Kazutoranın bakış açısı ile anlatılan bölüm
Uzamış saçlarımı kesen anneme bakıyordum. Dudağının kenarında yarayı kapatmak için sürdüğü kapatıcı bile gizleyemiyordu... Bakışlarımı yere doğru çevirdiğim de annemin elini yüzümde hissettim. Ağlıyordu... Sessizce ağlıyor ve ben bir şey diyemiyorum. Yıllardır uzattığım saçlarım saatler içinde geçen kavga sonucu kesilmek istenmişti, hemcinslerimi sevdiğim için..
Ben kazutora, kazutora hanemiya... Annem, benim güzel sığınağım herşeyimi bilir şiddetli geçen bşr evde sürekli beni korumak için saatlerce dayak yerdi. Saçlarım tek tek omuzlarımdan düşerken artık ağlayamıyordum bile. Canımın yandığını hissediyor ama gıkım çıkmıyordu. Annem benim eşcinsel olduğumu biliyordu, babam olacak o adi... O adi nerden duyduysa çıkan kavganın sonucunda polislerin gelmesi ile ev tamamen sessizliğe gömülmüştü... Evde şimdi sadece annem ve ben vardım. Çünkü o orospuyu götürülmüştü polisler tarafından.
"Gidecek misin?... Polis merkezine" annemin kızarmış gözlerine baktığım da bir an durduğunu fark ettim..
"asla... Tam aksine sen ve ben burdan gideceğiz kazutora"
Bir kaç kelime beni o kadar heyecanlandırmıştı ki kalkarak dolu gözlerle anneme sarıldım... Nereye gideceğimizi az çok biliyordum. Anneannemlere gidecektik. Annemin yıllardır birikim yaptığı kıyıda köşe de para olduğunu biliyordum ama ben de biriktiriyordum.
Saatler geçti, annem saçlarımı kesti... Ev dağılmıştı ama tek yaptınız kendi eşyalarımı toplamaktı. Annem yaralarıma merhem sürdüğün de elimi yüzümü okşuyor ara ara öpüyordu. Bunca zaman o döl israfının eziyetin de kalmış sırf benim büyümemi beklemişti.. Ellerimizde valizler ile evden çıktığımız da anneme yük olsun istememiştim. İki valizi ben taşırken o bir yandan anneannemle konuşuyor, soru soruyordu..
Hayatımda nşr çok kez gördüğüm anneannem ve dedem.. Herşeyimize yardım etmiş ama bir şerefsiz yüzünden evimize bile gelemez olmuşlardı. Tokyonun bir ucunda oturuyorlardı, tahminimce 3 saat süren bir uzaklıktaydılar.. Ama biz bunca zaman o 3 saatlik yolu bile aşamamıştık
"Kazutora, ilaçlarını aldın değil mi?"
"Hangi ilaçlardan bahsediyorsun?" elimde valizlerle ona döndüm.
"antideprasan ve şu diğeri vardı ya..."
Hafifce gülerek başımı öne çevirdim... Bir kaç yıl önce bipolar olduğum tanısı konmuştu. Annesi günlerce bunun için ağlamıştı ama sonunda oda kabullenmişti. Başını evet diye salladıktan sonra yolumuz oldukça konuşkan geçti. Heyecanlı duruyordu annem, onu böyle görmek beni mutlu ediyordu ama ben onun kadar değildim.. Başımı çevirip bindiğimiz trenin camından dışarı izlemeye başladım. Gün batıyordu... Akşam oluyordu yine ve benim kafam da yine binlerce kelime. İç çekerek gözlerimi kıstım, yeni bir yer yabancı bir yer değildi ama o piç eve gittiğin de bizi bulamayınca ne yapacak onu düşünmeden duramıyordum. Büyük ihtimalle eve yeni bir kadın falan atar..
Kendi kendime güldüğüm de çantanın içine sıkıştırdığım telefonumu aldım. Ellerimin üzeri çizik ile doluydu kısa bir süre baktıktan sonra telefonum da gezindim.. Annem başını yaslanmış uyuyordu. Ben ise telefonuma bakmaya koyulmuştum...
***
"kazutora! Eve geç kalayım deme, deden seni özlemiş görmek istediğini söyledi" bağıcıklarımı bağladığım da arkam da duran anneme bakarak döndüm.. Geleli hemen hemen 2 saat olmuştu ama evde durmak beni resmen boğuyordu.. Başımla onay verdikten sonra gecenin karanlığına bürünmüş sokağa adımımı attım. Bir arkadaşım yoktu ki telefon açayım da alo diyeyim.. Umursamazca omuz silktim.. Arkadaşım yok diye omuz silkmiştim. Bir süre bilmediğim yollar boyunca yürüdüm...
Kulaklıkta çalan Hate me şarkısına eşlik ediyor ve boş gözlerle bakıyordum etrafa.. Nehir kıyısı gördüğüm de gözlerimi oraya diktim. Kimse yoktu... Issız ve sessizdi. Yaklaşarak çimenlere oturduğum da kulaklığımı çıkartıp sadece sesi dinlemek istedim. Su temiz ve berrak duruyordu. İç çektim... Belki de yorgunluğum sesiydi..
Suya uzun uzun baktım.. Su her zaman akar ve yolunu bulurdu... Telefonumun titremesi ile irkilmeme sebep oldu. Mesajlara girdiğim de kendimi gergin hissetmem sadece saliselik olmuştu..
**Pipimin ucundan 5 mesaj**
-O annen olacak sürtük ve sen bu eve gelirseniz sizi öldürürüm
-Oğlum falan değilsin bu saatten sonra gidip herkesin altında sürt
-kurtulduğum için mutluyum
-iki baş belasından kurtuldum
-sizi orospu çocukları
Mesajları gülerek okuduğum sıra da ufak bir küfür savurarak çimenlere uzandım. Sanki gerçekten babalık yapmış gibi oğlum falan değilsin diyordu.. Aşağılık herif. Gözlerimi kapattığım da ne kadar süre geçti bilmiyorum ama gözlerimi tekrar açtığım da görmek istediğim yıldızlar olucam sanırken, bir çift bal rengin de ki o ela gözlerle denk gelmiştim..
"Chifuyu! Gel gel uyandı bu herif!"
__________________________________________________________________
İlk bölüm için yeter de artar bence... Ellerim ağırıdııı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ateş Ve Su
General FictionÇimenlere uzanmış gökyüzüne baktığım da o an sadece içimden masalımın kahramanı olman için dilek diledim... Uyuduğunu biliyordum belki de aç gözlülüğüm bilemezdim senin sıcak ellerini tutup kalbimin heyecanla attığını hissettiğim de ağlamamak üzere...