biliyordu fakat öyle değildim, olamazdımda. Yaptığım bütün kötülüklere rağmen, görünüşüm ile fiziğim sayesinde herkes yanımdaydı. Tabii, ben öyle sanıyordum... Hepsi sahte dostlardı. Gördüğüm en ufak ilgide, o kişiye bağlanıyordum. Ailemden en ufak sevgi görmeyi bile hak edemeyen ben, en ufak sevgide bunu hak ediyor muyum diye düşünüp, krizler geçirmeye başlıyordum. Artık kendi tenime kesikler atmak için ailemin bana emir vermesine gerek kalmamıştı, kendimi cezalandıran taraf bendim. Bu yaraları gören bir kız " Begüm, bunlar ne böyle?! " diye sual sunmuştu, ben ise bir bahane uydurmuş ve geçiştirmiştim. Izdıraplarım birbirini takip ediyordu, her gün aklımın bir köşesine yazdıklarım artıyordu. Geceleri uyuyamayacak raddeye gelmiştim, uyuyamadığım için kendime kızıyor büyük sinir krizleri geçiriyordum. Artık okulda bile o masum, temiz ve iyi yüzümü gösteremiyordum, her zaman sinirliydim. Herkesi tersliyor, şiddet uyguluyordum fakat buna rağmen hâlâ seviliyordum çünkü güzeldim, ben en güzeldim. Ailemin beni cezalandırdığı süre içerisinde, elime geçen jileti fırsat bulup, bileklerime derince kesikler attım ve kurtulma şansımın olmaması için aynı kesikleri boğazımdaki damarın tam üzerine attım. Görüş alanımın siyaha dönmesi ile duyduğum son ses kıkırdama sesleri oldu... Ailem benim ölümümü herkesten saklamış, delileri temizledikten sonra, ceza olarak üzerime bırakmayı planladıkları günlerce aç kalmış domuza, çok sevdiğim vücudumu yedirdiler. Bu şeye tanık olan komşular, bunun videosunu çekti ve polise ihbar ettiler. Polis ekipleri soruşturma başlattı, ailemin acemice temizlediği (temizlediklerini sandıkları) deliler ile odamdaki kamera görüntülerim, günlüğüme yazdıklarım sayesinde ailemin bana yaptığı her şey teker teker ortaya çıktı... Ailem gereken cezayı aldı mı? Hayır, almadı sadece 20 yıl hapis cezasına çarptırıldılar. Benim ölümüm ise 1 yıl içerisinde herkes tarafından unutuldu, benim değerimde insanların gözünde bu kadardı. Benim ızdırap dolu hayatımda sona ermişti, beni karşımda tanrımın sunduğu yeni ızdıraplar bekliyordu.

Psikoloji.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin